Her yaz artan orman yangınlarını yalnızca sıcaklık ve dikkatsizlikle açıklamak kamu vicdanını tatmin etmeyecektir. Yangınlar sadece doğayı değil, toplumun güven duygusunu da yakıyor. Bu nedenle yangınların arkasındaki olası rant ilişkileri üzerine derinlemesine ve bağımsız bir araştırma yürütülmesi elzemdir
Kahraman Oğuz
Son yıllarda özellikle yaz aylarında Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde art arda çıkan orman yangınları tesadüfi olmanın ötesinde, organize bir rant düzenini akla getiriyor. Yüzlerce hektarlık alanlar küle dönerken, bu yangınların ardından gündeme gelen imar izinleri, madencilik ruhsatları ve enerji projeleri kamuoyunda ciddi kuşkular yaratıyor.
Bursa Harmancık’ta meydana gelen son olay bu şüpheleri daha da derinleştirdi. İddialara göre, bir bidon benzinle ormanın yüksek kesimlerinden inen ve vücudunda yanıklar bulunan bir kişi gözaltına alındı. Şahsın, FETÖ bağlantısı nedeniyle hakkında daha önce soruşturma yürütüldüğü ve askerlikten ihraç edildiği belirtiliyor. Linç edilmek istenen kişi, polis tarafından kalabalığın elinden güçlükle kurtarıldı. Bu durum, olayın bireysel bir kundaklama vakası mı yoksa daha büyük bir organizasyonun parçası mı olduğu sorusunu gündeme getiriyor.
Aynı şekilde, ülke genelinde farklı noktalarda çıkan orman yangınlarıyla ilgili olarak gözaltına alınan 7 şüpheliden 3’ünün tutuklanması da soru işaretlerini büyütüyor. Bu kişiler kim? Ne gibi bağlantıları var? Yangın çıkardıkları alanlarda daha sonra hangi projeler gündeme gelecek?
Son yıllarda çıkarılan yasa değişiklikleriyle birlikte orman alanlarının maden ve enerji şirketlerine açılması kolaylaştırılmış durumda. Özellikle yanan orman alanlarında yapılan “orman dışı kullanım” izinleriyle, bu alanlar madencilik, enerji santralleri veya turizm yatırımları için tahsis edilebiliyor. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: Ormanlar bilinçli olarak mı yakılıyor?
Yangınların ardından kısa sürede harekete geçen bazı şirketlerin bölgedeki projeleri, kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor. Ne yazık ki, bu projeler çoğu zaman yerel halkın, ekolojistlerin ve çevre savunucularının tepkilerine rağmen hayata geçiriliyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında sorulması gereken temel sorular şunlardır:
- Orman yangınlarının arkasında rant amaçlı örgütlü yapılar mı var?
- Yanan bölgelerin maden veya enerji projelerine açılması tesadüf mü?
- Devlet kurumları bu şüpheleri giderecek şeffaflıkta bir soruşturma yürütüyor mu?
- Gözaltına alınan ya da tutuklanan kişilerin arkasında hangi güç odakları bulunuyor?
Bu sorular yanıtlanmadan, her yaz artan orman yangınlarını yalnızca sıcaklık ve dikkatsizlikle açıklamak kamu vicdanını tatmin etmeyecektir. Yangınlar sadece doğayı değil, toplumun güven duygusunu da yakıyor. Bu nedenle yangınların arkasındaki olası rant ilişkileri üzerine derinlemesine ve bağımsız bir araştırma yürütülmesi elzemdir.