Demokrasi için kadınların yaşam hakkını koruyan politikalara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Halkevci Kadınlar üyesi Buse Üçer, ‘Kadınlar barış mücadelesinin öncülüğünü yapıyor. Kadınlar, bu mücadeleyi toplumsallaştırarak barışı meşru bir zemine taşıyabilir’ dedi
Kürt sorunun çözümüne dair Meclis’te kurulan Milli Dayanışma ve Kardeşlik Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor. Komisyon, çeşitli toplumsal kesimleri dinleme çalışmasına devam ederken komisyonun hangi konuları gündemine almasına dair öneriler de çeşitli kesimlerce dile getiriliyor. Kürt sorunuyla demokratik yöntemlerle çözülmesinin yanında geniş bir demokratikleşme talebi ön plana çıkarken kadınlar da sık sık kendi taleplerini dile getiriyor.
Halkevci Kadınlar üyesi Buse Üçer, komisyonun Kürt meselesi ve demokratikleşme sürecinin yanında kadın katliamları gibi toplumsal sorunları da gündemine alması gerektiğini söyledi.
Kadın cinayetlerinde cezasızlık politikasının devam ettiğini, son dönemlerdeki ‘aile yılı’ söylemiyle de kadına yönelik şiddetin üstünün örtülmeye çalışıldığını belirten Buse Üçer şöyle konuştu:
“Kadınların artık ‘Hayır’ demesi, haklarını savunması ve şiddet gördükleri evlerde kalmayı reddetmesi gerekir. Bu önemli bir direniştir. Ancak iktidar; kadınları koruyan politikalar üretmek yerine boşanmayı zorlaştıran, kadınları şiddete açık hale getiren uygulamaları hayata geçiriyor.”
‘Çocuk ve yaşlı bakımı kadına yükleniyor’
İktidarın yürüttüğü politikaların erkek egemen sistemin bir parçası olduğunu, erkeklerin cezasızlık politikalarından cesaret aldığını belirtti.
Kadınların da bu gerçeğe rağmen cesur bir şekilde hayatlarına sahip çıktığını dile getiren Buse Üçer şöyle devam etti:
“İktidar, kadınların emeğini ve bedenini sömürmenin yollarını arıyor. Örneğin, evde yarı zamanlı çalışma modelleri gibi politikalar, kadınları daha fazla sömürmek için geliştiriliyor. Sosyal politikalar ise yetersiz. Çocuk, yaşlı ve engelli bakımı gibi sorumluluklar kadınların üzerine yükleniyor. Bu, devletin sosyal politika üretmek yerine kadınların emeğini istismar etmesi anlamına geliyor.”
‘Barış tüm toplumun meselesi olmalı’
Savaşlarda en fazla etkilenen kesimlerin başında çocuklar ile kadınların geldiğini hatırlatan Buse Üçer, kadınların buna karşı verdiği mücadeleye şöyle işaret etti:
“Filistin’den Afganistan’a, Suriye’den İran’a kadar kadınlara yönelik şiddeti ve soykırım artıyor. Ancak kadınlar, İran’da örtü takmayarak, Afganistan’da hakları için mücadele ederek, Suriye’de zulme karşı ses çıkararak direniyor. Türkiye’de de Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri gibi kadınlar barış mücadelesinin öncülüğünü yapıyor. Kadınlar, bu mücadeleyi toplumsallaştırarak barışı meşru bir zemine taşıyabilir.”
‘Yaşam hakkı demokratikleşmenin temel taşıdır’
Kürt sorununun çözümüne dönük süren demokratikleşme tartışmalarına değinen Buse Üçer şöyle devam etti:
“Türkiye’de demokratikleşmeden bahsediliyorsa, öncelikle kadın cinayetlerinin durdurulmalı. Yaşam hakkı, demokratikleşmenin temel taşıdır. Kadınların ve çocukların yaşayabildiği bir ülke olmadan demokrasi mümkün değil. Ancak bu, sadece kadın cinayetleriyle sınırlı kalmamalı, Kürt meselesi gibi demokratikleşme süreçlerinde de kadınların yaşam hakkı merkezde olmalı.”
‘Komisyon kadın cinayetleri gündemine almalı’
Meclis’te kurulan komisyonun Kürt meselesi ve demokratikleşme sürecini ele alırken kadın cinayetleri gibi toplumsal sorunları da gündemine alması gerektiğini belirten Buse Üçer sözlerini şöyle noktaladı:
“Komisyon, özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanlarında çalışmalar yapmayı hedefliyor. Ancak bu hedeflere ulaşmak için kadınların yaşam hakkını koruyan politikaların geliştirilmesi şart. Kadın kuruluşlarının komisyonda dinlenmesi, sorunların ve taleplerin açıkça ifade edilmesi önemli bir adım. Örneğin, kadın cinayetlerine karşı etkili önlemler, aile içi şiddete karşı koruma mekanizmaları, tehdit ve şantaja karşı caydırıcı cezalar getirilmeli. Kadın cinayetlerinin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden uygulanması, 6284 sayılı kanunun etkin bir şekilde hayata geçirilmesi, boşanma süreçlerinin kadınlar lehine hızlandırılması ve faillerin ceza indirimlerinden yararlanmaması gibi talepler, komisyonun tartışmaları arasında yer almalı. Çünkü kadınların güvenliği ve eşitliği, toplumsal barışın temel taşlarından biridir.”
Kaynak: MA









