CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in seçildiği 38’inci olağan ve 21’inci olağanüstü kurultayları iptal davasının 4’üncü duruşması görüldü. ‘Tedbiren kayyım’ talebi reddedilerek, dava 24 Ekim’e ertelendi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in seçildiği 38. olağan ve 21. olağanüstü kurultayları iptal davasının 4’üncü duruşması, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma öncesi Dışkapı Adliyesi önü ablukaya alındı. Çevik kuvvet polislerini taşıyan dokuz otobüs adliye önüne getirildi. Gazetecilerin yoğun bir biçimde takip ettiği duruşmaya basın kuruluşlarından çok sayıda temsilci sabahın erken saatlerinden itibaren adliye önünde yerini aldı. Duruşmanın düzenlendiği salon çok küçük olduğu için birçok avukat ve gazeteci duruşmayı salonun kapısından takip etmek zorunda kaldı.
Duruşma öncesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Adem Sözüer ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Dr. Volkan Aslan tarafından hazırlanan bilimsel mütalaa mahkemeye sunuldu. Mütalaada, asliye hukuk mahkemelerinin siyasi partilerin kurultay seçimleriyle ilgili davalara bakmasının, Siyasi Partiler Kanunu’na (SPK) ve anayasal düzenlemelere aykırı olduğu vurgulandı. Ayrıca, mutlak butlan veya yokluk kararının hukuki dayanağının bulunmadığı, bu tür kararların olağan ve olağanüstü kurultay süreçlerini engelleyemeyeceği belirtildi.
Saat 10.00’da başlayan duruşmada, davacıların avukatı Onur Yusuf Üregen ile CHP avukatları Çağlar Çağlayan ve Mehmet Can Keysen hazır bulundu. Duruşma salonunun küçük olması, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun vekili Av. Hüseyin Uğur Poyraz’ın tepkisine neden oldu. Poyraz, “Acilen büyük salona geçmeniz lazım. Erteleyemeyeceğinizi düşünüp, maslahatgüzarlıktan dava yapıyorsunuz sanırım” diyerek duruşma koşullarını eleştirdi. Mahkeme hakimi, salonun değiştirilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Duruşmada, CHP tarafı adına Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ve Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu’nun bilimsel görüşleri de dosyaya eklendi. Bu görüşler, davanın hukuki dayanağının zayıf olduğunu ve mahkemenin siyasi partilerin iç işleyişine müdahale etmemesi gerektiğini savundu.
Organize suç faaliyeti iddiası
Davacıların avukatı Onur Yusuf Üregen, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın “kamu düzenine aykırı ve kanunsuzlukla malul” olduğunu savundu. Yusuf Üregen, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve mevcut Genel Başkan Özgür Özel’in koordinasyonunda, kurultaya hile karıştırıldığını iddia etti. Yusuf Üregen, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde çok sayıda partiliye dava açılmıştır. Genel Başkan ve milletvekillerinden oluşan şüpheliler hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik fezleke işlemleri sürmektedir” dedi. Bu iddialar, salonda bulunan CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer’in sert tepkisine yol açtı. Özer, “Suç organizasyonu ne demek? Sensin suçlu!” diyerek avukata itiraz etti. Av. Poyraz da hakime, “Böyle konuşturamazsınız, siz de taraflı olursunuz” diyerek tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu talebi
Yusuf Üregen, tartışmaların ardından savunmasına devam ederek, kurultay iradesinin sakatlandığını ve kamu düzeninin güvenliği için Özgür Özel ile MYK, PM ve disiplin kurulu üyelerinin görevden alınmasını, yerine eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve o dönemki kurulların geri getirilmesini talep etti.
Müdahil talebinde bulunan Fahri Taşdelen, Kılıçdaroğlu’nun 25 Temmuz 2020’de seçildikten sonra üç yıllık görev süresini aştığını ve kurultay kararını hukuksuz bir şekilde aldığını iddia etti. Fahri Taşdelen, 38. Olağan Kurultay’ın bu nedenle geçersiz olduğunu savundu, ancak mevcut yönetimin olağanüstü kurultayla meşruiyet kazandığını belirtti.
‘Hayal ürünü iddialar’
CHP avukatı Çağlar Çağlayan, davacıların “suç örgütü” iddialarını “hayal ürünü” olarak nitelendirerek, mahkemenin siyasi partilerin iç işleyişine müdahale edemeyeceğini vurguladı. Çağlar Çağlayan, “Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) görevli olduğu şüphe dışıdır. Davacıların amacı, mahkeme eliyle partiyi kimin yöneteceğine karar vermektir. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı, bu endişemizi haklı çıkarmıştır. CHP’ye baskı o kadar yoğun ki, il başkanlığımızın yer değişikliği talebi bile sicile işlenmemiştir” dedi. Çağlayan, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin İstanbul İl Kongresi’nin iptali talebini reddettiğini hatırlatarak, “Mahkeme bu garabete dur demiştir” ifadesini kullandı.
Ayrıca, CHP’nin olağanüstü kurultay ve İstanbul İl Kongresi’ne ilişkin süreçlerin davayı “konusuz bıraktığını” savunan Çağlayan, Lütfü Savaş’ın dava açtığı dönemde parti üyelik haklarından faydalanamadığını ve dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini belirtti. Çağlar Çağlayan, mahkemeden, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın akıbetinin sorulmasını ve olağanüstü kurultay sonuçlarının dosyaya eklenmesini talep etti.
Yusuf Üregen, duruşmanın sonunda, mahkemenin erteleme kararı vermesi durumunda CHP’nin 22. Olağanüstü Kurultayı’nın durdurulmasını talep etti. Bu talep, CHP avukatı Çağlayan tarafından, “Karşı taraf avukatının hukuku bize emanettir” diyerek eleştirildi.
Yoğun tartışmalar ve karşılıklı iddiaların gölgesinde geçen duruşma, 24 Ekim’e ertelenirken, tedbir talebi reddedildi.
İSTANBUL