Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi Akbelen’deki kıyıma ve zeytinliklerin taşınmasına dair konuşan Ayşe Günay, ‘Bizim yaşamımızı yok ediyorlar, bu bir savaş demektir’ dedi
AKP’nin Meclis’e sunduğu, maden ve enerji şirketlerinin doğayı sömürmesine neden olacak “süper izin” yasasının Meclis’ten geçmişti. Yasa tasarısında Milas ve Yatağan’da 48 köyün koordinatları verilerek madene açılması talep edilmişti.
Yasanın geçmesinin ardından Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy mahallesinde bulunan Akbelen’de, zeytin ağaçlarının taşınmak üzere sayılacağı öğrenildi. Yeniköy Kemerköy Enerji (YK Enerji) ile Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) arasında Milas’ta zeytin ağaçlarının taşınma süreçlerini izleme ve raporlama protokolü imzalandı. İkizköylüler ise bu protokole tepki göstererek zeytinliklerin taşınmasına karşı yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, TTKD’nin önceki süreçlerde, zeytin ağaçlarının taşınmasının kabul edilemeyeceğini söylediği belirtildi. Yine açıklamada, TTKD’nin zeytin ağaçlarının taşınması için enerji şirketiyle protokol imzaladığı ve imzalanan protokolle bu hamlenin meşrulaştırılmaya çalışıldığı ifadelerine yer verildi. Zeytin ağaçlarının taşınmak üzere sayılmasına karşı İkizköy Muhtarı Nejla Işık, dijital medya hesabında yaptığı paylaşımda YK Enerji Şirketi’nin sondaj çalışmalarını gerçekleştirdiğini ifade ederek zeytin ağaçlarının sayılmasına ve taşınmasına izin vermeyeceklerini ifade etti.
Geçtiğimiz günlerde ise YK Enerji’ye ait kamyonlar ve kesim ekipleriyle birlikte çok sayıda jandarma bölgeye sevk edildi. Yurttaşların direnişerine rağmen kolluk korumasında zeytin ağaçların sökümü yapıldı. Milas ilçesine bağlı Karacahisar köyünden Ayşe Günay, bölgedeki kıyıma dair Jinnews’ten Nazlıcan Nujin Yıldız’a konuştu.
Ayşe Günay, “Biz toprağımızın talan edilmesini istemiyoruz. 48 köyde maden olduğuna ben inanmıyorum. Memleketimizi talan ettirmeyeceğiz, çünkü bizim başka yaşam alanımız yok. Köy olmazsa, şehir olmaz” ifadelerini kullandı.
‘Yaşamımızı yok ediyorlar’
“Zeytinlikleri nereye taşıyacaklar?” diye soran Ayşe Günay, zeytin ağacı yetiştirmenin zor olduğunu, ailelerinin yıllar önce zeytin ağaçlarını diktiğini ve ağaçlardan verimi daha yeni aldıklarını belirtti. Ayşe Günay, “Zeytinlikleri söküp nereye dikecekler? Onu söylüyorlar mı hiç? Sadece zeytin yok ki orada, çam, incir, meyve, her türlü ağaç var. Bu akıl dışı bir şey. Zeytin o kadar değerli ki bizim için, herkes için de öyle olması lazım. Zeytin bizim rızkımız, kimse bizim toprağımıza, zeytinimize dokunmasın. Asla kabul etmiyoruz, böyle bir yasa olmaz. İnsan kendi memleketine bu kadar zarar vermez. Bunu açıklasınlar, milyonlarca zeytini nereye taşıyacaklar? Zaten verimli toprakları talan ediyorlar, başka nereye götürecekler? Diyelim zeytinlileri taşıdılar, 48 tane köy var, binlerce insan var. Bu insanları yaşamlarından, kültürlerinden edemezler. YK Enerji’nin kurduğu termik santral benim evimin karşısında var. İnsanlar hastalanıyor. Bizim yaşamımızı yok ediyorlar, bu bir savaş demektir. Durum vahim, biz savaşta mıyız? Her şeyimizi kaybedeceğiz, üç-beş tane zengin insan, maden arayacakmış, bana ne faydası var? Bize yaşamayın, ölün diyorlar, bunun ötesi yok” diye belirtti.
‘Yaşanabilir topraklar için mücadele ediyoruz’
Zeytinliklerin sayılmasına karşı nöbette olduklarını ve bu kıyıma izin vermeyeceklerini dile getiren Ayşe Günay, “Gözümüz, kulağımız Akbelen’de” diyerek zeytinliklerine sahip çıkacaklarını ifade etti.
Ayşe Günay, “Devlet dediğin benim vergimle ayakta. Devlet benden vergi alıyorsa, bana sahip çıkmak zorunda. Çoğu insan bu durumun farkında değil ama biz ev ev, sokak sokak gezip bunu anlatıyoruz. Biz sadece kendi topraklarımız için değil, yaşanabilir bir toprak için mücadele ediyoruz. Bu sadece benim değil, hepimizin meselesi. Topraklarımıza sahip çıkalım. Bu sadece bizim sorunumuz değil” diye ifade etti.
HABER MERKEZİ