Amespor’a verilen ceza ve sonrasında TED kolejinde çocuklara yapılan tören sonrası Kürtçeye dönük politikalara tepkiler sürüyor. Bu duruma tepki gösteren kesimlerden biri olan dil dernekleri yöneticileri, ‘Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Barış dilde başlar’ diyerek Kürtçeye statü verilmesi gerektiğini vurguladı. Yöneticiler, Kürtlerin anadillerinden vazgeçmeyeceğini belirtti
Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) daha önce yazılı olarak onay verdiği “Koma Me Bona We” Kürtçe reklam sloganı nedeniyle Amedspor’a verdiği cezaya tepkiler devam ederken, bu kez TED Diyarbakır Koleji’nin “Tek dil Türkçe” fermanıyla çocuklara etkinlik düzenlemesi tepkiye yol açtı. 26 Eylül’de kolejin resmi sanal medya hesabında paylaşılan görüntüler, halkın tepkisi üzerine silindi, ardından da kolej tarafından geri adım atan bir açıklama yayımlandı. Wan ve Şirnex’te dil çalışmaları yürüten dernek yöneticileri, sendika ve hukuk örgütü temsilcileri, söz konusu yaklaşımların 100 yıllık inkarcı zihniyetin devamı olduğunun altını çizdi.
Anadil Kürtlerin kırmızı çizgisi
Wan’da çalışma yürüten Kürt Kültürünü ve Dilini Geliştirme Derneği’nin (KURDİGEH) Yöneticisi Mehdi Gerçekli, “Bunlar kirli politikanın yansımasıdır. Gördüklerimiz, bugünün politikaları değil. Lozan’dan bugüne kadar Kürtler ve dillerine dönük uygulanan politikaların devamıdır. Bu politikalar bir amaç doğrultusunda yürütüldü. Anadil Kürtler için kırmızı çizgi. Bu saatten sonra dilimizden vazgeçme gibi bir durumumuz yoktur” diye belirtti.
Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz?
Sürecin sorumluluklarından birinin de Kürtlerin kimliğinin tanınarak Kürtçeye statü sağlanması olduğuna dikkat çeken Mehdi Gerçekli, “Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, geçen gün X hesabında yaptığı paylaşımda 1979 yılında ‘Kon’ diye Türkçe-Kürtçe dergi çıkardıklarından bahsetti. Ama bugün Kürtçeye dönük yasakçı bir zihniyetin devamını görüyoruz. Kürtçeye dönük yasak ve engeller kalkarsa Kürt kimliğine, kültürüne, sanatına, doğasına dönük saldırılar da sonlanacaktır” dedi.
Kürtçeye statü lazım
Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesinde çalışma yürüten Cûdî Dil ve Kültür Derneği’nin (Cûdî Der) Eşbaşkanı Müslüm Ergin de, “Amedspor’a kesilen ceza Kürtçe konuşan milyonlarca yurttaşa kesildi. Amed’de bir okulda çocuklara okutulan ferman sürecin ruhuna uygun değildir. Kürtlerin diline ve kültürüne saygı duyulmadan onurlu bir barıştan bahsedemeyiz. Meclis bugün açıldı, Kürtçeye statü için mesai yapması lazım. Kürtçe eğitim dili ve resmi dil olmalı. Her yerde Kürtçe yasal güvence altına alınmalıdır” diye ifade etti.
Her yerde anadilimizi konuşmamız lazım
Cizîr (Cizre) ilçesinde çalışma yürüten Birca Belek Dil ve Kültür Derneği’nin Eşbaşkanı Edip Oruç ise, sürecin ruhuna uygun olmayan gelişmeler yaşandığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Kürtçe Kürtlerin kırmızı çizgisi. Bir süreç var ve bu süreçte Kürtçe üzerinden yasakların kalkması lazımdı. Şuan okullarda eğitim devam ediyor ama Kürtçe resmi dil değil. Gelinen aşamada biz ilerlemedik aksine geriye gittik. Kenan Evren döneminde ‘Türkçe dilinden başka dil konuşmak yasak’ yazıyordu, şimdi de aynı uygulamalar söz konusu. Çocuklar asimile edilmek isteniyor. Her aile buna karşı evde çocuklarıyla Kürtçe konuşmalı. Kimse bu onursuzluğu kabul etmemeli. Yasaklama ve saldırılara en güzel cevap her yerde Kürtçe konuşmaktır.”
Mücadelemiz sürecek
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Şirnex Şube Eşbaşkanı Adnan Şenayram, anadilde eğitimin bir zorunluluk olduğuna dikkat çekti. Kürtçeye dönük yasakçı zihniyete değinen Adnan Şenayram, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde bu hak güvence altına alınmıştır. Kamusal alanda herkes kendi anadilinde hizmet almalı. Bu gerçekleşene kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
Yasal çalışmalar başlamalı
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Şirnex Şube Eşbaşkanı Sabri Çatıkaş ise, Kürtçeye dönük asimilasyon ve yok sayma politikalarının yüzyıldır devam ettiğini vurgulayarak, ekledi: “Devlet bunu durdurmak için somut bir adım atmadı. Meclis’te bir komisyon kuruldu ve bu komisyon bunların önüne geçmek için biran önce sürecin ikinci aşamasına geçerek yasal düzenlemeler için çalışmalar yapmalıdır.”
Kaynak: MA