İktidarın ‘aile yılı’ politikalarının kadın katliamlarının önünü açtığını kaydeden Mor Dayanışma’dan Zeynep Eda Berfin Tozlu, ‘Önleyici cezalar olmak zorunda, diğer yanı da cezasızlık politikalarıyla kadın cinayetlerinin artmasına alan ve meydan açıyorlar. Failleri cesaretlendiriyorlar’ dedi
Kadınların en güvensiz olduğu yer evleri iken, iktidar “Aile Yılı” adı altında kadınları daha da eve hapsetmeye çalışıyor. JINNEWS’in derlediği verilere göre, 2025’in ilk 6 ayında en az 136 kadın erkekler tarafından katledildi; 145 kadın da şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Erkek şiddeti her geçen gün artarken iktidar kadınları korumak yerine, kadın düşmanı politikalarla failleri koruyor.
Aile yılının artan erkek şiddetiyle olan ilişkisine dair değerlendirmelerde bulunan Mor Dayanışma Temsilci Meclisi üyesi Zeynep Eda Berfin Tozlu, iktidarın kadın katliamlarını meşrulaştıran politikalarının failleri cesaretlendirdiğini söyledi.
‘Kadını eve hapsetme politikaları’
Artan kadın katliamlarının aynı zamanda biçim değiştirdiğine değinen Zeynep Eda Berfin Tozlu, aileyi koruma yaklaşımının kadınların varlığını inkar ettiğini kaydetti.
Kadınların en çok aileleri içerisinde katledildiğini kaydeden Zeynep Eda Berfin Tozlu, şunları kaydetti:
“Aile yılı söylemi, tüm bunları görmezden gelen, kadınları eve hapsetmeye çalışan bir politikadır. Çünkü ‘kadın özgürleşmesin, kendi başına var olmasın, erkek egemenliğiyle de kadını eve hapsedelim’ diyorlar. Aynı zamanda işin ucundan da sermaye tutuyor, ucuz iş gücü için, kadınların doğum yapması için teşvikler veriyor. Çocuk başına paralar veriliyor. Bu şekilde de aile yılı kapsamında kadınları eve kapatmayı hedefliyorlar. Aile yılı, tamamen kadın düşmanı politikalarını sürdürecekleri ve o yılı aile söylemiyle de destekledikleri bir hale gelmiş durumda. Aslında bir rejimin inşası bu.”
‘Kendilerine ait rejim kurmaya çalışıyorlar’
Kadınların toplumda kadın kimliğiyle değil, anne olarak görüldüğünü söyleyen Zeynep Eda Berfin Tozlu, “Kadınlar, ikincil bir konumda görülüyor. Aileyi koruma adı altında kadınların katledildiğini gayet iyi biliyorlar. Aile içinde şiddet oranlarının arttığına son derece hâkimler. Ancak bu konulara yönelik politika üretmemek konusunda kararlılar” dedi.
Türkiye’de faşist İslamist iktidar yapısı olduğunu söyleyen Zeynep Eda Berfin Tozlu şöyle konuştu:
“Faşizm günden güne kurumsallaşıyor. Bir yanda kayyumlar, kadın cinayetleri artarken kadın düşmanı politikaların daha da gözümüze çarpıyor olmasıyla birlikte Cuma hutbeleriyle bunları meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Aslında kendilerine ait kurmak istedikleri bu faşist rejimin taşlarını döşüyorlar. Dolayısıyla toplumsal muhalefetin en güçlü dinamiklerinden birini tutan kadın hareketi, bu yapıya boyun eğmedi, her zaman da buna karşı mücadele etti. Bu yüzden de kadınlara yönelik düşmanca politikaya devam edecekler.”
‘Cezasızlık politikaları katliamların önünü açıyor’
Cezasızlık politikalarının artan kadın katliamına rağmen devam ettiğine dikkat çeken Zeynep Eda Berfin Tozlu, “Önleyici politikalar ‘yasalar içerisinde var’ görünüyor fakat uygulanmıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıktıklarında; ‘zaten 6284 var’ diyerek yerli ve milli söylemiyle çıkmışlardı ama biz yıllardır feminist kadın hareketi olarak İstanbul Sözleşmesi’nin tam uygulanmamasının sonuçlarını yaşadığımızı söyledik” ifadelerini kullandı.
Kadın katliamlarına dair önleyici politikalara değinen Zeynep Eda Berfin Tozlu, şunları kaydetti:
“‘Kadının beyanı esastır’ın uygulanması gerekiyor. Bunu kelepçeyle yapabilirler. Yanımıza yaklaşıp yaklaşmadığını anladığımız önlemler var. Uzaklaştırmaların aşımı durumunda önleyici kısa süreli hapis cezaları oluyor, caydırıcı cezalar vermek zorundalar. Bir yanı bu önleyici cezalar olmak zorunda, diğer yanı da cezasızlık politikalarıyla kadın cinayetlerinin artmasına alan ve meydan açıyorlar. Failleri cesaretlendiriyorlar. Bir iki yıllık cezalarla nasıl olsa çabuk sıyrılacağını bildiği için erkekler buradan asla geri adım atmıyor. Çünkü bu işin içinden sıyrılabileceğini biliyor.”
‘Kenetlenmeliyiz’
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiği süreçte cezaevindeki faillerin tahliye olmayı beklediklerini hatırlatan Zeynep Eda Berfin Tozlu, “Failler avukatlarını arayarak ‘Sözleşme iptal oldu, biz çıkabilir miyiz?’ Bir an önce hem önleyici hem caydırıcı yasaların gelmesi gerekiyor. Her güne bir cinayet haberi, ölüm haberi, taciz haberiyle uyanıyoruz. Artık hayatta kalmak yeterince zorken yapabileceğimiz tek şey bütün bunların karşısında birlikte olma gücümüzü kullanmak ve kenetlenmek. Çünkü bu patriyarkal kapitalist sistemin karşısında, bir arada olarak gücümüzü fark ederek üstesinden gelebiliriz” şeklinde konuştu.
Kaynak: JINNEWS