Ne badireler atlatmıştın bu yaşına gelene kadar. Kaç kere “ölümün kıyısından” dönmüştün kim bilir. Artık güzel günlerin hayalini kurmaya başlamıştık ki tam da ‘barışın arifesinde’ seni aramızdan aldılar
Hasan Köylüoğlu
Uzun zamandır bir şeyler yazmak istiyorum, bir türlü yazamadım. Yazacağım şeyler eksik kalır diye korkuyorum. Bazen duyguları yazıya dökerken eksik kalır, anlatacağım şeyler yetersiz kalır korkusu. Ama işte! Yazmanın ötesinde başkaca bir araç da yok bunları ifade etmeye. Artık bir yanımızın sensiz eksik kalacağını biliyorum. Özlem duyduğumuz “barış” dolu günlerin, uzaklardan birbirimize duyduğumuz hasretliklerin biteceği günler. Birbirimizle özlemle kucaklaştığımız o günler…
O hasretliklerin yarattığı eksiklerimiz ile yaşamaya “mahkûmuz” artık. Dediğim gibi bir yanımız eksik yaşamaya mahkûmuz.
Bir tesellimiz var, senin yaşamdan kopartıldığın, ülke toprağına gömülüp, sonsuzluğa uğurlandığın günden bu yana milyonların gönlünde yaşamaya devam ediyorsun. Bugün senin doğum günün sevgili Aziz. Doğduğun günden beri ne badireler atlatmıştın. Bir keresinde koca bir demlik çaydanlığı üzerine boca etmiştin. Deyim yerindeyse “ölümün kıyısından” dönmüştün. O zaman sen şehre gittiğin için seni kıskanmıştım. Çocukluk işte benimkisi, halbuki kim bilir ne kadar acı çekmiştin. Bir keresinde de Yadê Pîroz’un kitanın içinde sakladığı üzeri şeker kaplı ilaçları emerek yemiştin. Bir kez daha “ölümün kıyısına” gelip durmuştun. Yawer (anne) durumunu görüp feryat figan ettiğinde, dede doktora götürmek yerine “kazmayı biledim, hazır durumda” demişti. Anne de seni babasına götürüp öyle doktor yüzü görmüştün. Şansa yaşıyordun yani.
Sevgili Aziz,
Ne badireler atlatmıştın bu yaşına gelene kadar. Kaç kere “ölümün kıyısından” dönmüştün kim bilir. Artık güzel günlerin hayalini kurmaya başlamıştık ki tam da “barışın arifesinde” seni aramızdan aldılar. Çok eskiden bana gönderdiğin bir şiirini burada paylaşıyorum.
Zanediş
Ayarlanmışlıklar ve zamanlanmışlıklar,
Sadece bizim için.
Her adım atışta ne olacağını bilmesek de
Ayaklarımız gidiyor.
Bir an çıkabileceğimizi zannetsek de
O zannedişte bile bir ayarlanmışlık.
Ben sana ait siluet görsem,
O benim için bir zannedişti.
Ayarlanmışlıklar denizinde
Bir dalga kadar
Masum ve sessizsin.
Her zamanlanmışlık bir cendere,
Ama sen her cenderede
Bir garipsin.
HER ZAMAN VE HERYERDE
12 11 04
ROJBÛNA TE PÎROZ BE KEKO!