Kürt sorununun çözümü tartışmalarında ırkçı ve ulusalcı bazı kesimler, çatışma-savaş kışkırtıcılığını sürdürürken, çatışmalarda çocuklarını yitirenler, yaşadıkları tüm acılara rağmen ‘Barış’ demeye devam ediyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te Meclis’te Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleriyle tokalaşmasıyla Kürt sorununun Türkiye siyasetinde “çatışma” dışı bir siyasi zeminde tartışılmaya başlandı. Bahçeli’nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yaptığı “Gelsin Meclis’te konuşsun” çağrı geldi. Tartışmalar sürerken Abdullah Öcalan’dan 27 Şubat’ta “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” geldi. Toplumun geniş bir kesiminde büyük bir heyecan yaratan gelişmeler, PKK’nin 12’nci Kongresi’ni toplayarak kendisini feshetmesi, demokratik siyasete geçişi amaçlayan silahların yakılması ve son olarak HPG güçlerinin Türkiye’den çekilmesi kararıyla devam etti.
Bunlarla beraber Meclis’te kurulan Milli Birlik, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarını sürdürürken, başta Meclis’te bulunan İYİ Parti olmak üzere Zafer Partisi ve benzeri siyasi oluşumlar ile savaştan beslenen kesimler ise, sürece karşı çıkarak, barış karşıtı bir tutum sergilemeye devam ediyor. Bu kesimlerin savaş kışkırtıcılığına rağmen son araştırmalar sürece desteğin yüzde 70’e çıktığı bilgisi kamuoyuna sık sık yansıyor.
Kürdistan’da ise barış özlemi yansıdığı kesimlerin başında süren savaşa en ağır bedeli ödeyenler geliyor. “Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi” tarafından Mêrdîn’de düzenlenen panele katılanlar, en sevdiklerinden bir ya da daha fazlasını kaybeden isimlerdi. Her biri kendi hikayesini, yitirdiklerini, yitirdiklerinin nasıl bir vahşetle karşılaştıklarını anlatırken dahi zorlandılar. Aralarında 6 çocuğunu özgürlük mücadelesine veren de çocuğunun cenazesini almaya giderken, kardeşinin cenazesini alan da bulunan ailelerin her şeye rağmen son cümleleri “Barış” oldu.
Kaynak: MA









