Wan’da yurttaşlara yönelik ajanlaştırma polikalarına karşı açıklama yapan İHD Wan Şubesi Hukuk Komisyonu üyesi Avukat Kemal Tibelek, bu politikalara son verme çağrısı yaptı
İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi 2025’te “Baskı ve tehdit yöntemleriyle ifade alma, mülakat yapma, ajanlaştırma” olayları ile ilgili düzenlediği raporu açıkladı. Kurum adına raporu açıklayan İHD Wan Şubesi Hukuk Komisyonu üyesi Avukat Kemal Tibelek, 2025’in 10 ayında 9 kişinin “ajanlaştırma, baskı ve tehdit” gerekçesiyle kendilerine başvurduğunu açıkladı.
Kemal Tibelek, “Özellikle 2016 yılındaki darbe girişiminin ardından bu alanda yaşanan hak ihlallerinin arttığı, şikâyetlerin etkili bir şekilde soruşturulmadığı ve faillerin cezalandırılmadığı, yapılan başvurulardan ve basına yansıyan haberlerden de anlaşılmaktadır. Türkiye’deki genel cezasızlık politikasının bu tür başvurularda da temel bir yaklaşım olduğu görülmektedir” diye konuştu.
Suç duyuruları cevapsız
Suç duyurularında yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan takipsizlik kararlarıyla sonuçlandığına işaret eden Tibelek, “Savcılıklara yapılan suç duyuruları da çoğu zaman yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan, failin kimliğine ulaşılamadığı gerekçesiyle takipsizlik kararıyla sonuçlanmakta, kişinin can güvenliğini sağlamaya dönük koruma tedbirlerine başvurulmamaktadır. Bu nedenlerle, yasal yollara başvurmaktan çekinip Türkiye’yi terk ederek başka bir ülkede yaşamaya zorlanan kişiler vardır” ifadelerini kullandı.
İHD olarak bu tür vakalarda faillerin bulunması amacıyla girişimde bulunduklarını ifade eden Kemal Tibelek, “İHD Dokümantasyon Birimi verilerine göre; 2022-2024 yılları arasında İHD Genel Merkez ve şubelerine toplam 87 ajanlaştırma ve kaçırılma başvurusunun yapıldı” bilgisini paylaştı.
Darp, tehdit ve şiddet uygulanıyor
Bu yılda 10 ay içinde sadece Wan’da 9 kişinin ajanlaştırma gerekçesiyle kendilerine başvuru yaptığını söyleyen Kemal Tibelek, “Başvurucuların şikayetlerine baktığımızda; kendisini polis olarak tanıtan kişiler başvurucularla ‘sohbet etmek, çay içmek, arkadaş olmak’ gibi tekliflerle bir araya gelmeye çalışıyor, bu işten ekonomik çıkar sağlayabilecekleri belirtiliyor, bu sohbete katılan fakat isteklerini kabul etmeyen başvurucuları ailesiyle, işiyle, sağlık durumuyla, özel hayatıyla tehdit ediyor, gözaltı ve tutuklamayla korkutuyor. Gözaltı merkezlerinde ise gözaltındaki başvurucu, yasal ifade alma işleminden önce ve avukatı olmaksızın belirli aralıklarla mülakat odasına götürülüp kayıt dışı ifade vermeye zorlanıyor. Gözaltındaki kişiler, tutuklanmakla veya dışarı çıksa bile her an peşinde olacakları ve kendisini rahat bırakmayacakları tehdidi ile korkutuluyor. Bazen de bu keyfi uygulamalar, kişinin kaçırılması, işkence ve kötü muameleye maruz kalmasıyla sonuçlanıyor, kişi tanımadığı insanlarca bir otomobile bindirilerek, gözleri kapalı bir şekilde kaçırılıyor, günlerce darp ediliyor ve tenha bir yerde salıveriliyor” şeklinde konuştu.
Kaynak: MA









