• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Kasım 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

‘Komünal olmayan toplum yoktur’

12 Kasım 2025 Çarşamba - 11:12
Kategori: Güncel, Manşet
‘Komünal olmayan toplum yoktur’

Komün örgütlenmesinin tarihsel geçmişine değinen Mehmet Karakuş, ‘Komün üyelerinin yaşam standartlarını yükseltebilir, maddi ve manevi olarak bir model haline getirilebilirse, bunun üzerinden diğer halkı komün ilişkilerine çekmek, diğer halkı komünleştirmek mümkündür. Zaten her toplumun komünal bir yönü vardır, komünal olmayan toplum yoktur’ dedi

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Demokratik Modernite Paradigması çerçevesinde kaleme aldığı “Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu” sadece siyaset alanında değil, toplumun yeniden örgütlenme biçimlerine dair de yeni bir bakış açısı getiriyor.

Manifestoda, komünal yaşamın tarihsel kökenleri, devlet ile komün arasındaki çelişkiler ve günümüzde komünlerin nasıl inşa edileceği konuları sıkça işlenirken, yazar ve editör Mehmet Karakuş konuya dair değerlendirmelerde bulundu.

Komünal yaşam yaygınlaştırılabilir

Mehmet Karakuş, komünlerin tarihsel kökenlerinden günümüz uygulamalarına kadar değerlendirmelerde bulunarak, komünlerin gönüllülük temelinde kurulması, üyelerinin eşit ve birlikte karar alması, ortak üretim ve tüketim esasına dayanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, tarih boyunca devlet ile komün arasındaki çelişkiler, kastik güçlerin müdahaleleri ve kooperatif modellerinin rolüne dikkat çekerek, Kürdistan’da örnek prototipler üzerinden komünal yaşamın yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çekti.

Tarih cins savaşıyla şekillendi

Komünlerin tarihsel temellerine değinen Mehmet Karakuş, klasik Marksist literatürde tarihin genellikle sınıfların mücadelesi üzerinden ele alındığını, ancak daha derin bir bakışla tarihsel çatışmaların aslında cinsler arası mücadeleyle başladığını vurguladı. Mehmet Karakuş, şunları dile getirdi: “Tarihe derinlikli bakıldığında, öncelikle sınıf savaşımı, sınıflar arası mücadele ortaya çıkmadan, başlangıç itibariyle cins savaşı olarak şekilleniyor. Yani anacıl klan toplumda, kadın etrafında şekillenen belli değerler vardır. Kadın hem toplayıcılık sürecinde bitkileri tanıma durumuna sahiptir hem de bu tohumları ekmeye başlamıştır. Kadın etrafında şekillenen bu değerler, kadının icatları, kadının özellikle bazı bitkilerin şifasını görmesinden dolayı ilkel tıpta bunu kullanması ve hastalıkların giderilmesindeki yetenekleri tarım toplumlarında kurnaz yönetici, rahip ve askeri şef; avcılığın ve hayvancılığın baskın olduğu toplumlarda ise avcılık etrafında şekillenen kastik katilin bu değerlere el koymasıyla birlikte, başlangıçta kadın cinsi üzerinde bir hakimiyet kurulmaktadır. Bu hakimiyet sürecinde kadının tanrıçalıktan giderek genel ve özel eve kapatılmasıyla birlikte kadının köleliği geliştirilmektedir. Bu nedenden ötürü tarih, sınıfların savaşımıyla değil, cinslerin savaşımıyla başlar. Kastik katilin öncelikle bu alan üzerine tekel kurması, süreç içerisinde kendi devlet halini getirmesiyle birlikte, bu çelişki devletle komün arasındaki bir mücadeleye dönüşür.”

Kastik katiller çıkarları temelinde şekillenir

Kastik katilin yeni tarz örgütlemelerinden örnek veren Mehmet Karakuş, “Diyelim köleciliğe karşı Arap Yarımadası’nda İslam Devrimi buna örnek verilebilir. İslam Devrimi de başlangıçta bir komünal mücadeledir. Hz. Muhammed döneminde bir komün oluşumuna gidilmiştir. Hz. Muhammed yaşadığı dönemde ne bir devletten bahsedilebilir ne de bir sosyal sınıfın diğer sosyal sınıf üzerindeki hakimiyetinden bahsedilir. Ama Hz. Muhammed’in ölümünden sonra, kabileler arasındaki savaşla, Muaviye’nin önderliğinde bir devlet oluşumuna gidilir ve bu devlet oluşumu eski köleci dönemindeki devletin biraz daha geliştirilmiş halidir, kastik katilin gömlek değiştirerek sahneye çıkışıdır. Hz. Muhammed dönemindeki İslam’ın yeniden formatlanması, komün özünü kaybederek devleti elinde tutan bu kastik katillerin çıkarları temelinde şekillenir” diye aktardı.

Tarihte komün örnekleri var

Kastik katilin örgütlenmesine karşın komünal hareketlerinde tarih boyunca var olduğunu belirten Mehmet Karakuş , “Buna karşı Karmati Hareketi’nin mücadelesi bir komünal mücadeledir. Aynı şey batıda da görülebilir. Batıda da ilk komünal Hristiyanlığı hakim kılmak için yaklaşık 300 yıl süren köylü isyanları vardır. Bu isyanlar başarıya ulaşamaz. Ama daha sonraki modernitenin gelişmesiyle birlikte komünal mücadeleler verilmeye başlanır. İşte Fransa’da Babeuf eğilimidir, İngiltere’de çığırtkanlar (levellers) denilen kesimlerdir. Bunlar etrafına verilir fakat başarılı olamazlar. Yine de bunlar bastırılır. Başlangıçtaki mücadelelere bakıldığında, tamamen emeğiyle geçinen insanların mücadelesi söz konusudur. Fakat bu mücadele, yönetim deneyimi olan, onlardan daha fazla tecrübeye sahip olan kastik katil diye ifade ettiğimiz kesimlerin bu mücadelelerin üzerinde tahakküm kurarak, tekrardan kastik katilin kapitalist modernite tarzında veya kapitalist uygarlık tarzında gelişmesine yol açar. Bunların hiçbiri normal seyri içerisinde gelişen olaylar değildir, tamamen kastik katilin müdahalesiyle şekillenir. Bu komün mücadelesi bugün de devam etmektedir. Sovyet Devrimi’nde ve 1917 Bolşevik Devrimi’nde de bu mücadeleler sürmüştür. Fakat Bolşeviklerin sosyalizmi, iktidar ve devlete dayalı düşünmeleri nedeniyle süreç içerisinde aynı kastik katil tarz kendini canlandırmış ve ele geçirmiştir” şeklinde konuştu.

Komün ortak tartışmayı gerektirir

Kürdistan’da komün mücadelesini hakkında da konuşan Mehmet Karakuş, şöyle devam etti: “Örnekler oluşturarak, prototipler oluşturarak toplum tarafından benimsenmesini sağlamak gerekir. Eski dönemlerde komünler oluşturmak kolaydı. Çünkü kapitalizm öncesi toplumlarda yaşam ve üretim alanları daha sadeydi; tarım, hayvancılık ve zanaatkarlık vardı. Bu nedenle böyle toplumlarda komün oluşturmak daha kolaydı. Ancak günümüzün sanayi ötesi, daha karmaşık toplumlarında komün oluşturmak daha sancılıdır. İç içe geçmiş yapılar daha geniş düşünmeyi ve esnek yapıların oluşmasını gerektirir. Yaşamın her alanında komünler oluşturulabilir. Peki, komün mantığı nedir? Latinceden gelen bir kavramdır ve ‘ortaklık’ anlamına gelir. Kürtçede de ‘kombun’dan gelir toplanmak, birlikte hareket etmek anlamındadır. Komün tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Hiç tamamen ortadan kalkmamıştır. Hurremilerden, Mazdekçiliğe, Babekçiliğe, İslam komüncülerine, Karmati hareketine ve İsmaililer gibi hareketlere, ilk Hristiyanlıklara, Yahudilikteki Esseniler tarikatına, Fransa Devrimi’nde Babeuf eğilimlerine ve benzerlerine kadar uzanır. Günümüzde de komün anlayışıyla yaşayan kesimler mevcuttur. Bizim toplumu ele aldığımızda, hayvancılık ve tarımcılık daha işlevseldir. Fabrika olan yerlerde de fabrika sistemine dayalı komünler mümkündür. Komün ortak yaşam, ortak üretim, ortak tüketim, ortak karar ve tartışmayı gerektirir.”

Ekonomik komünler korumak zorlukları içerir

Komün de özel mülkiyetin olmadığını vurgulayan Mehmet Karakuş, “Komün yönetimlerinin karar alıp tek başına komüne uygulaması söz konusu değildir. Komün üyeleriyle birlikte karar alır ve bu kararları birlikte uygularlar. Buradaki yönetimlerin rolü, iş ve rol koordinasyonudur. Kesinlikle baskı mekanizmalarına sahip değildir her zaman geri çağrılabilir ve denetim esastır. Doğrudan katılım, şeffaflık, açık denetlenebilirlik ve her açıdan denetim mekanizmalarının varlığı komünün temelidir” diye ifade etti.

Komün örgütlenmesinin pratik alanla ilgili olduğunu aktaran Mehmet Karakuş , her alanında kendine özgü sorunlarını olduğuna dikkat çekerek, “Diyelim bir felsefe komünü, bir eğitim komünü, bir sağlık komünü veya bir ekoloji komünü yine bunun gibi bir özyönetim ya da özsavunma komünleri oluşturmak daha kolaydır. Fakat özellikle ekonomik anlamda, üretime dayalı komünler oluşturmak farklı bir problemdir. Çünkü komünlerin ekonomik alanları gelir ve giderlerle ilgilidir. Özellikle Kürdistan gibi toprağa düşkün toplumlarda, herkesin gönüllü olarak toprağını getirip komünleştirmesi zorluklar içerir” dedi.

Komünler gönüllü olmalı

Komünler konusunda reel sosyalizm pratiğinden çıkartılan en önemli sonucun zora dayalı komünlerin olmayacağı olduğunun altını çizen Mehmet Karakuş, son olarak şunları söyledi: “Komünler tamamen gönüllü olmalı, gönüllülük temelinde inşa edilmeli ve bu temelde inşa edilen komünler kendini idare edebilmelidir. Komün üyelerinin yaşam standartlarını yükseltebilir, maddi ve manevi olarak bir model haline getirilebilirse, bunun üzerinden diğer halkı komün ilişkilerine çekmek, diğer halkı komünleştirmek mümkündür. Zaten her toplumun komünal bir yönü vardır, komünal olmayan toplum yoktur. Bugün kapitalist modernitenin de bir yönü komünaldir. Komünal olmayan yönü ise şudur: Ortak üretilmesine rağmen, üretime katılanlar karar süreçlerine ortak olamaz. En önemlisi de gelirin adil paylaşılmamasıdır. Eğer gelir adil bir şekilde paylaşılırsa, bir üretim sektöründe üreticiler üretim süreçlerini denetleyebilir, üretim süreçlerine kararlarıyla katılabilir; belli bir söz, karar ve yetki sahibi olabilirler. Böylece sorun kendiliğinden çözülür” diye kaydetti.

Haber: Melik Varol / MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Şeker pancarı üreticileri her yere borçlu

Sonraki Haber

Amed’de bir kadın intihara sürüklendi

Sonraki Haber
Şüpheli şekilde balkondan düşen kadın ağır yaralandı

Amed'de bir kadın intihara sürüklendi

SON HABERLER

Çevre ve hak örgütleri: Davalarda harçlar devlet tarafından karşılansın

Çevre ve hak örgütleri: Davalarda harçlar devlet tarafından karşılansın

Yazar: Heval Elçi
12 Kasım 2025

İran’da gözaltına alınan kadından haber yok

İran’da gözaltına alınan kadından haber yok

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Otokrasiden çıkış dersleri

‘Barış’ ve ‘demokrasi’: Ekonomik ve sosyal kalkınmanın alt yapısı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Gazeteci Erkılınç hakkında tahliye kararı

Gazeteci Erkılınç hakkında tahliye kararı

Yazar: Heval Elçi
12 Kasım 2025

Kütahya’da 5.4 büyüklüğünde deprem

Akdeniz’de deprem

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

DEM Parti’den ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Atölyesi’

DEM Parti’den ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Atölyesi’

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

İmamoğlu: İddianame yalanlardan ibarettir

İmamoğlu: İddianame yalanlardan ibarettir

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır