KESK Çukurova bölge mitinginde ‘Kaynaklar silahlanmaya değil üretim, istihdam, adalet, demokrasi ve barışa ayrılmalı’ mesajı verildi
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Adana’da 14 kentin katılımıyla “Geçinemiyoruz! Halk için bütçe, Demokratik Türkiye” şiarıyla bölgesel bir miting düzenledi. Emek ve meslek örgütleri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği miting, Kasım Gülek Köprüsü’nde toplanmanın ardından Uğur Mumcu Meydanı’na yapılan yürüyüşle başladı. Yürüyüş öncesi polis arama noktalarından geçen kitle, erbaneler eşliğinde halaylar çekerek yürüyüş koluna katıldı. Emekçiler sık sık “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Savaşa değil emekçiye bütçe” sloganlarıyla taleplerini dile getirdi. Emekçiler, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, demokratik hakların genişletilmesi ve halktan yana bütçe politikalarının hayata geçirilmesi talebiyle mücadeleyi büyüteceklerini ifade etti.
Uğur Mumcu Meydanı’nda saygı duruşuyla başlayan mitingde ilk konuşmayı Miting Tertip Komitesi Başkanı Fatih Toprak yaptı.
‘Halk için bütçe’
Fatih Toprak, Meclis’te görüşülen 2026 bütçesinin, emeği ile geçinenlere yoksulluk ve adaletsizlik dayattığını belirtti. Söz konusu bütçenin geçmesi halinde halkın daha yoksullaşacağını kaydeden Fatih Toprak, “2026 bütçesi ile tam bir yıkım dayatıyorlar. Bunun için demokrasinin son kırıntılarını dahi rafa kaldıran, halk iradesini yok sayan adımlar atmaktan geri durmuyorlar. Üstelik 2026 bütçe teklifi ile sosyal programlardan, yardımlardan yararlananların sayısı bile azaltılıyor. Bir sosyal yıkım bütçesi oluşturuluyor” dedi. Toprak, halktan yana bir bütçe için KESK’in taleplerini sıraladı.
‘Bütçe barışa ayrılsın’
Ardından konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, bütçenin milyonların maaşlarından ve vergilerinden oluştuğunu hatırlattı. Karagöz, hükümetin “kaynak yok” söylemini eleştirerek, dolar milyoneri sayısındaki artışa ve Kamu-Özel İşbirliği projelerine aktarılan devasa kaynaklara dikkat çekti. Karagöz, 2026 bütçesini “sömürü belgesi” olarak nitelendirerek, iktidarın tercihini emekçiden yana değil sermayeden ve savaştan yana kullandığını söyledi. Karagöz, KESK’in bütçe taleplerini sıralayarak bütçenin savaşa değil barışa bütçenin ayrılması gerektiğinin altını çizerek, “Bütçe hakkının halkın onayına sunulması, bütçe süreçlerine demokratik katılım. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine son verilmesi ve kamusal yatırımların artırılması. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe ve kadınların güvenceli istihdamının artırılması. Asgari ücretin ve kamu emekçisi maaşlarının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması. Grev hakkı başta olmak üzere sendikal hakların önündeki engellerin kaldırılması. Dolaylı vergilerin azaltılması, servet vergisi getirilmesi. KÖİ projelerine aktarılan garanti ödemelerine son verilmesi. Kaynakların silahlanmaya değil üretim, istihdam, adalet, demokrasi ve barışa ayrılması.”
Bozan: Kürt sorununu çözün
Karagöz ardından söz alan DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin öncelikli gündeminin emeklilerin yaşadığı yoksulluk ve Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümü olması gerektiğini söyledi. Bozan, Meclis’in 1 Ekim’den bu yana “halkın gerçek sorunlarını görmezden gelerek” Trafik Kanunu, Vakıflar Kanunu ve yeni vergi düzenlemeleri gibi konuları ele aldığını belirtti. Türkiye’de 50 yıllık Kürt meselesinin artık oyalamadan, zamana yaymadan çözülmesi gerektiğini vurgulayan Bozan, çözümsüzlüğün ekonomik faturasına dikkat çekerek, “Kürt meselesinin çözümsüzlüğü bu ülkeye yılda 100 milyar dolara mal oluyor. Bu para 86 milyonun cebinden çıkıyor. 100 milyar dolarla her yıl 2,5 milyon konut yapılabilir. Depremin üzerinden 33 ay geçti ama iktidar 453 bin konutu bile tamamlayamadı. Oysa bu mesele demokratik ve barışçıl yollarla çözülürse emekçiye, depremzedeye, halka devasa bir kaynak açılır. Kürt meselesinin çözümü için müzakere edeceğiz. Ancak mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Sokakta, sahada, halkın yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Hak eşitliğine dayanan yaşam’
Son olarak konuşan EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, 2026 bütçesinin önceki yıllarda olduğu gibi “işçiden, emekçiden alıp sermayeye ve tekellere aktarılan bir servet transferi bütçesi” olduğunu dile getirdi. İktidarın ekonomik politikalarını sert sözlerle eleştiren Seyit Aslan, “İşçiler sefaletle yüz yüze bırakılırken saray rejimi trilyonlarca lirayı sermayeye aktararak zengini daha zengin yapıyor. Faiz ödemeleriyle, teşviklerle, vergi ve sigorta primi aflarıyla sermaye adeta ihya ediliyor. Bu yüzden dolar milyarderleri her yıl artıyor. Çocuklarımız okula aç gidiyor, sıralarda bayılıyor ama sermayeye trilyonluk teşvikler aktarılıyor. Bu ülkede Kürt ve Türk halkının tam hak eşitliğine dayanan bir yaşam istiyoruz. Ama biliyoruz ki bugün bu ülkeyi yönetenler bu düzenin sahipleri bu barışı bize çok görüyorlar. O yüzden barışta, eşitlikte eşit koşullarda bir arada yaşamda işçilerin ve emekçilerin mücadelesiyle kurulacak diyorum.”
Miting halaylarla son buldu.
Kaynak: MA









