• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Aralık 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Declan Kearney: Devlet Öcalan’ı serbest bırakmalı

8 Aralık 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Güncel, Manşet, Söyleşi
Declan Kearney: Devlet Öcalan’ı serbest bırakmalı

Sinn Féin’in Ulusal Başkanı Declan Kearney ile süreci ve deneyimlerini konuştuk:

Türkiye hükümetinin atabileceği en stratejik güven artırıcı adım, Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve müzakere masasına getirilmesidir… Mevcut düzenin artık işlemediğinin kabul edilmesi gerekir. Yeni bir siyasi alan ve bağlam açılmalı

Nezahat Doğan

DEM Parti tarafından düzenlenen Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda çatışma çözümlerinde örgütsel, toplumsal, siyasal önemli deneyimler paylaşıldı.

Başta Türkiye olmak üzere, Suriye, Ortadoğu ve tüm dünya toplumlarına yeni bir ortak yaşam biçiminin yolunu gösteren Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesajı Veysi Aktaş okudu. Öcalan, Demokratik Entegrasyon hukukunun üç temel ilkesine vurgu yapıyor. Özgür Yurttaş Yasası, Barış ve Demokratik Toplum Yasası, Özgürlükler Yasası…

Şimdi sıra bütüncül hukukun işletilmesinde ve tabii ki öncelikle de masada oturan baş müzakereci Abdullah Öcalan’ın da eşitliğinin sağlanmasında.

Konferansa katılanlar arasında, İngiltere hükümeti ve İrlanda arasında süren 27 yıllık barış sürecinin IRA’dan Sinn Féin’e uzanan tarihinde etkin görev alan Sinn Féin’in Ulusal Başkanı Declan Kearney de vardı. Kearney, barış süreçlerinin uzun müzakereler gerektirdiğini ve müzakerelerin halen devam ettiğini belirtiyor ve ‘Hayırlı Cuma’ anlaşmasının da bir model olduğunu söylüyor.

Peki IRA’dan Sinn Féin’e uzanan süreç nasıl gelişti? Türkiye’nin Kürtlerle yürüttüğü barış süreciyle benzerlikler neler? İktidarın bu sürecin deneyimlerinden ne tür çıkarımlar alması, ne yapması gerekir? Abdullah Öcalan’ın paradigması ve tersten işlettiği süreç tüm dünya toplumları ve dünya barışı için ne anlama geliyor?

Declan Kearney ile tüm bunları, İrlanda deneyimlerini ve Türkiye’deki süreci konuştuk.

  • Türkiye’de çatışmalı biçimde ilerleyen barış ve çözüm arayışları bağlamında, katıldığınız konferansın anlamını ve potansiyel etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konferansın önemi, farklı perspektifleri başarıyla bir araya getirmesinde yatıyor. Özellikle, İrlanda barış sürecinin nasıl geliştirildiğini ve çatışma çözümünü nasıl ele aldığımızı aktarma fırsatı sunması değerliydi. Aynı şekilde, Katalonya ve Bask Ülkesi’ndeki siyasi süreçlere dair doğrudan deneyimlerin paylaşılması da önemli bir katkıydı.

Tartışmalarda, kolektif barışın nasıl inşa edilebileceğine ilişkin pek çok kıymetli değerlendirme yapıldı. Özellikle gerçekleştirdiğimiz konuşmanın, Kürt halkının siyasi temsilcilerini bilgilendirmesini; daha geniş Kürt siyasi ve sivil toplumdaki tartışmalara kaynak oluşturmasını ve Türkiye hükümetiyle yürütülen sürecin nasıl derinleştirilebileceğine katkı sunmasını umuyorum. Son bir yılda Abdullah Öcalan’ın liderliğiyle ortaya çıkan bu “momentumun” üzerine inşa edebilmek açısından bu konferansı önemli görüyorum.

Bir toplumda iki tarafa hitap etmenin formülü… Sinn Féin’in barış sürecinde yürüttüğü liderlik ve mücadelede toplumsal eşitlik, kültürel koruma ve yapıcı diyalogun öncelik olduğunu vurguluyorsunuz. Türkiye’deki süreçte ise Abdullah Öcalan’ın müzakere pratiğini çatışma- çözümlerinde gelenekselin tersine işletmesini nasıl görüyorsunuz?

Hiçbir mücadele birbirinin aynısı ve hiçbir barış süreci tamamen simetrik değildir. Biz İrlanda’da, barış anlaşmasının imzalanmasından önce çok uzun bir dönem yaşadık. IRA tarafından alınan tek taraflı inisiyatifler, İngiliz hükümetiyle yürütülen arka kapı iletişimleri, ulusalcı demokratik bir mutabakatın geliştirilmesi ve cumhuriyetçi siyasi taban içinde yoğun bir temas dönemi… Bütün bunlar, barış anlaşmasına giden siyasi koşulları geliştirmek için adım atmanın doğru olduğuna dair inancı oluşturan unsurlardı.

  • Barış için PKK’nin tek taraflı biçimde silahlı mücadeleyi durdurması ve tek taraflı adımları gerçekleşti. Türk-Kürt kardeşliği ve Türkiye’de devlet ve Abdullah Öcalan arasında yürütülen barış sürecine baktığınızda inancı oluşturmada nasıl bir ezber bozma ya da yön var?

Kürdistan’da ve Türkiye’de yaşananlar farklı bir yön izledi. Abdullah Öcalan tarafından yürütülen ya da öncülük edilen yaklaşımın, İrlanda’da barış sürecini hayata geçirme konusundaki deneyimimizden daha iyi ya da daha kötü olduğunu söylemek bana düşmez. Ancak kesinlikle istisnai bir yaklaşım söz konusu. İnisiyatif önce Öcalan tarafından, sonra PKK tarafından alındı ve bütün bu adımlar Türkiye hükümetiyle temas kurmaya, Türkiye hükümetini bu demokratik anı kucaklamaya ikna etmeye ve teşvik etmeye dönüktür.

  • Sürece güçlü katılım ve adımlar nasıl olmalı? Nasıl sonuç alınır? İrlanda’da başarılan neydi? Türkiye’de eksik kalan nedir?

Umuyorum ki Türkiye hükümeti Kürt halkının temsilcileri ve liderliği tarafından şu anda atılmış olan bu çok önemli adımları kabul eder. Fakat her süreç, her iki tarafın da iyi niyet temelinde, potansiyelin somut siyasi bir momentuma dönüştürülmesini sağlama taahhüdüyle, olumlu ve yapıcı bir şekilde sürece katılmasını gerektirir. İrlanda’da bütün zorluklara rağmen başardığımız şey buydu.

Başlangıç noktamız sizinkinden farklı olsa da ulaşılması gereken sonuç aynıdır: Tüm taraflara saygı duyan, karşılıklı güven ve karşılıklı saygıya dayalı, demokratik ve barışçıl sonuçları garanti eden bir barış süreci. Bu, Kürdistan’daki halkın çıkarlarını ilerletir ama aynı zamanda Türkiye hükümeti için de fayda sağlayacak bir yaklaşım olacaktır.

  • Barış müzakereleri yürürken demokratikleşme adımları da at başı mı gitmeli? Devletin atması gereken adımları ele aldığımızda; İrlanda’nın Birleşik Krallık’a karşı bağımsızlık mücadelesinde IRA’nın üst düzey yöneticileri 2005 yılından itibaren silahlı mücadeleyi bırakarak sol örgüt olan Sinn Féin’in aracılığıyla siyasi sürece entegre oldular. Burada da 11 Temmuz’da silahlar yakıldı ama demokratik yasalarla entegrasyon olmadı. Bu sürecin kendisi devlet ayağında nasıl işletiliyor? Ya da işletilmiyor? Eksik ayakları nelerdir?

PKK ve Kürt halkının temsilcileri tarafından farklı bir yol izlendi. İrlanda’da biz önce bir barış anlaşmasını güvenceye aldık. Hâlâ tam anlamıyla siyasi bir çözüm elde etmiş değiliz; çünkü İrlanda’daki ulusal demokratik sorun çözümsüz olmaya devam ediyor. Ulusal kendi kaderini tayin hakkını hâlâ elde etmiş değiliz. Ancak barış anlaşmasının içine bu hakkın kullanılmasını sağlayacak bir mekanizma yerleştirildi.

  • Barış anlaşmasının üzerinden kaç yıl geçti ve o mekanizma tam olarak işletilebildi mi?

Barış anlaşmasının imzalanmasının üzerinden 27 yıl geçti ve bu mekanizma hâlâ işletilmiş değil.

  • Bu ne anlama geliyor o zaman?

Bu, bizim için siyasi bir meydan okumadır… İrlanda barış sürecinin seyrine bakarsanız, IRA’nın 1994’te ve ardından 1997’de, iki ayrı seferde tek taraflı ateşkeslere gittiğini görürsünüz. İlk girişim İngiliz hükümeti tarafından boşa çıkarıldığında IRA silahlı mücadeleye geri döndü. İkinci ateşkes ilan edildiğinde ise IRA liderliği, barış anlaşmasını mümkün kılacak ve ulusal kendi kaderini tayin hakkına giden demokratik yolu açacak gerçek bir fırsat olduğuna ikna olmuştu. Ancak barış anlaşmasının kabul edilmesiyle IRA’nın silahlı kampanyayı resmen sonlandırması arasında 7 yıl geçmişti.

  • Bu süre zarfında neler yaşandı?

Örgüt içinde çok geniş istişareler yapıldı ve gönüllülerin tamamen barışçıl, siyasi ve demokratik programlara bağlı kalması gerektiği yönünde bir karar alındı. Bu resmî açıklamadan birkaç ay sonra da silahların kullanım dışı bırakılmasını denetleyen organ, IRA’nın bu süreci tamamladığını doğruladı. Yani, barış anlaşmasının ilanından sonra bile oldukça uzun bir dönem, adım adım ilerleyen bir süreç yaşandı. Hâlâ da kat edilmesi gereken bir yol var; ulusal kendi kaderini tayin hakkının hayata geçmesini sağlayacak siyasi koşulların oluşması için yapılması gereken işler sürüyor.

İrlanda’da seçilen yol buydu ve bizim koşullarımızda doğru olan da buydu. 27 senedir de kendi mücadelemizi de tayin eden mücadelemiz devam ediyor.

  • 27 yıldır devam eden kendi hakkını arama eşitlik ve demokrasi mücadelesi, öte tarafta bu süreci yürütürken uluslararası destek, demokratik hareketlenmeler… Bugün olduğunuz yerde İngiliz hükümetinin kirli savaş politikaları ya da savaşı körükleyen dinamiklere karşı nasıl hareket ediyor ve yöntem belirliyorsunuz?

Öncelikle, İrlanda’da ulusal kendi kaderini tayin hakkını hayata geçirmenin yolunun artık barışçıl, siyasi ve demokratik araçlar üzerinden ilerlemesi gerektiğine inanıyorum; bu iyi bir şeydir. Konuşmamda da ifade ettim: Muhalefet asla tek parça değildir. İngiliz yerleşik düzeninin, Sinn Féin liderliğiyle hâlâ psikolojik ve siyasi olarak savaş halinde olan kesimleri var. Ancak aynı düzen ve devlet içinde barış sürecini benimsemiş kesimler de mevcut.

Devlet içinde barış sürecini benimsemiş kesimler ve benimsemeyenlere karşı nasıl sürdürülebilirlik hedefiniz var? Hayırlı Cuma Anlaşması sürüyor bir taraftan.

Bizim kendimize koyduğumuz hedef, bu on yıl sona ermeden, yani 2030’a kadar, Hayırlı Cuma Anlaşması hükümleri çerçevesinde bir birlik referandumu gerçekleştirmektir. Bu, siyasi hedefimizdir. Ancak mevcut Britanya hükümeti, böyle bir referandum için tarih belirlemeyi reddediyor. Bu, önceki hükümetlerin pozisyonunu tekrarlayan yeni hükümetle yaşadığımız özel bir siyasi zorluktur. Bu politikayı değiştirmek bizim sorumluluğumuzdadır. Hayırlı Cuma Anlaşması’nın üzerinden 27 yıl geçmişken, birlik referandumu için bir tarih belirlenmesini talep etmek tamamen meşru, makul ve ulaşılabilir bir hedeftir.

  • Barış süreçlerinde toplumsal destek ve halkların bütünlüğünün önemi nedir?

Halkların çok büyük önemi var. Bugün İrlanda’da çok büyük bir halk desteği ve güçlü bir momentum var. Birlik meselesi toplumun her kesiminde tartışılıyor. Daha önce hiç görmediğim kadar güçlü bir ivme mevcut. Bu momentumu, Britanya hükümetinin politika pozisyonunu değiştirmeye zorlayacak bir baskıya dönüştürmeliyiz. Aynı zamanda, İrlanda hükümetinin de politika pozisyonunu değiştirmesi gerekiyor. İrlanda hükümeti birlik referandumunun savunucusu hâline gelmedikçe, Britanya hükümeti tarih belirlemeye yanaşmayacaktır.

  • Britanya hükümetini adım attırmaya itecek stratejik adımlar neler?

Stratejik adım uluslararası toplumun yeniden seferber edilmesi. Barış anlaşmasının sağlanmasında kritik rol oynayan uluslararası aktörlerin bugün yeniden devreye girerek, İrlanda barış sürecinin bir sonraki aşamasını açmanın zamanının geldiğini söylemesi gerekir. Bu üç dinamik —halk desteği, İrlanda hükümetinin tutumu ve uluslararası aktörler— birlikte hareket etmelidir.

  • Barışı sağlamak zor, barışı sürdürmek çok daha zor mu?  27 yıldır barışı sürdürmek nasıl bir deneyim? Ya da şöyle sorayım, nasıl başarıldı, başardınız?

27 yıl boyunca barışı sürdürmek gerçekten çok karmaşık ve zorlu oldu; zaman zaman ciddi geri adımlar yaşandı. Ancak buna rağmen, sağlam, dirençli ve artık geri döndürülemez bir barış süreci yaratmayı başardık. Üstelik bunu, ulusal ve demokratik hedeflerimize hâlâ tam olarak ulaşmamış olmamıza rağmen başardık.

  • Geri döndürülemez bir barış süreci yaratmanızdaki asıl gücünüz ne oldu?

Stratejimiz! Hedeflerimize ulaşmamış olmamıza rağmen mücadeleyi bir arada tuttuk ve siyasi desteğimizi büyüttük. Sinn Féin bugün İrlanda’nın en büyük partisidir. 27 yıl önce durum bu değildi. Bu süreç boyunca büyüdük, güçlendik ve siyasi tabanımız tüm İrlanda’ya yayıldı. En önemlisi de mücadelenin içinde 50–60 yıldır yer alan aktivist tabanı, bu yolun yavaş bir yol olmasına rağmen doğru yol olduğuna ikna edebildik. Son 27 yılda İrlanda’nın yeniden birleşmesini mümkün kılacak bir yol haritası oluşturduğumuza dair somut kanıtlarımız var. Partimizin bugün tarihindeki en güçlü hâlinde olması da bunun kanıtıdır.

  • Güney-kuzey ayrımı ve sömürgeciliğe karşı mücadelede İngilizler her yerde Sykes–Picot’tan bu yana Ortadoğu’da böl parçala yönet politikasıyla Kürtleri dört parçaya böldü. Bugün Kürtlerin yüz yıllık inkara karşı varlık mücadelesinde, Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği demokratik komünal yaşam ve demokratik toplum modeli dünya toplumları ve dünya sol sosyalist siyasete nasıl bir pencere açıyor? Real sosyalizmin çöküşü ve demokratik sosyalizm konusunda nasıl bir paradigma sunuyor?

Herhangi bir halk, bölünmüş, sömürgeleştirilmiş veya ağır baskı altında olduğu sürece yeni toplum modelleri geliştiremez; ekonomik ya da toplumsal dönüşüm için alternatif yollar yaratamaz. Dolayısıyla toplumsal değişim ya da sosyalizm tartışması, ulusal demokratik sorunlar çözülmeden önce yürütüldüğünde erken kalır. Çünkü ulusal bir cumhuriyet olmadan sosyalist bir cumhuriyetten söz edemezsiniz.

Ben ulusal kurtuluş siyasetinin bugün, yakın tarihteki herhangi bir dönemden daha önemli olduğuna inanıyorum. Kürdistan halkı, İrlanda halkı ve dünyanın dört bir yanındaki halklar emperyalizmin ve sömürgeciliğin çeşitli biçimlerinin mağdurlarıdır. Bugün yeni emperyalizm, yeni kolonyalizm biçimleri hem küresel Kuzey’de hem Güney’de hem de Doğu’da yükselmektedir.

  • Buna karşı nasıl bir politika geliştirilmeli?

İlerici toplumsal değişimi arzulayan bizler, anti-emperyalist mücadeleyi nasıl yürüteceğimiz konusunda yeniden düşünmek zorundayız. Ulusal kurtuluş geleneği bu anlamda çok zengin bir deneyim alanı sunar. Vietnam, Küba, Güney Afrika gibi ülkelerdeki cumhuriyetler bu mücadelelerin başarısından doğmuştur. Kürt mücadelesi içinde gördüğüm şey hem ulusal dönüşümü hem de toplumsal dönüşümü nasıl sağlayacağımıza dair entelektüel, sofistike ve son derece heyecan verici bir tartışmanın yürütülüyor olmasıdır.

Sizin deneyimlerinizle karşılaştırdığınızda nasıl benzerlikler var?

Bizim mücadelemizle benzer bir noktası budur: Sinn Féin, ulusal demokrasinin başarılmasını, eşitlerin İrlanda’sını -yani bir sosyalist cumhuriyeti- yaratmak için gerekli toplumsal zemini oluşturacak bir basamak olarak görmektedir. Bu, azınlık için bir devlet değil, çoğunluk için bir cumhuriyet hedefidir.

Kürt halkının liderliğine, çoğunluk için toplumsal ve siyasal bir dönüşüm sağlama çabalarında içtenlikle başarılar diliyorum. Kürt halkı için on yıllardır hatta yüzyıllardır süren baskıcı ve acımasız tarihin değişmesi gerektiğine inanıyorum.

  • Türkiye’deki barış sürecinde Türkiye devleti tarafında gördüğünüz en büyük eksiklik nedir?

En büyük eksiklik doğrudan katılımdır. Bir müzakere masasının kurulması, siyasi bir ufkun ortaya konması gerekir. Ve müzakerelerin yapılması gerektiğini, mevcut durumun artık işlemediği temelinden hareketle; Kürt halkının temsilcilerini eşit muhataplar olarak sürece dâhil eden bir yaklaşımla kabul etmek gerekir.

PKK tarafından atılan cesur ve kararlı adımlardan sonra Türkiye hükümetinin olumlu yanıt vermesi ve iyi niyetle hareket etmesi gerekmektedir. Bu, bugün hükümet üzerinde ciddi bir ahlaki, siyasi ve diplomatik sorumluluktur.

  • Barış için masaya oturuluyorken masanın bir tarafı eşit koşullara sahip değil, Abdullah Öcalan halen tutsak. İlk güven arttırıcı adım ne olmalı?

Türkiye hükümetinin atabileceği en stratejik güven artırıcı adım, Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve müzakere masasına getirilmesidir… Mevcut düzenin artık işlemediğinin kabul edilmesi gerekir. Yeni bir siyasi alan ve bağlam açılmalı.

  • Kürtler barış adına her kapıyı açıyor ama devlet sürekli geri adımlarla, kendi çıkarları eksinde bir algıyla süreci ileriye taşımıyor gibi görünüyor. Burada gerekli olan adım ve ölçü ne olmalı?

Gerekli olan değişim de demokratik biçimde, hükümet temsilcileri ile Kürt halkının temsilcileri arasında dürüst bir temasla yürütülmelidir.

İki vitesli bir yaklaşım; Kürtler için farklı, hükümet için farklı bir hız olmaz. Bu, İrlanda barış sürecinin erken aşamalarında Britanya’nın yaptığı ölümcül bir hataydı. IRA’nın cesur adımları zayıflık işareti olarak yorumlandı ve süreç tıkandı. Türkiye hükümetinin aynı hatayı yapmamasını öneririm.

  • Sizce barış için en önemli şey nedir?

Bir vizyon yaratılması ve o vizyonun toplumsal olarak kazanılmasıdır.
Toplumun azınlık için değil çoğunluk için örgütlendiğini garanti eden; sosyal adaleti, ekonomik eşitliği ve herkes için ulusal demokrasiyi güvence altına alan bir vizyon…

Hem Kürdistan’da hem Türkiye’de hem de İrlanda’da önemli olan budur:
Gelecek, umut ve fırsat.

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Prokrustes yatağından kurtulmak

SON HABERLER

Declan Kearney: Devlet Öcalan’ı serbest bırakmalı

Declan Kearney: Devlet Öcalan’ı serbest bırakmalı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
8 Aralık 2025

Prokrustes yatağından kurtulmak

Prokrustes yatağından kurtulmak

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
8 Aralık 2025

Süreçte ikinci basamak

Süreçte ikinci basamak

Yazar: Bedri Adanır
8 Aralık 2025

Yine bir Osmanlı oyunu

Yine bir Osmanlı oyunu

Yazar: Bedri Adanır
8 Aralık 2025

İmralı’da bir selfie rüyası

Apocu devrim teorisi hakkında

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
8 Aralık 2025

Filipinler’de peş peşe büyük depremler: Onlarca ölü var

Wan’da 4.6 büyüklüğünde deprem

Yazar: Yeni Yaşam
7 Aralık 2025

Kumluca’da süreç kapsamında halk şöleni

Kumluca’da süreç kapsamında halk şöleni

Yazar: Yeni Yaşam
7 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır