Gerçek sol geçmişte veya hatıralarda yaşamaz; başarılı deneyimlerinden bugüne ve yarına ilham alır. Gerçekliği yeni bir bakışla okumalı, düşünsel, pratik, örgütsel ve ahlaki hatalarına cesaretle özeleştiri yapmalı, hakikat tekeli iddiasından ve ön yargılı üstünlük taslamaktan vazgeçmelidir
Abdülhüseyin Şaban
Aslında “Arap Solu Projesi Nerede?” başlıklı yazıma iki bölüm yetecekti. Ama çok sayıda yorum, soru ve açıklanmasını isteyen talepler gelince üçüncü bir bölüm yazmaya karar verdim. Zaten konuyu daha önce farklı açılardan ele almıştım: “Marksizm ve Farklılıkta Aynaları Kırmak”, “Siyah Mürekkep Kırmızı Mürekkep – Marx’tan Marksizme”, Nehreyn Üniversitesi’ndeki “Sol: Düşünce Krizi ve Siyasetin Çıkmazı” konferansı… Birçok arkadaşı daha önce yazdığım “Aydının Kriz Fıkhı”, zorla kaybedilen gazeteci Tevfik et-Temimi ile yaptığı ve “Aydın Şaki Bilincinde” adıyla kitaplaşan röportajlar, Zaman gazetesindeki Irak Komünist Hareket tarihi yazıları ve televizyon programlarına yönlendirmiştim.
Bir Lübnanlı kadın arkadaşım şöyle yazdı: “Arap solu ani bir kalp krizi geçirip düşmedi; yavaş yavaş eridi, bir fikir gölgesi haline geldi. Kurtuluş ve eşitlik sesi olarak doğdu ama dilini tekrar etmekle yetindi, anlamını kaybetti. Sorun sadece kronik baskı değildi; araçlarını yenileyememek ve etrafında kökten değişen toplumlara seslenememekti. Tahrik edici hareket olmaktan kültürel bir kenar süsüne, eleştirel sesten siyasi nostaljiye dönüştü.”
Din ve kimlik konusundaki yanlış okumamızı doğruluyor: Bu alanları ortak değer ve adalet mekânı olarak görmek yerine fikrî düşman gördü, meydanı başkalarına bıraktı. Onlar ahlak dilini tekelleştirdi, adalet söylemini egemenlik söylemine çevirdi. Sol ise fildişi kulelerinde modası geçmiş Marksist (daha doğrusu Marksçı) tekrarlarla kaldı; özellikle gençler artık dinlemiyor.
Kendisi hiçbir zaman Marksist olmadığını söylüyor ama “hâlâ sola ihtiyaç var” diyor ve şunu öneriyor: Eski sloganları kaldırmasın, özgürlük, eşitlik ve toplumsal adalet değerlerine yeni, gerçekçi bir vizyon versin; ideolojik kapanmadan uzak, insanî kalkınma projesiyle, ideolojik düşmanlık mantığını aşan bir sol… Toplumsal vicdan temsilcisi olsun, otoriter alternatif değil. (Benzer bir görüş, ideolojik İslamcı geçmişi aşıp açık bir çizgiye gelen Tunuslu bir arkadaştan da geldi.)
Bir Türk arkadaş ısrarla devamını istedi, yazıyı Türkçe’ye çevirip Türkiye sol basınında yayınladı.
Iraklı bir okur: “Devrim kapıdaydı dediğin sol nerede?”
Cevabım: Gerçek sol geçmişte veya hatıralarda yaşamaz; başarılı deneyimlerinden bugüne ve yarına ilham alır. Gerçekliği yeni bir bakışla okumalı, düşünsel, pratik, örgütsel ve ahlaki hatalarına cesaretle özeleştiri yapmalı, hakikat tekeli iddiasından ve ön yargılı üstünlük taslamaktan vazgeçmelidir. İnsandan, onurundan, ihtiyaçlarından, düşünme, katılma ve sorgulama yeteneğinden başlamalıdır. Toplum eleştirel duyusunu yeniden kazandığında solun anlamı da yeniden kazanılır; bir siyasi akım olarak değil, adalet, eşitlik ve onur fikri olarak.
Bir Kürt yoldaş: “Arap solundan bahsediyorsun, Kürt solu bu denklemde nerede? Sol parti nasıl ulusal temelde ikiye bölündü de daraldı? Biri Kürdistan’daki hâkim ulusal akımla en alttan ittifak yaptı, diğeri İslamcılar, İran’a yakınlar, Washington yanlıları arasında mekik dokudu. Nerede bu bahsettiğin sol? İdeal bir dünyada teoriye mi sığındın?”
Cevabım: Sol ulusal kimliğini yeniden kazanmalı, üzerine yapışan kirlerden arınmalı, cesaretle tavır düzeltmelidir: Irak-İran savaşı sırasındaki eksik bakış, haksız uluslararası ambargo dönemi, 2003 sonrası ABD işgalindeki ittifaklar, Geçici Yönetim Konseyi’ne katılım, kotaya dayalı anayasayı destekleme ve ganimet paylaşımı… Bunların tümü geniş bir fikrî gözden geçirmenin giriş kapısıdır. Eski metinleri, klişeleri aşmalı, değişen gerçekliğe bakmalıdır. Batı’da bile 1950’lerin işçi sınıfı yoktur, rantla yaşayan ülkelerde hiç yoktur. Emek, ekonomi ve bilgi dönüşümlerini ciddiye almalı, küreselleşme ve yapay zekâ çağına uygun yeni bir dil üretmelidir; klasik sınıf mücadelesi sözlüğüne hapsolmamalıdır.
Sol, farklı milliyetler, dinler ve mezhepler arasında güvenilir bir köprüydü; dar ön yargılardan uzak, birleştirici ulusal fikriyle duygusal bir merci kabul edilirdi; hata yapsa bile.
Bir kez daha söylüyorum: Solun hataları ve kusurları ona olan ihtiyacı ortadan kaldırmıyor; tam tersine, mezhepçilik, aşiretçilik ve dar milliyetçiliğin yayıldığı bu dönemde ihtiyaç daha da artıyor. Solun yeni bir bilinç ve yeni bir bakışa ihtiyacı var; mekanik programlamadan çıkmalı, mücadele fikrini bozuk ideolojik programa çevirmemelidir. İdeoloji çoğu zaman özgürlük-kölelik, adalet-zulüm arasında tercih aracı oldu; sömürüsüz dünya hayali, haklarla değil zorla eşitlik dayatan sistemlere dönüştü; eski sosyalist ülkelerde ve bizim ülkelerdeki otoriter ulusal rejimlerde olduğu gibi.
Birçok Iraklı, Suriyeli ve Sudanlı okur: “Siyasi dilinizde çok programcı var, başka program kabul etmiyorsunuz. Tekçilik, mutlaklık ve totaliterlik âdetiniz oldu. ‘Kod’ katı talimatlar haline geldi; bizimle olmayan karşımızdadır, slogan atmayan silinir, çok soran cezalandırılır.” Bir Faslı eski yoldaşla George Orwell’in Hayvan Çiftliği’ni hatırladık; nasıl “devrim mahkemesine” çıkarılırdı… Adalet fikri “bilge önderlik” adlı yeni bir icra dosyasına dönüştü; anayasayı da yazar siler, iç tüzüğü de yapar çiğner.
Aşırı ideoloji iktidarı korkuyla besledi. Orwell bugün yaşasaydı Hayvan Çiftliği yerine “Veri Çiftliği”ni yazardı; parti yönetimleri yerine teknoloji şirketleri, köpekler yerine kameralar, parti sadakati yerine algoritma itaati…
Bir Filistinli arkadaş: “Despotizm siyasi bürodan, ülke liderliğinden, şu veya bu fraksiyon liderliğinden küçük ekranımıza taşındı; biz hâlâ alkışlıyoruz ama beğeni, gül ve kalp emojileriyle…”
Hayvan Çiftliği komünizm karşıtı değil, her türlü totaliterliğe karşıdır; kapitalist ve emperyalist-İsrailli dahil. Gazze’deki soykırım savaşı bunun en açık kanıtıdır: Zalim sadece insan, ağaç ve taşı yok etmekle yetinmedi, kurbanlardan kendilerine hayatı imkânsız kıldığı için teşekkür etmelerini istedi. Bu en ağır aşağılama ve zulümdür. Hayvan Çiftliği siyaset, ahlak ve insani değerler dersi; sol için bilinç düzeyini yükseltme ve kendine, çevresine ve dünyaya yeni bir bakış sunma şifresidir.
— Bu yazı Zaman gazetesinde (Irak) 3, 25 ve 29 Kasım 2025 tarihlerinde üç bölüm olarak yayımlanmıştır.
*Arap düşünür ve akademisyen
Çeviren: Felsefe Komünü









