Endemik türler açısından zengin olan Zap Suyu ve Vadisi üzerine kurulan barajlar, HES’ler ve kum ocakları yüzünden yok olmanın eşiğinde
Kürdistan’dan Irak’a uzanarak Habur çayıyla birleşerek Dicle Nehri’ne dökülen ve 426 kilometre uzunluğuna ve Türkiye ve Kürdistan’ın en derin vadisine sahip olan Zap Suyu ve çevresindeki yaşam formu Hidroelektrik Santrali (HES) ve kum ocakları tehdidi altında. Kar ve yağmur ve buzul sularıyla beslenen ve zengin bir ekosisteme sahip olan Zap suyunun üzerinde yapılan ve yapılması planlanan barajlar ve kum ocakları, bölgedeki ekosistemi ve biyoçeşitliliği ciddi bir riskle karşı karşıya bıraktı.
Dar yayılımlı canlı bileşimi kriterlerini karşılayan Zap, bünyesinde barındırdığı 15 endemik bitki türüyle dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalara göre, Galium zabense adlı bitkinin dünyada bilinen tek yaşam alanı Zap olurken, nehir aynı zamanda yırtıcı kuşlar için hem üreme hem de göç alanı özelliği taşıyor.
Zap Vadisi’nde yer alan sarp kayalıklar da sakallı akbaba (Gypaetus barbatus) ve küçük akbaba (Neophron percnopterus) gibi yırtıcı türlerin yaşam ve üreme alanı. Ayrıca çok sayıda endemik kelebek türü için önemli doğa alanı kriterlerini sağlıyor. Dünya dağılımı yalnızca Colêmerg (Hakkari) il sınırları içerisinde bulunan ve çok gözlü Cilo mavisi (Polyommatus ciloicus) olarak adlandırılan kelebek türü ile çok gözlü Colêmerg çillisi (Polyommatus dezinus) türü için de vadi önemli bir yaşam alanı oluşturuyor. Vadi, dünya ölçeğinde nesli tehlike altında olan Onychogomphus assimilis olarak adlandırılan yusufçuğun da yaşam alanı.
Dere yatağında açılan kum ocakları ile nehir üzerinde kurulması planlanan HES, akarsu sistemini ve birçok canlının yaşam alanını yok etme riski taşırken, beraberinde ciddi bir ekolojik talanı da getiriyor.
Zap üzerinde bugüne kadar bir adet HES işletmeye alındı. Ceykar Elektrik Üretim tarafından işletilen ve Bağışlı HES olarak bilinen santral, 29,57 MWe kurulu güce sahip. Barajın yıllık üretim kapasitesi 99,44 GWh olarak belirtiliyor. 2023’te işletmeye alınan HES ile birlikte nehirde ciddi bir su azalması yaşandığı ifade ediliyor.
Planlanan baraj ve HES projeleri
Enerji Atlası verilerine göre Zap üzerinde birden fazla yeni HES ve baraj projesi planlanmış durumda ya da lisans süreçleri devam ediyor.
Zap Suyu üzerinde yapılması planlanan en büyük proje Hakkari Barajı ve HES olarak öne çıkıyor. Projenin 242,28 MWe kurulu güce ve yıllık 692 milyon kWh üretim kapasitesine sahip olması hedefleniyor. Gever’in en zengin su kaynaklarından biri olan ve Zap suyuna dökülen Rubarêşîn üzerinde kurulması planlanan HES projesi için ÇED olumlu raporu alındığı ve işletmeye başlanmasının planlandığı belirtiliyor. Rubarêşîn Barajı ve HES’in 45 MWe kurulu güce sahip olması öngörülüyor.
Çukurca Barajı ve HES projesi ise 288 MW kurulu gücüyle bölgedeki en büyük projeler arasında yer alıyor ve fizibilite çalışmaları sürüyor. Kırıkdağ HES projesi de planlanan projeler arasında bulunuyor. Beyazsu üzerinde kurulması öngörülen santral, 1826 metrelik işletme sertifikasına sahip. Şemdinli Barajı’nın ise 99 MW kurulu güçle planlandığı aktarılıyor.
Akfen Yenilenebilir Enerji tarafından 2011 yılından bu yana işletmede olan Otluca HES de bölgede faaliyet gösteren santraller arasında yer alıyor. Yine Şemdinli’de Bembo Çayı üzerinde inşa edilen Aslandağı Barajı ve HES’in 19,16 MW kurulu güce sahip olduğu belirtiliyor.
Colemêrg’te ön lisans almış ya da planlama aşamasında bulunan diğer projeler arasında Doğanlı 3 Barajı ve HES de yer alıyor. 118 MWe/120,6 MWm kurulu güce sahip olan proje, DC Hidro Enerji Üretim A.Ş. tarafından Doğanlı-1, Doğanlı-2 ve Doğanlı-3 HES projeleri kapsamında 2010’da açıklandı. Projenin halen bekleme aşamasında olduğu ifade ediliyor. Baraj ve HES projelerinin 2010 yılı birim fiyatlarına göre toplam keşif bedelinin yaklaşık 1 milyar 258 milyon TL, toplam tesis bedelinin ise yaklaşık 1 milyar 450 milyon TL olduğu belirtilirken, toplam proje bedeli 1 milyar 664 milyon TL, toplam yatırım bedeli ise yaklaşık 2 milyar TL olarak hesaplandı. Proje kapsamında malzeme ocakları, konkasör tesisi ve beton santrali kurulması da planlanıyor. Ekonomik ömrü 50 yıl olarak öngörülen projenin inşaat süresinin yaklaşık 4 yıl olması bekleniyor.
Atasu Üretim A.Ş. tarafından Dilektaşı Barajı ve HES projesi de planlanıyor. Projenin kurulu gücünün 130 MW olması öngörülüyor. Geçitli Enerji Santrali’nin kurulu gücü 35 MW olarak belirlenirken, santralin henüz işletmeye geçmediği belirtiliyor. Geçitli Regülatörü ve HES projesi, 2025 yılı itibarıyla planlanan ya da hazırlık aşamasındaki projeler arasında yer alıyor. Santralin planlanan kurulu gücü ise 32 MW olarak ifade ediliyor. Proje için geçmiş yıllarda Bakanlar Kurulu kararıyla “acele kamulaştırma” kararları alınmış olsa da tesisin tamamlanarak ticari üretime geçtiğine dair resmî bir kayıt bulunmuyor.
Söz konusu projeler için resmî izin ve lisans süreçlerinin tamamlanması beklenirken, HES projeleri için inşaat ve işletmeye alma takviminin belirlenmeye çalışıldığı kaydediliyor.
Kum ocakları
Şemzînan’da Bedri Sevlî Hafriyat Nakliye ve Kum Ocağı’nın, Pesan ve Pesosin dereleri gibi akarsu vadileri kıyılarında çok sayıda ocağı bulunuyor. Colemêrg’in Keha (Ağaçdibi) mevkiinde Özkan Beton İnşaat tarafından kum ocağı açıldı. Söz konusu şirket, “ÇED gerekli değildir” kararı verilmesinin ardından çalışmalarına başladı.
Korgan köyü Güzelkonak mezrası üzerinde işletilen bir kum ocağı bulunurken, Gever’de İŞKAR İnşaat Madencilik Sanayi Ticaret Şirketi’ne ait Kum-Çakıl Ocağı ve Kırma-Eleme-Yıkama Tesisi projesi yer alıyor. Gever’in Derecik ilçesine bağlı Nispas köyünde kum-çakıl ocağı İl Özel İdaresi tarafından ihaleye verildi. Çelê’nin Erzikî köyündeki kum-çakıl ocağı da yine İl Özel İdaresi tarafından ihaleye çıkarıldı.
Söz konusu ocakların açılmasında İl Özel İdaresi ruhsat verirken, Hakkari Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün “ÇED gerekli değildir” raporu vererek alanların organize bir şekilde talana açıldığı ifade ediliyor.
Zap debisinin son yıllarda önemli ölçüde düştüğü belirtiliyor. Debideki bu düşüş, doğal su kaynaklarının azalması ve iklimsel koşullarla ilişkilendiriliyor. Ancak nehir üzerinde yapılan ve yapılması planlanan HES projeleri ile kum ocaklarının bu değişim üzerindeki etkilerinin de belirleyici olduğu vurgulanıyor.
Zap üzerinde planlanan HES projeleriyle birlikte nehir ekosisteminin ve biyoçeşitliliğin ciddi zarar göreceği, birçok yerleşim alanının da sular altında kalacağı ifade ediliyor. Havası ve doğal yaşamıyla bilinen Colemêrg’in ise bu projelerle birlikte birçok doğal özelliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Haber: Zeynep Durgut \ MA









