• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Ağustos 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Farkına var!-Ragıp Zarakolu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
16 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

80’li yıllarda Ayşe Nur ile 12 Eylül rejimi tarafından şeytanlaştırılmış siyasal tutsakların durumuna destek vermek ve çoğu küçücük kağıt parçalarına, minik harflerle yazılıp, yaka, manşet içine dikilmiş şiirleri, daha sonra öyküleri, romanlarını kamuoyuna ulaştırmak için Yeni Sesler dizisini oluşturduk.

Sonra bu dizinin editörlüğünü, kendileri de cezaevinden çıkmış olan Birol Keskin ve Soysal Ekinci’ye emanet ettik. Birol Keskin daha sonra televizyonculuğa geçti. Soysal Ekinci, yine Belge’den çıkan “Çağrı” adlı kitabı hakkında dava açılınca, yeniden cezaevine girmek istemediği için Belge’den ayrıldı. Haklıydı. Yeni bir dava açılması durumunda, eski ceza da gündeme geliyordu, arkasından ceza taburunda askerlik… Kitabın sorumluluğunu Ayşe Nur üstlendi, o yargılandı.

Soysal Ekinci direngen bir ruha sahipti, kendi hareketi içinde “DS kafalı” diye nitelenenlerdendi. Şair yüreği, solun çürüyüşünü kabullenemedi, kendi yaşamını sonlandırdı bir gün, Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf’ın bulunduğu sokağın aşağılarında bir bodrum katında, yalnız, tek başına. Ferhat Tunç, Almanya’dan döndüğünde onunla birlikte buluşmuştuk Kartal’ın yukarılarında bir yerde. Bu dizide siyasal eğilimine bakmadan kitaplar yayınladık, sol içi çoğulcu bir tavırla. Belge sadece devletin yasaklarına karşı dikilmedi, siyasal eğilimlerin “yasakları” ile de yüz yüze kalmak durumunda kaldı. Daha sonra kendi hareketleri içinde “tasfiyeye uğrayan” yazarlarının kitaplarını da sürümden çekmedi. Bunlardan biri de 90’lı yılların başında tasarladığımız “Orhan Keskin” kitabı olmuştu. Birol Keskin zaten, Orhan Keskin’in kuzeni idi. 1984 yılının sonunda Mamak’ta açlık grevi direnişi başladığında hepimiz çok duygulanmıştık. Gülten Akın’ın “42 Gün” adlı kitabını nasıl bir heyecanla yayınladığımızı hatırlıyorum.

Gülten Akın benim için Türkiye’nin Anna Akhmadova’sıydı. Ve “42. Gün” benim için Anna Akhmadova’nın “Requime” ile eşdeğerdi. Ne yazık ki, 12 Eylül rejimi hala devam ettiği için, Gülten Akın, DAL grubunda direnerek can veren Behçet Dinlerer için yazdığı şiiri çıkarmak durumunda kalacaktı: “Ölü bir yapraktı onu kaldırdım”. (Hey gidi 1984. Dağdan inenlere yardım ediyor diye 40 gün kalacaktı Ayşe Nur sorguda, 1984 Kasımı’nda. Ne ser ne de sır verecekti. Ne de istedikleri çalışanını.) Gülten Akın’ın oğlu, ölüm cezası ile yargılandığı Mamak toplama kampındaydı. Buna rağmen 1980-81 yılında, Demokrat Gazetesi’nin şirketi BASSAN’ın yasal sorumluluğunu üstlenecek, yönetimde yer alacaktı bizlerle birlikte. Saçma sapan çalışma tarzları ile oğlunun tutuklanmasına neden oldukları için harekete biraz kızgın olduğu halde. İHD’nin kuruluş toplantılarını da BASSAN’ın salonunda yapacaktık. Neyse BASSAN ayrı hikaye.

Alan/Belge gibi, BASSAN da bir çeşit okul oldu. Her ayrılan kendi matbaasını, şirketini kurdu. Özal ekonomisi içinde başarılı da oldular. Elbette cin gibi çocuklardı hepsi. Önce birbirleriyle dalaştılar. Niye ayrıldınız demedik, hatta ihtiyaç duyduklarında yardımcı da olduk. İlk kitaplarını çevrilmiş olarak verdik. Diyarbakır, Antep gibi cezaevlerinde yatanlar Kürt sorununu daha erken fark ettiler. Hele hele İsmail Beşikçi ile aynı cezaevinde yatma şansı olanlar. Ordu/Mesudiye’den hemşerim, hatta hısmım olanlardan Ferda Koç gibi. Devlet tarafından kapatılmayan, “Türkiye Sorunları”na, Misakı Milli’yi de tartışan Kürt sorununa ilişkin çok iyi makale verdiğini hatırlıyorum. Ne yazık ki, yayın kurulu, bizler koymaya cesaret edemeyecektik.

Orhan Keskin, arkadaşım Necmettin Büyükkaya gibi, Diyarbakır toplama kampındaki vahşete karşı, Mamak’taki gibi 1984 yılında başlatılan açlık grevinde, Kürt arkadaşları gibi yaşamını yitiren bir “devrimci”. Ama öyle “sözde” olanlarından değil! Orhan Keskin kitabını devlet engellemedi. Maalesef, Birol bir gün geldi. “Basından sorumlu (devlet bakanı değil elbet! Komiser diyelim) arkadaş, bu kitabın çıkmasını istemiyor” dedi. Meğerse böyle bir sorumlu arkadaş da varmış. Yıllar sonra hatıratında, bunu kendi de yazdı da öğrendik. İnsan hiç olmazsa kendini tanıtır. Bizim için sadece cezaevinden çıkmış bir arkadaşımız idi.

Meğerse sorumlumuzmuş. Hani şu söylem vardır, 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığımda memleketin ahvali şuydu diye. Bizim baronlar da, “hapisten çıktığımız da memleketin ahvali şöyleydi” havalarındaydı. Teşekkürler NotaBene Yayınları. Sizi zaten en başından sempati ile izliyordum. Önemli bir siyasi geleneğin içinde çoğulcu yaklaşımınızdan dolayı, farklı seslere yer verdiğiniz için. Hele hele, Ayşe Nur ile sohbetine doyamadığımız dostumuz Melle Faki Sağnıç’ın oğlu Faki Sağnıç’ın, bir anlamda Kürt halkının bir teşekkürü olarak hazırladığı bu kitabı yayınladığınız için.

İki hafta önce Hamburg’da Yaşar Kemal günlerinde, nicedir edinmek istediğim NotaBene Yayınları’ndan yeni çıkmış olan, başka bir trajediyi anlatan “Aydın Erol Kitabını” bulmaz mıyım? Ve de Ayrıntı’dan çıkan, 12 Eylül’den sonra da pes etmeyişiyle hayran olduğumuz Rize/Pazar’ı anlatan Mustafa Korkmaz’ın “Ha Bu Nasıl Dev-Genç’tur Uşağum?”u da çabası. ODTÜ’nün her iki döneminin tanığı, Hakkı Yazıcı ile de tanışma şansına sahip oldum, ta Moskovalardan gelen. Dipnot Yayınları’ndan çıkan “Koca Bir Sevdaydı Yaşadığımız”, ÖDTÜ’nün özgürlükçü ruhunu yansıtan harika bir kitap. Moskova’nın uzun kış gecelerinde yazdığı hikayelerini de sevdim. Mütevaziliğini de.

Kürt edebiyatının onurlarından Suzan Samancı da İsviçrelerden, Leman Gölü kıyılarından gelip, ödüllendirmişti bizi. Ona da Sel Yayınları’ndan çıkan “Korkunun Irmağında” ve “Suskunun Gölgesinde”yi imzalattım. Ve elbette bizim Diyarbakır’ın kronik “kaymakamı” Şehmus Diken de piyangodan çıkmış ödül gibiydi. Ona da İletişim’den çıkan İsyan Sürgünleri’ni imzalattım. Harika bir çalışma, tarihin yine örtük sayfalarını aralayan. Ve Nebil Özgentürk’ün harika tv programı “Biz Kültür Yolcuları”nın, Türkiye’nin yaşayan, solan renklerinin izini süren kitabını da edinebildim kendisine imzalatarak, deneme kitabı, “Babayani/Zamansız Yazılar” ile birlikte. Hasılı benim gibi bir bibliyoman için harika günler oldu. Teşekkürler Hasan Burgucuoğlu ve İrfan Cüre.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

İslam’ın şartı gerçekten kaçtır?

İslâm ve cins sorunu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Bilaihtilaf, en ileri Müslüman algı bile, kadını zayıf bir varlık, eşit hak sahibi olmayan, en fazla “bazı haklarda eşit” bir...

32 bin sayfalık gerekçeli karar olur mu?

32 bin sayfalık gerekçeli karar olur mu?

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

32 bin 630 sayfalık bir balon söz konusu. Tam bir şişirme. Çünkü verili Türk Ceza Kanunu’na göre suç unsuru yok....

Barış bir mücadele sorunudur

Barış ve Demokratik Toplum halkların eseri olacaktır

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Yüzyıllık Türk Devleti’nde Sayın Öcalan’ın Kürt sorununun “siyasal ve hukuki” zeminde çözülmesi için yaptığı barış ve demokratik toplum çağrısına bağlı...

Yeni anayasa tartışmaları ve DHP’nin sorumluluğu

Otoriterleşme, çürüme, yozlaşma

Yazar: Yeni Yaşam
9 Ağustos 2025

Önce merkezi sınavlarda ortaya çıkan şaibeler, ardından akademide tez çalışmalarının -para karşılığında- başkalarına yaptırıldığı haberleri ve şimdi de diploma ve...

Hak savunuculuğunun bedeli!

Neyimiz sahte değil ki?

Yazar: Yeni Yaşam
9 Ağustos 2025

Sahte belgeler, diplomalar rezaleti iktidarı hiç de şaşırtmış gibi görünmüyor. Sözcüsünün, “dünyanın her yerinde görülebilecek bir şey!” diyerek normalleştirmeye çalışması...

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Kritik adım, kırılgan umut

Yazar: Yeni Yaşam
9 Ağustos 2025

5 Ağustos 2025, Türkiye siyasi tarihinde yıllardır devam eden derin bir sorunun çözümü için yeni bir başlangıç umudunun doğduğu tarih...

Sonraki Haber

Tarım krizi-Güner Yanlıç

SON HABERLER

Vali ‘kesim durduruldu’ demişti, yeni görüntüler çıktı

Vali ‘kesim durduruldu’ demişti, yeni görüntüler çıktı

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Rohilat Efrîn: Artık eski günlere dönülemez

Rohilat Efrîn: Artık eski günlere dönülemez

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

İslam’ın şartı gerçekten kaçtır?

İslâm ve cins sorunu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

32 bin sayfalık gerekçeli karar olur mu?

32 bin sayfalık gerekçeli karar olur mu?

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız!

Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız!

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Barış bir mücadele sorunudur

Barış ve Demokratik Toplum halkların eseri olacaktır

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır