• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Solmayan çiçeklerin zılgıtları-Gültan Kışanak

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
1 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Tüm canlılar doğumla birlikte, hayatta kalma amacına yönelin canlıların temel motivasyon kaynağı, yaşamaktır. Bilinçli ya da güdüsel olarak tüm canlılar ölüme karşı direnir, yaşamak için mücadele eder. Hatta öyle ki her bir hücre, kendi çapında bu mücadeleyi sürdürür. Beslenme, barınma ve tehlikelerden uzak olma (güvenli alanlarda yaşama) hayatın devam etmesi için zorunlu koşulardır. Tüm canlılar gibi insanlar da yaşamın devam etmesi için zorunlu olan bu üç şeye erişmek için kesintisiz bir mücadele içinde olurlar. Ancak insanların diğer canlılardan farklı olarak, tarihsel olarak inşa ettikleri sosyal ve kültürel bağlar, biriktirdikleri maddi ve manevi değerler ile geleceğine yön verme arzusu, yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Yaşama anlam katan bu değerlerdir. Hatta öyle ki bazen bu değerleri korumak, fiziki varlığını sürdürmenin önüne geçer.

Bir yerde bu değerler saldırı altındaysa, orada alarm zilleri çalıyor demektir. Artık fiziki olarak yaşamı sürdürme motivasyonu yerini, değerleri koruma, geleceğini kurtarma refleksine bırakabilir. Üç ayı aşkın bir zamandan beri devam eden açlık grevi eylemleri de yaşamın anlamını koruma refleksiyle yapılıyor. Yaşamı yüceltme amacı taşıyan açlık grevleri devam ederken geçen hafta cezaevlerinden gelen haberlerle sarsıldık. Önce Tekirdağ Cezaevi’nden yükselen ‘yaşamı koruyun’ haykırışı… Ardından Gebze, Oltu ve Mardin cezaevlerinden yükselen üç genç kadının çığlığı… Sonsuzluğun solmayan çiçekleri Ayten, Meryem, Zehra yıldızlara doğru yol alırken; zılgıtlarıyla tüm toplumu, yaşama sahip çıkmaya davet ettiler. Bu çağrı hepimize. Kendisine insanım diyen, vicdanı olan herkese…

Faşizmin karanlık girdabında yolunu yitirmemiş, yaşam hakkının kutsallığına İnanan herkese bu çağrı. Bu topraklar ölüme doydu. Toprak kanıyor artık. Şimdi var gücümüzle yaşama sahip çıkma zamanı. Şimdi, hep bir ağızdan “Çığlığınızı, zılgıtlarınızı duyduk” deme zamanı. Yaşama sahip çıkmak tüm insanların, insanlığın görevidir. Kimse gözünü kulağını kapatamaz, kimse duymadım diyemez. Yeni canlar, sonsuzluğun yolunu tutmadan insanlığın ayağa kalkması gerekir. Dışarıdaki atmosferi yeterince bilmiyoruz ancak artık seçimler de bittiğine göre, İnsan hakları, demokrasi ve adalet adına en acil ve tek gündem olarak açlık grevi eylemleri, tüm demokrasi güçlerinin birinci gündemi haline gelmelidir. Ortada hukuksal, hatta siyasal olarak karşılanamayacak bir talep yoktur. Cezaevlerinde bulunan 260 bin insanın kullandığı yasal hakların, İmralı’da da uygulanmasının önünde hangi engel var?

Aklı başında olan herkes, bu talebin karşılanması önünde hiç bir engel olmadığını biliyor. O zaman geriye toplumu esir almak isteyen karanlık bir zihniyet kalıyor. Bu karanlık zihniyet, İmralı tecridini tüm topluma dayatmak istiyor. Buna izin veremeyiz, vermemeliyiz. Yaşadığımız tecrübeler var. Faşist darbe döneminde Diyarbakır Cezaevi adeta faşizmin, yeni işkence yöntemlerini denediği bir laboratuvardı.

Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan vahşetle yüzleşilmediği için, benzer işkenceler 90’lı yıllarda tüm topluma uygulandı. İnsanları köy meydanlarında toplayıp, çırılçıplak soyundurup işkence yapma, itirafçılık dayatması, pislik yedirme gibi birçok iğrenç yöntem, daha önce Diyarbakır zindanında denenmişti. İmralı tecrit sistemi de faşizan bir uygulamadır. Bu tecrit sistemi tüm toplumu nefes alamaz hale getirmeden güçlü bir duruşla, tecrit kırılmalı, insanlık yaşamın anlamıyla buluşmalı.

Ölümle sınamak, faşizan yöntemlerin en aşağılık olanıdır. Kürt halkı defalarca ölümle sınandı. Her defasında da anlamlı bir yaşamı tercih etti. Bu bilinmesine rağmen, halkı bir kez daha ölümle sınamak istiyorlar. Yitirdiğimiz her can, insanlığımızdan da bir parça alıp gidiyor insanlığımızı tümden yitirmeden var gücümüzle, vicdanlarımızı ayaklandırmalı ve yaşamı korumalıyız Canlı organizmalar, mücadele etmeyi bıraktığı an, yaşam ölüme yenik düşer. Bu nedenle en eski felsefe öğretilerinde yaşam iyilikle, ölüm kötülükle tanımlanır. Kötülüğün iyiliğe; ölümün yaşama galip gelmesine izin veremeyiz. Vermemeliyiz.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

Sonraki Haber

Sandığa sığmayanlar-Özge Yurttaş

SON HABERLER

Adra cezaevindeki Süveydalı tutuklular açlık grevine başladı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

 Amed’de peynir üretim tesisinde patlama: Bir işçi hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Amed’de işçi minibüsü devrildi: 16 kişi yaralandı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Kiliseye de saldırmışlar: Humus’taki cami saldırısını Saraya Ansar al-Sunna üstlendi

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Mereş Katliamı’nın 47’nci yıldönümü açıklamasında Suriye’deki Aleviler için çağrı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Mêrdîn’de 3 kişilik ailenin öldürülmesine dair açıklama

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Îlham Ehmed’den Humus’taki saldırıya tepki: Kışkırtma ile beslenen bir iklimin sonucudur

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır