William Shakespeare: “Şeytan bir günah işleteceği zaman, işe, bu günahı kutsallık zırhına sarmakla başlar.”
1980’den bu yana uygulanan serbest piyasa politikalarıyla tarım tahrip edildi. AKP’nin 17 yıllık hükümetleri dönemlerinde uygulanan yanlı tarım politikalarıyla tarım iyiden iyiye çöktü.
AKP, şimdi umudu ve toplumu toparlayan “Milli” ve “Birlik” kelimelerine olan duyarlılığı değerlendiriyor. “Tarımda Milli Birlik Projesi” adını verdiği Proje ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tasfiye etmek istiyor. Üstelik bunu Türkiye tarımını içine düşürdüğü girdaptan kurtarıcı/çözüm olarak sunuyor. Yani yanlışının üzerine başka bir yanlışıyla gidiyor!
Bu Proje Türkiye’nin Projesi değil. Olamaz! Çünkü Türkiye’nin gerçekliğiyle bağdaşmıyor. Bağdaşmaz. Proje, yerli yabancı şirketlerin çıkarına kurgulu. Projede çiftçinin esamesi okunmuyor. Yok.
Üstüne üstlük tarım konusunda dünyada böyle bir çözüm örneği de yok. Türkiye bu konuda denek ülke sanki.
AKP hükümetinin tarım için kurtarıcı olarak gördüğü, içinde çiftçinin rol almadığı/ biçilmediği çözümü nedir? Bakalım.
Yeni Değer Zincirimiz: Yalın Sistem!
Proje grafik çizimlerle anlatılmış. Bir piramit çizilmiş. Piramitin tepesinde “Dünya Markası” yazılı. Açıklamasında, “Üreticiye dünyadan katma değer transferini hedefleyecektir” yazılı.
Onun hemen altında, “Global oyuncusu- Semerat Holding” var. Holdingin işevi; “girdi temini, lojistik, pazarlama ve perakende aşamalarında üreticiden tüketiciye değer izincirini marko ölçekte planlayarak organize edecek ve bu gücünü uluslararası alana taşıyacaktır” diye açıklanmaktadır. Semerat Holding’in hemen altında “Milli Birlik Kooperatifi” yer alıyor. Onun açıklamasında, “Bakanlık Taşra Teşkilatı ve Tarım Kredi Kooperatifi konsolide edilerek üreticilerin girdileri, toprak/su gibi kaynakları, üretim ve pazarlama ihtiyaçları makro planlama perspektifi ile organize edilecektir” deniliyor.
En altta, “Üreticiler” var. Üreticiler olarak; “Çiftçiler, Ormancılar, Balıkçılar” isim olarak yer alıyor.
Evet. En altta çiftçiler, Ormancılar balıkçılar. Onun üstünde Milli Birlik Kooperatifi var. En üstte de Semerat Holding arzı endam ediyor. Holdingin üzerine de anlayan beri gelsin cinsinden “Dünya Markası’ yerleştirilmiş. Buna da Yalın Sistem adı verilmiş. Doğru. Proje çiftçisiz hale getirilerek yalınlaştırılmış(!).
Yalın Sistem ayrıca, “Tohumdan Sofraya Yönetilebilir, Planlanabilir, Hakkaniyetli Değer Zinciri’” diye tanımlanmış. Şimdi anladınız mı/ anladık mı Shakespeare’nin özlü sözünü.
Peki, Yalın Sistem yapısı ne şekilde. Bir de ona bakalım.
Yalın Sistem yapısı
Semerat:
– Milli Birlik Kooperatifi (KİT; TMO, ÇAYKUR, TÜRKŞEKER vb)
– Özel Sektör; Ülker, Eti, Sütaş, Namet, Pınar, Unilever, TK Holding, Kastamonu Entegre, Migros, Borsa vb) den oluşuyor.
Milli Birlik Kooperatifi
– Bakanlık Taşra, Tarım Kredi, OGM, Or-Koop, Sür-Koop
Üreticiler
– Çiftçi, Ormancı, Balıkçı.
Yalın Sistem’in Sermaye Yapısı ne oLacak?
– Özel Sektör % 50,
– Milli Birlik Kooperatifi % 35,
– KİT % 15.
Görevler
Üretimi, Çiftçi, Ormancı, Balıkçı yapacak.
Aracı:
Hal, tüccar, ihale, celep, çıçırcı, yem fabrikaları, süt toplayan birlik, kesimhane, oda vb, yerine girdi, üretim, aracı işini Milli Birlik Kooperatifi üstleniyor.
Sanayi ve perakende bölümünü, yani emtia ticareti, sanayi ve perakende işi de Semarat Holding’de.
Tarımda serbest piyasa dönemine geçilmeye başlanıldığı andan bu yana, devlet ile çiftçinin bağı peyderpey koparıldı. Bunun olumsuzlukları yaşanılarak görüldü. Üretici ile tüketiciyi doğrudan buluşturacak kooperatifleri kurmanın önü açılarak çözüm üretilebilecekken üretilmedi. Tarımın şirketleşmesinde ısrar sürdü. Meydan, şirketlerin cirit atması için boşaltıldı. Çiftçileri şirketlerin kölesi haline getirecek sözleşmeli üreticilik çiftçiler için çözüm olarak sunuluyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı bu Proje ile (Yalın Sistem ile) devre dışı bırakıldığında çiftçinin, ormancının, balıkçının hakkını arayacağı, sorunlarının çözümü için başvuracağı bir merci de kalmıyor artık.
Bu ne?