Kadın cinayetlerinin sadece erkeğin bilinç düzeyi üzerinden ele alındığını,esas nedenin ise gözden kaçtığını belirten Rosa Derneği’nden Narin Gezgör, kadına yönelik şiddetin devlet politikası ile güçlendirildiğini söyledi
Diyarbakır’da son iki ay içinde 3 kadın en yakınındaki erkekler tarafından öldürüldü. 19 Mayıs tarihinde Diyarbakır Barosu’na kayıtlı avukat Müzeyyen Boylu Issı boşanmak istediği eşi Mesut Issı tarafından, 26 Mayıs tarihinde polis memuru Merve Ünal, yine kendisi gibi polis olan Muharrem Y. tarafından, 2 Haziran’da ise Aygül G. eşi Recep G. tarafından öldürüldü. Kadınlara yönelik cinayet ve şiddetin son 5 yılda arttığına dikkat çeken Rosa Kadın Derneği Kurucu Üyesi Narin Gezgör, bunun bir devlet politikası haline geldiği görüşünde.
‘Sistemden bağımsız değil’
Bir yandan kadın kazanımlarının gasp edildiğini, bir yandan da cinayet işleyen erkeğe yönelik cezasızlık politikalarının erkeği cesaretlendirdiğine vurgu yapan Gezgör, “AKP-MHP iktidarı sürecine baktığımızda kadına yönelik şiddetin, cinayetin, çocuk istismarlarının özelde Kürdistan’da ve genelde Türkiye’de ileri düzeye yükseldiğini görüyoruz. Bu durumu sitemin politikalarından bağımsız ele alamayız” diye konuştu.
‘Bir doktor eşini katletti’
Kadın cinayetlerinin genelde bilinç düzeyi üzerinden ilişkilendirilmeye çalışıldığını kaydeden Gezgör, “Ekonomik sorunu olan kadını katleder, bilinçsiz erkek, eğitimsiz erkek katleder, yaklaşımı kadına yönelimlerin esas nedeninin temel çerçevesini çarptırmaya yönelik yaklaşımlardır. Diyarbakır’da en son bir doktor avukat eşini katletti. Erkek, AKP-MHP iktidarı döneminde geliştirilen yasalarla kanunların ayaklar altında ezildiğini, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin cezasızlıkla sonuçlandığını çok iyi biliyordu” ifadesinde bulundu.
Ceylanpınar’daki istismar
Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde bir çocuğun 9 yaşından 14 yaşına kadar, içinde siyasetçilerin de bulunduğu birçok erkek tarafından istismar edildiğini hatırlatan Gezgör, çocuğa yönelik istismarın devlet politikalarından ve kapitalist moderniteden bağımsız olmadığını söyledi. Gezgör, Ceylanpınar’da gözaltına alınıp tutuklanan 7 erkekten 3’ünün serbest bırakılmış olmasına ilişkin, “Bu erkeklerin profillerine bakıldığında sistemle iş birlikçi, sistemin cezasızlık politikalarını derinden bilen, çocuk ve kadına yaklaşımını bunun üzerinden geliştiren erkekler olduğunu görüyoruz” ifadesinde bulundu.
‘Özel savaş politikaları’
Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya ise son 5 yıldır yürütülen özel savaş politikalarıyla birlikte şiddetin bir şekilde toplumun hücrelerine kadar sirayet ettiğini belirtti. Şiddete karşı siyasi ve hukuksal yürütülen bir mücadelenin de olduğunu belirten Kaya, “Hem Türkiye feminist hareketleri, hem dünya feminist hareketleri tarafından, en önemlisi kadın özgürlük hareketi tarafından ciddi bir mücadele yürütülmekte. Buna dair kazanımlar elde edilmiş durumda. Hala 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi, medeni kanundaki kadın haklarına ilişkin diğer yasalara rağmen kadınların korunmadığını görüyoruz” diye belirtti.
İntihar değil, cinayet
Son zamanlarda artan şüpheli kadın ölümlerine de değinen Kaya, “Kadınlar sistemin yarattığı bu çaresizlikle mücadele ediyor. İntihara sürüklenen, belki yaşadığı psikolojik şiddet, sözlü şiddet ya da farklı şiddet türlerinden etkilenerek intihara sürüklenen kadınlara ulaşmak bizim en temel amaçlarımızdan biri. Toplumda yerleştirilmeye çalışılan, kadına öğretilmeye çalışılan ‘çaresizlik’ halinin ortadan kaldırılması, kadının kendini güçlü hissetmesi, kendini yalnız hissetmemesi için biz kadınlar buradayız’ diyoruz. Çünkü bütün saldırılar hem kültürel hem de kadına yönelik soykırımı ifade ediyor. Tolumdaki her birey, öncelikle de erkekler buna refleks göstermeli” diye konuştu.
Arjin Dilek Öncel/Diyarbakır-MA