• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Ekim 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ali Sinemilli

AKP’nin özel savaş oyunları

15 Ekim 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Ali Sinemilli, Manşet, Yazarlar
AKP’nin özel savaş oyunları

Kürt tarafının attığı tarihi adımlara AKP iktidarı hiçbir cevap vermemiş, üstelik bu adımları izlediği politikalar ile boşa çıkarmanın, değersizleştirmenin çabası içinde olmuştur. Dolayısıyla, sürecin gelişimi için özellikle son dönemlerde ağırlık verilen bu özel savaş saldırılarına-halkımızın deyimiyle Osmanlı oyunlarına- karşı duyarlı olmak olmazsa olmazdır

Ali Sinemilli

Barış ve Demokratik Toplum sürecinin gelişmesi için acelesi olmayan tek parti hangisi denilse, hiç tartışmasız AKP cevabı verilebilir. Görünüşe bakılırsa, diğer tüm partilerin- olumlu ya da olumsuz- bu sürece dair bir görüşleri var. Bazısı sürecin erkenden nihayete ermesini istiyor, ülkeye barış havasının hâkim olması için uğraş içinde. Bazısı ise bir an evvel bu sürecin bitirilmesini, çünkü ülke için hayırlı olmadığını dile getiriyor. Bu noktada dikkat çeken yaklaşım AKP’den geliyor. AKP hiç acele etmiyor, bu konuda oldukça ağırdan alan tutumunu sürdürüyor. Öyle ki, doğru dürüst görüş de paylaşmıyor. Bir nevi bekle görcü, uzaktan izleyen bir tutumun sahibiymiş gibi bir görüntü veriyor.

Kimileri bu durumu AKP ‘halkın reflekslerini ölçüyor, oy kaybetmek istemiyor, kontrollü yaklaşıyor’ biçiminde iyi niyetlice yorumluyor ve bir bakıma ‘bu kadar da olur’ demeye getiriyor. Fakat pratikte yaşananlar meselenin hiç de öyle olmadığını gösteriyor.

1 Ekim’de Mecliste verilen görüntünün aksine ki bu görüntü AKP’nin süreci devam ettirmekten yana olduğu biçiminde yorumlandı, süreci gün geçtikçe daha fazla zora sokan, hatta sürdürülebilirliğini tehlikeye atan yaklaşım devam ediyor. Söylemde sürecin devamından yana irade beyan eden AKP, uygulamalarıyla bunun tam tersini yapmakta, sözün gerçek manasıyla özel savaş politikalarında ısrar etmektedir. Kullanılan dilden, uygulamalara kadar hemen her konuda bunu görmek mümkün.

Dikkat edilirse, Meclisteki komisyonun Önder Apo ile görüşmesi konusunda başta herhangi bir refleks söz konusu değildi. Çıkan aykırı sesler oldukça cılızdı. Zaten Bahçeli böyle bir çağrı yapmıştı ve doğası gereği böyle bir görüşme olacaktı. Fakat gelişmeler bu biçimde olmadı.

Kardeşlikten, demokrasiden bahseden AKP önce CHP gibi ülkenin birinci partisine yöneldi ve sürecin dışında tutmak için hemen her yolu denedi. Ardından varlıkları dahi tartışma konusu olan İYİP ve ZP ‘ye siyaset sahnesinde yeni bir alan açıldı.  Milliyetçi kesimler rahatsız oluyor denilerek, geçmiş dönemlerde çokça başvurulan kutuplaştırıcı siyasetin önü açıldı.  Güya İYİP ve ZP taraftarları bu sürece karşıymış, CHP içinde bazıları bu görüşmeye karşıymış biçiminde bir algı oluşturularak, sürece öncülük eden Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmenin önüne geçildi. O İYİP ki, kongresinde iktidar darbesiyle yönetimi yeniden şekillendirildi. O ZP ki, attığı her adım derin devletin yönlendirmesi altında gerçekleşiyor.

Kuşkusuz, CHP’yi bu sürecin dışına iten güç de, adı geçen ırkçı -milliyetçi partileri harekete geçiren güç de AKP iktidarı oluyor. İktidar buna zemin sunmasa ne CHP’den böyle bir refleks gelişecek ne de tamamen tükenmiş bu partilerin halkın kafasını karıştırması mümkün olacak. Eğer bunlar oluyorsa nedeni iktidarın zamana oynayan, oyalayan siyasetidir.

Malum! Son günlerde Türk medyasının konuştuğu iki temel konu; ‘Kobane davası’ tutuklularının serbest bırakılması ve Önder Apo’nun Medya’ya ilişkin yaptığı belirtilen değerlendirmeler oluyor. Her iki meselede de Önder Apo’ya sistemli bir saldırının gerçekleştiği aşikârdır. Her iki meselede de özel savaş oyunlarına had safhada başvurulduğu, açıktan Önder Apo’nun hedeflendiği görülüyor.  Demirtaş ve arkadaşlarını bırakmayan, bunun için kendi hukukunu hiçe sayıp uluslararası hukuku dikkate almayan AKP iktidarı, bu meseleyi tam tersi bir biçimde yansıtmaya çalışmakta, büyük bir dezenformasyon faaliyeti yürüterek, halkın kafasını karıştırmak istemektedir. Benzer bir algı operasyonunun Medya ile ilgili de yapılmak istendiği görülmektedir.

Aklı başında herkes biliyor ki, Kobane davası tutuklularının serbest bırakılmaması da, ‘YPG’ye birlikte saldıracağız’ diyen medyanın dili de tek merkezden alınan talimatla şekil almaktadır. Bu merkezin AKP aklıyla, AKP’nin yön verdiği devlet aklıyla hareket ettiği tartışma götürmez.

İşte, içerde kardeşlikten bahseden AKP yöneticilerinin Rojava’yı tehditleri devam ediyor. Kürdün en temel haklarına kavuşmaması için her türlü kirli pazarlık yapılıyor, bunun için devletin tüm imkanları seferber ediliyor. Günübirlik olarak Ankara’da DAİŞ artığı HTŞ elemanları ağırlanıyor.

Açık ki, mevcut durumda AKP’nin süreç karşısındaki tutumunu deşifre etmek, bunu geciktirmeden yapmak öncelikli iş oluyor. AKP sürecin karşısında durduğu için, bugün komisyonun Adaya gidip gitmemesi tartışma konusu olmakta, sürece dair yürütülen tartışmalar negatif bir seyir izlemektedir. O halde, başta AKP’nin yaklaşımını doğru değerlendirmek, yürüttüğü psikolojik savaşı iyi görmek, adım atmadığı halde atmış gibi yaparak algı oluşturmasının önüne geçmek gerekiyor.

Çok bariz bir biçimde görülüyor ki, Kürt tarafının attığı tarihi adımlara AKP iktidarı hiçbir cevap vermemiş, üstelik bu adımları izlediği politikalar ile boşa çıkarmanın, değersizleştirmenin çabası içinde olmuştur. Dolayısıyla, sürecin gelişimi için özellikle son dönemlerde ağırlık verilen bu özel savaş saldırılarına-halkımızın deyimiyle Osmanlı oyunlarına- karşı duyarlı olmak olmazsa olmazdır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Hikmet Kıvılcımlı ve strateji sorunu

Sonraki Haber

Yeniçağ’da özerk sistemlerin gücü

Sonraki Haber
Yeniçağ’da özerk sistemlerin gücü

Yeniçağ’da özerk sistemlerin gücü

SON HABERLER

Babamızın çiftliğinde OVP fermanı…

Barış masasında Muaviye gölgesi

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
15 Ekim 2025

Yeniçağ’da özerk sistemlerin gücü

Yeniçağ’da özerk sistemlerin gücü

Yazar: Aziz Oruç
15 Ekim 2025

AKP’nin özel savaş oyunları

AKP’nin özel savaş oyunları

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
15 Ekim 2025

Hikmet Kıvılcımlı ve strateji sorunu

Hikmet Kıvılcımlı ve strateji sorunu

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
15 Ekim 2025

‘Vatan, millet, Sakarya’ ile çocuklara taciz

‘Vatan, millet, Sakarya’ ile çocuklara taciz

Yazar: Aziz Oruç
15 Ekim 2025

Hem sansürcü ol, hem sansürcülükle suçla

Hem sansürcü ol, hem sansürcülükle suçla

Yazar: Heval Elçi
15 Ekim 2025

Temel ve bağlamına saldırılar ve barışta ısrar

Temel ve bağlamına saldırılar ve barışta ısrar

Yazar: Heval Elçi
15 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır