Bütün Ortadoğu’nun yaşanan savaş ve çatışmalar nedeniyle adeta bir kan gölüne döndüğü koşullarda yüz yılık bir sorunu sona erdirme, bu sorunun ürettiği savaş ve çatışmayı ortadan kaldırma ve büyük bir barışın inşa koşullarını yakalama şansının doğduğu bir dönemde ne yazık ki ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. Milli savunma bakanlığı tarafından beş askerin hayatını kaybettiği, bunun bir arama tarama faaliyeti sırasında metan gazı zehirlenmesi sonucu gerçekleştiğine dair açıklama pek çok kesim tarafından şüpheyle karşılandı. Savaş ve çatışmanın durduğu, bir grup PKK gerillasının silah bırakacağı ile ilgili açıklamaların yapıldığı ve bu ilk silah bırakmanın gerçekleşeceği zamanın hemen arifesinde bu asker ölümlerinin yaşanması ilk evvelde bunun bu süreci boşa çıkarmak için gerçekleşmiş bir komplo olabileceği ihtimalini akla getirmektedir. Bu tür süreçleri boşa çıkarmak için geliştirilen komplolara defalarca tanık olduk. On yıl önceki çözüm süreci döneminde Ceylanpınar’da iki polisin evinde öldürülmesi olayı son yaşanan komplolardan biriydi. Barış sürecini bitirmeye gerekçe kılınan bu eylem tam da aslında bunun için tasarlanmış bir eylemdi.
Eğer bu son asker ölümleri gerçekten sözü edildiği gibi bir kaza değilse çok açıktır ki savaştan ve şiddetten beslenen devlet içindeki bir yapılanmanın muhtemeldir ki bölgesel ve uluslararası güçlerle birlikte planladıkları bir eylemdir. Böylesi şüphelerle dolu çok sayıdaki askerin ölümü, mevcut iktidarın çözümde ayak sürüyen, zamana yayıp çürütme taktiğini işletmeye çalışan ciddiyetsiz yaklaşımı nedeniyle son derece kırılgan yürüyen süreç için çok ciddi tehlike yaratmaktadır. Benzeri veya daha vahim komploların gelişmesi mümkündür. Savaş ve çatışmaları başlatmak kolaydır, fakat sona erdirmek çok çok zordur. Böylesi uzun süreli çatışmaların etrafında savaş ticaretinden nemalanan muazzam bir rant çevresi oluşur. Bu savaş rantçılarının, barışın gelişmemesi için yapmayacakları kirli bir iş, kurmayacakları komplo yoktur. Eğer bu barış şansı da kaçırılırsa belki bir yüz yıl daha sürecek ve büyük bir yıkımın gelişmesine yol açacak bir sürecin fitili ateşlenmiş olacaktır. Türk halkı bu savaşın daha fazla yükünü taşıyamayacaktır. Kürt halkı bunca baskı, yıkım, katliam ve onursuzlaştırmaya daha fazla tahammül etmeyecektir. Dolayısıyla herkes ciddi şekilde aklını başına almalı, dikkatli ve saygılı bir dil kullanmaktan başlayarak sürecin enfekte edilmesine yol açacak her türlü söylem ve eylemden kaçınmalı, barış sürecinin sağlıklı ilerlemesi için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir.
Umut edilir ki bu son ölümler gerçekten bir kaza olsun, silah bırakma arifesindeki PKK gerillalarına dönük kimyasal silah kullanmayı içeren bir operasyonun yol açtığı ölümler olmasın. Zira sahadan yerel kaynaklar bu tür operasyonların yapıldığını belirtirken PKK tarafından da bombardımanlar sonucu kimi mensuplarının hayatını kaybettiğine dair açıklamalar yapılmaktadır. Her iki taraftan da ölümlerin yaşanmaması, kaza yahut komplo olasılığını ortadan kaldırması için, tarafların birbirlerine bu tür olasılıkların gelişemeyeceği bir uzaklıkta konumlanmaları son derece önemlidir. İkincisi hükümetin bu sürecin sağlıklı ilerlemesi, sekteye uğramaması için derhal gerekli yasal düzenlemeleri yapması, meclisin komisyonları kurması ve tüm muhalefet partilerinin, tüm sivil toplum kuruluşlarının, toplumun kanat önderlerinin dahil edildiği ve birlikte çözümün arandığı bir kooperasyon yaratılması gerekmektedir. Bunun içinde öncelikle hükümetin ana muhalefet partisine yönelik operasyonlarına son vermesi ve Türkiye’nin birinci partisi konumundaki CHP’yi bu sürecin bir parçası, bir aktörü kılması gerekir. Tam da bu asker ölümlerinin yaşandığı süreçte yine birçok CHP belediyesine dönük yapılan operasyonlar bilinmelidir ki hem komplocu güçlerin elini ciddi şekilde güçlendirmekte hem de ülkenin önemli bir kesiminin barış sürecine desteğinin önünü kapatmaktadır. Ana muhalefet partisinin desteği olmadan bu sürecin başarıya götürülme şansı yoktur. Ana muhalefet partisi de şunu çok iyi bilmelidir ki daha önce HDP ve DEM Parti’ye karşı geliştirilen, şimdi CHP’ye yönelmiş olan kayyımcılık ve demokratik iradeyi gasp etme operasyonları Kürt sorunu ve sürmekten olan savaştan gücünü almaktadır. CHP ve tüm muhalifler için bu anti demokratik politikaları boşa çıkarmanın en temel yolu barış sürecinin gelişmesine ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesine destek sunmaktan, süreci sahiplenmekten geçmektedir. Herkes elini vicdanına koymalı ve şunu kendine söylemeli: Şimdi bu beş asker de son iki ay içerisinde hayatını kaybeden ona yakın gerilla da yaşıyor olabilirdi. Ölüm her zaman zordur, acıtıcıdır. Ancak barış kararı verildikten sonra yaşanan her ölüm çok daha fazla can acıtır.