• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
27 Aralık 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Beka sorunu kimin sorunu? – Şaban İba

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
9 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Arapçadan Türkçeye giren beka İslami bir kavramdır. İslam’da “Sonsuz, ebedi kalmak ve özellikle eski hali ile sabit olmak anlamında Allah’ın bir sıfatıdır”. Muhammed’le başlayan bu anlayış Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı hanedan devletlerinde İslami bir gelenek oluşturmuştur. Osmanlıca da “Devamlılık, daim ve sabit olma” durumudur. Osmanlı hanedan devleti, kendisini, “Devlet-i ebed müddet”, yani, “Ebediyen yaşayacak devlet” şeklinde tanımlayarak sistemli bir şekilde yüceltmiştir. Bu imparatorluk geleneği İttihat ve Terakki döneminde Meşrutiyet’in, Kemalist iktidarlar döneminde Cumhuriyet’in koruma ve kollama refleksine dönüşmüştür
.
Soğuk Savaş döneminde beka sorunu, ABD’ye bağımlı ve yarı bağımlı ülkelerde “İç ve dış tehditlere karşı milli güvenliğin korunması” olarak milli güvenlik ideolojinin geliştirilmesinde kullanıldı. Türkiye’de ise 27 Mayıs’la başlayan askeri müdahale dönemlerinde ve özellikle 12 Eylül döneminde Türk-İslam Sentezi’nin resmi ideoloji haline gelmesiyle yeni bir siyasal anlam kazandırıldı. 12 Eylül askeri cuntası beka kavramını, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü tehlikeye düşüren iç ve dış tehditlere karşı, Türk yurdunun ve milli menfaatlerin kollanması ve korunması” şeklinde tanımladı. 1982 Anayasası’nı “Milli Güvenlik Anayasası” olarak hazırlayan 12 Eylülcüler, milli güvenlik ideolojisi tüm yasaların ve anayasa ile oluşturulan tüm kurumların temel ilkesi haline getirdi.

1983’de Aydınlar Ocağı’nın etkili üyelerinden İbrahim Kafesoğlu, Hayri Bolay ve Osman Turan’a hazırlattığı 800 sayfalık “Milli Kültür Raporu” ile Türk-İslam Sentezi’ne devlet politikası niteliği kazandırıldı. Kültür planlamasını “din ve ahlak planlaması” olarak öngören rapor, insanın “manevi ihtiyacını” bir tür “manevi cihazlanma” olarak ele alıyordu. “Maneviyat eğitimi, dini ve ahlaki terbiye, milli ve tarihi şuuru ile kalkınmayı gerçekleştirecek yeni bir insan tipi yaratmaktan” söz ediyordu. 24 Ocak Kararları ve 1982 Anayasası’yla bir bütün oluşturmasına karşın bu rapor, esas olarak uygulama erkini yansıtan ve devlet kurumlarına görev veren yönerge niteliğindeydi.

Türk-İslam Sentezi’ne dayalı devletin yeni resmi ideolojisinin tarihsel referanslarını oluşturan bu rapordan sonra, Aydınlar Ocağı’nın 14-15 Eylül 1984’de düzenlediği “Ülkemizi 12 Eylül’e Getiren Sebepler ve Türkiye Üzerindeki Oyunlar” seminerinde, devletin milleti ile bölünmez bütünlüğünü temel alan yeni milli güvenlik stratejisi ele alındı. Bu seminerin ardından Ocağın 2. Başkanı Muharrem Ergin tarafından “Milli Mutabakatlar” başlığıyla bir bildirge hazırlandı. 40 ana başlık halinde yazılan ve Türkiye’nin beka sorununu bütün hatlarıyla ortaya koyan “Milli Mutabakatlar” dökümünün ilk üç maddesi şöyleydi:

“1. Bugün Türkiye’nin bir numaralı meselesi, en büyük davası, beka davasıdır. 2. Türkiye’nin ikinci ana davası siyasi huzurdur. Milli Kültüre dayalı olması söz götüremeyecek bu demokrasinin yolunu Türk milleti nihayet 1982 Anayasası’nda bulmuştur. Şimdi yapılacak şey, bu anayasanın gösterdiği istikametteki tabii gelişmeyi takip etmektir. 3.Türkiye’nin üçüncü ana meselesi iktisadi kalkınma davasıdır. 24 Ocak istikrar tedbirleri kararıyla başlayan yeni devrenin ilmi esası iktisadı kendi kanunları içinde yürütmektir.”

Bu mutabakatlar, 12 Eylül askeri yönetiminden sonra kurulan ANAP’tan AKP’ye kadar tüm iktidarlara yol gösteren devletin resmi ideolojisi ve politikası oldu. AKP döneminde, vatan, millet, ordu, devlet, din, iman, şehitlik, gazilik, kahramanlık vb. hamasi ve popülist nutuklarla dillendirilen beka sorunu, egemen ulus, devlet, din, dil ve kültür geleneğini yücelterek siyasal iktidarı tahkim için kitleleri aldatma aracı haline getirildi. Milli kültür ve beka değerlerinin tanıtılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmayı amaçlayan “Milli Beka Hareketi Derneği” gibi oluşumlarla da sorun toplumsal hayatın tüm alanlarına taşındı.

Şimdi baştaki sorumuzu yanıtlayabiliriz: Beka sorunu, müesses nizamın korunması ve kollanması sorunudur. Bu bakımdan aynı zamanda bir demokratikleşme ve demokrasi için mücadele sorunudur. Özgür ve demokratik bir rejim kurulduğunda beka sorunu olmayacaktır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

2025 biterken, açlık ücreti ve tribünlerde işlenen nefret suçu

Yazar: Bedri Adanır
27 Aralık 2025

2026 yılında geçerli olacak asgari ücret açıklandı. Beklendiği gibi TÜİK’in -hükümetin isteklerine göre gerçek fiyat artışlarının neredeyse yarısını gizlediği- verileyle...

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

Sonraki Haber

‘İstismar affı’ asla yasalaşmamalı

SON HABERLER

Bağımlılık değil yaşam panelinde ‘mücadele’ vurgusu

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
27 Aralık 2025

Dilan Geyik’in katledildiği ortaya çıktı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
27 Aralık 2025

Roboski Katliamı’nda katledilenler anıldı: Yüzleşmeden barış olmaz

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
27 Aralık 2025

Kadınlar Anna Liedtke için eylemde

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
27 Aralık 2025

İstanbul’da kaza: 4 kadın işçi hayatını kaybetti

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
27 Aralık 2025

Gazze’de 71 bin 219 insan katledildi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
27 Aralık 2025

Fail Şiyar Alparslan yeniden tutuklandı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
27 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır