Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Sri Lanka iç savaşında işlenen savaş suçlarına ilişkin delil toplama yetkisini iki yıl daha uzatarak mağdurlar için umut kapısını açık tuttu
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Sri Lanka’nın onlarca yıl süren iç savaşı sırasında yaşanan insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarına ilişkin delil toplama projesinin süresini en az iki yıl daha uzattı.
Konsensüsle kabul edilen karar, yıllardır adalet arayışında olan mağdurlar ve aileleri için yeni bir umut ışığı olarak değerlendiriliyor.
Sri Lanka’daki iç savaş, Tamil Kaplanları (LTTE) ile hükümet güçleri arasında 1983-2009 yılları arasında yaşandı. Savaşın son aylarında, hükümetin “güvenli bölge” ilan ettiği alanların bombalanması sonucunda yaklaşık 40 bin Tamil sivilin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
Ancak savaşın ardından geçen 16 yılda, Sri Lanka hükümetleri bu suçları kabul etmeyi reddetti ve hesap verebilirliği engelleyen bir çizgi izledi. Kurban yakınları, insan hakları savunucuları ve gazeteciler üzerindeki devlet baskısı ise sürüyor.
BM, 2021 yılında Sri Lanka hükümetinin savaş suçlarını soruşturmak üzere “melez bir adalet mekanizması” kurma sözünden geri dönmesi üzerine “Sri Lanka Hesap Verebilirlik Projesi”ni hayata geçirmişti. Proje, delillerin toplanması ve olası uluslararası yargı süreçlerine destek sağlanması amacıyla yürütülüyor.
2024’te göreve gelen Cumhurbaşkanı Dissanayake yönetimi, önceki hükümetlere kıyasla daha ılımlı bir söylem benimsese de BM projesine mesafeli durmaya devam ediyor. Yönetim, “savaş sonrası uzlaşı” ve “sembolik davaların soruşturulması” yönünde taahhütlerde bulunsa da somut ilerleme kaydedilmemesi, mağdurlar arasında umutsuzluğu artırıyor.
Uzmanlara göre, hükümetin güven tesis etmek için öncelikle toplu mezarların eksiksiz şekilde incelenmesi, DNA testlerinin sağlanması ve mağdur ailelerine yönelik polis ve istihbarat baskısının son bulması gerekiyor. Ülkede şu ana kadar en az 20 toplu mezar bulundu, ancak hiçbirinde kapsamlı bir soruşturma tamamlanmadı. Özellikle Jaffna yakınlarındaki Chemmani toplu mezar kazılarının tamamlanması, adalet sürecinin inandırıcılığı açısından kritik önem taşıyor.
Hükümetin ayrıca baskıcı yasaları kaldırma, bağımsız bir savcılık kurma ve sembolik davalarda yargı sürecini başlatma vaatlerini yerine getirmesi çağrısı yapılıyor.
Uzmanlar, BM’nin delil toplama projesinin yalnızca Sri Lanka içindeki adalet arayışı için değil, aynı zamanda evrensel yargı ilkesi kapsamında başka ülkelerde açılabilecek olası davalar için de hayati olduğunu vurguluyor.
DIŞ HABERLER