Ratibe Yılmaz adlı tutsak 26 yıldır tecrit koşullarında tutulurken, ‘sohbet’ hakkına karşı yaptığı başvuruları ise ‘bomba/patlayıcı madde’ yapımı bildiği iddiasıyla tutsaklar için 2016’da hazırlanan bir listede adı olduğu gerekçesiyle ret ediliyor. ÖHD’li avukat Mehmet Şirin Şahin, bu listenin hukuki bir dayanağı olmadığını ve Adalet Bakanlığı’nca hazırlandığını bildiklerini belirtti
İşkence, sürgün ve tecrit merkezlerine dönüşen cezaevlerinde tutsaklara yönelik hak ihlallerine her gün yenileri ekleniyor. Sık sık adını hak ihlalleriyle duyuran cezaevlerinden biri de Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi.
Ratibe Yılmaz, Adana’da 1999 yılında gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemede hakkında 36 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk süresi boyunca çok sayıda cezaevine sevk edilen Ratibe Batmaz, 26 yıldır da Kocaeli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutuluyor.
Ratibe Batmaz’ın ağır tecrit koşullarına karşı cezaevine idaresine dilekçeyle “diğer tutsaklarla sohbete ve faaliyete çıkma” talebinde bulundu. İdare ve Gözlem Kurulu, dilekçeye ret verirken gerekçesinde ise daha önce sevk edildiği cezaevini referans göstererek, “… el yapımı, tuzaklı patlayıcı, ve uzaktan kumandalı patlayıcılar ile bomba yapımı konusunda uzman olduğu anlaşıldığından aynı vasfı taşıyan hükümlü/ tutuklular ile barındırılmaları, oda değişikliği yaparken ve kurum içi faaliyetlere çıkarılırken kişilerin vasfının göz önüne alınması” talimatının olduğunu belirtti.
Birçok tutsak aynı durumda
Konuya dair rapor hazırlayan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Mehmet Şirin Şahin, dosyada “bomba/patlayıcı madde” geçen tutsaklara uygulanan “bombacı statüsü” nün eşitlik ilkesine aykırı bir tecrit rejimi olduğu söyledi. Şahin, Ratibe Batmaz’ın yanı sıra Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevin’nde bulunan Ahmet Sürme, Erdal Özdoğan, Aligül Alkaya, Mikail Mungan ve Halil Kahraman’a da uygulanan bu “statü” gerekçesiyle spor, sohbet ve temaslarının yasaklandığı belirtti.
Adalet Bakanlığı oluşturmuş
Cezaevi dosyalarında “patlayıcı/ bomba madde”si geçenlere yönelik tecrit politikalarının yaşandığını vurgulayan Mehmet Şirin Şahin, “Cezaevlerindeki ziyaretlerinde dosyalarında “patlayıcı/ bomba madde”si bulunan tutsaklara farklı bir infaz rejimi uygulanıyor. Bu şekilde bir liste hazırlanıyor. Listeyi ilk olarak 2016’da fark ettik. Hak ihlallerine ilişkin yaptığımız başvurulara verilen cevaplarda bu listenin sayı numarası ve tarihine değiniliyor. Bizde listenin tamamı yok. Bu listenin altında kimlerin imzası var henüz bilmiyoruz. Fakat bize verilen cevaplardan Adalet Bakanlığına bağlı kurumların oluşturduğunu anlıyoruz” diye belirtti.
Listede adı olanlar tercih ediliyor
Listede genellikle, müebbet hapis ve süreli hapis alan kişilerin isimlerinin olduğunu söyleyen Mehmet Şirin Şahin, “Bu listede DGM’lerde yargılanmış ve ceza almış ve 20 yıl boyunca hiçbir disiplin cezası almayan kişilerin de ismi var. Ratibe Batmaz iyi bir örnektir. İsminin listede olmasından kaynaklı hak ihlaline uğramış. Son olarak Kocaeli Cezaevi’ne sürgün edilince bu listede ismi olduğu gerekçesiyle hak ihlaline uğruyor” diye konuştu.
CPT’ye aykırı
Mehmet Şirin Şahin, “Cezası infaz edilen mahpuslarda gözetilmesi gereken temel bir ilke var; Bu ilkeye 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nda değinilmiş. Burada ‘zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunamaz’ deniliyor. Mahpuslara ilişkin tüm işlemlerde bu ilkenin gözetilmesi gerekiyor. Yeni S ve Y tipi cezaevleri başta olmak üzere tek kişilik hücrelerde 22 saat tutularak birçok hakları engelleniyor. Bu uygulamalar infazın temel ilkesine, Avrupa İşkenceyi Önlenmesi Komitesi (CPT), sözleşmelere aykırıdır. Bu patlayıcı maddeler konusu infaz kanununda düzenlenmemiştir. Böyle bir sınıflandırmanın yapılmasının kanuni dayanağı yok” diye konuştu.
Listenin dayanağı yok
Kanunda, İdare ve Gözlem Kurulu’nun tutsaklara ilişkin “tehlikeli” olarak tanımlama yetkisinin olduğunu belirten Mehmet Şirin Şahin, “Ancak buradaki tanımlama Adalet Bakanlığı tarafından yapılmış. Buna ilişkin bir Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı var. Aynı tanımlamada olan bir mahpusun başvurusu var. Başvuru, emsal bir başvuru. AYM, kararda belli bir süreyle sınırlandırılmadan ve karara dayanak oluşturulan durumların devam edip etmediğine dair belirli aralıklarla güncel bilgi ve belgeler gözetilmeden yeniden değerlendirme yapılmadan uzun süre uygulanmasının orantısız ve ölçüsüz olduğu belirtilmiş. Bu listenin hukuki bağlayıcılığı yok çünkü kanuni dayanağı yok. Fakat bir an için kanuni bir liste desek bu listenin oluşturulduğu 2016 yılından itibaren geçen 10 yıllık süreçte mahpuslarında bu liste nedeniyle haklarının kısıtlanması ölçülülük ilkesine aykırıdır” diyerek süreçten beklentilerinin bu hak ihlallerini ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.
Haber: Ömer İbrahimoğlu / MA