Yeni yargı paketinde ‘Çocuğun istismarcıyla evlendirilmesi durumunda cezanın ertelenmesi’ hükmü yeralıyor. TKDF BaşkanıCanan Güllü, ‘İktidar zorla erken evliliklerin önünü açacak. Bunu gündeme dahi getirmesinler’ dedi
Yadigar Aygün/İstanbul
AKP-MHP iktidarının ikinci yargı paketinde, çocukların istismarcılarla “belirli şartlarda evlenmeleri” durumunda cezanın erteleneceğine yönelik hüküm bulunduğu iddia edildi. İlk yargı paketinde yer alan çok sayıda düzenlemenin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile ceza infaz sürelerinde indirime gidecek ikinci yargı paketinin hazırlıklarında da sona gelindi. Paketin içerisinde daha önce gündeme gelen ancak kadınların yükselen tepkilerinin ardından geri adım atılan, “istismar yasası” olarak bilinen “çocuğu istismar eden fail ile evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesi” hükmünün de yer alacağı öne sürüldü. Gazetemize konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü ve Sosyal Dayanışma Ağı (SODA) Başkanı Çiğdem Aydın, yargı paketi ile gündeme getirilen çocuğa yönelik cinsel istismar suçunun topluma vereceği zararları değerlendirdi.
‘Devlet çocukları korumalı’
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, devletin çocukları korumakla yükümlü olduğunu hatırlatarak “2. Yargı Paketinde çocuğa yönelik cinsel istismar, kadınların nafaka hakkı gibi konular gündeme getirildi. Bu kazanılmış haklarımızın geri alınması o kadar kolay değil. Şuan çocuğa yönelik cinsel istismar davasından tutuklu 15 binden fazla failden bahsediyoruz. Uluslararası hukukta ve anayasamızda 18 yaş altındaki herkes çocuktur ve devlet çocukları korumakla yükümlüdür” dedi.
‘İzin vermeyeceğiz’
Bu yasayı asla meclisten geçirmeyeceklerinin altını çizen Güllü, “15 yaş altı çocuklar kendi iradesini kullanamaz. Biz bunu yaptırmayız. Bunu yapamayacaklar. Bunun bir kereye mahsus olduğunu söylüyorlar, biz biliyoruz ki bu bir kereye mahsus olmayacaktır. Bu direk çocuğa yönelik tecavüzdür, cinsel istismardır. Çocukların erken yaşta zorla evlendirilmesidir. Bu yasa tasarının meclisten geçmesi demek tecavüz ve cinsel istismarın toplumda daha da artmasına yol açacaktı. Biz buna asla ve asla izin vermeyeceğiz Bunu gündeme dahi getirmeyin” diye belirtti.
Bu yasa tasarısının topluma vereceği zararlara dikkat çeken Güllü, “Adalet Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sahada çalışma yapmadan, sahada çalışanlarla görüşmeden böyle bir şeye onay vermeleri ülkenin zararınadır. Bu yargı paketleri, birilerinin işine geliyor diye oy kaygısıyla yapılmasın. Bu ülkeye dinamit koymaya eş değerdir. Bu karar ile İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanunun gözden çıkarılması demek. Bu ülkeye ipotek konması anlamına gelir” diye konuştu.
‘Toplum karşı çıkmalı’
Sosyal Dayanışma Ağı Başkanı Çiğdem Aydın ise iktidarın çocuk yaşta evlilikleri onayladığını belirterek, “Bu asla kabul edilebilir bir durum değil. Bu siyasi iradenin zorla çocuk evlendirilmesini desteklediği anlamına gelir. 3-5 kişiye af çıkaracağız diye toplumdaki çocukları risk altına atamazsınız. 18 yaş altı herkes çocuktur ve devletler çocukları korumakla yükümlüdür. Çocukların yaşına uygun bir yaşam sürmesi gerekiyor. Bu yaştaki çocuklar çocuk gelişimini tamamlamamıştır, eğitim çocuğudur. Toplumun tüm kesimleri buna karşı çıkmak zorundadır. Bizler kadın örgütleri olarak bu zihniyetin her zaman karşındayız. Toplumun her kesimi de buna karşı çıkacaktır” ifadelerinde bulundu.
Nafaka gaspına militarist kılıf
AKP-MHP iktidarı, nafakaya ilişkin düzenlemenin 2. Yargı Paketi’yle Meclis’e geleceğini açıkladı. “İsteseniz de istemeseniz de yapacağız” diyerek müftülük yasasını bir gece yarısı Meclis’ten geçiren iktidarın, 2015 yılında TBMM Boşanma Komisyonu Raporu’nda yer alan bir dizi düzenlemeden biri olan nafaka düzenlemesini de ne yapıp edip yasalaştırmayı planlıyor. Kadın örgütlerinin büyük tepki gösterdiği düzenleme Meclis’ten geçirilmek için militarizme yedirilerek, saldırgan bir dille topluma işlenmeye çalışılıyor. Akit gazetesi, ‘Cephede kazandığı parayı eski eşine veriyor’ başlığıyla kadınların nafaka hakkını hedef aldı. Büyük tepki gören paylaşımı, Berrin Sönmez Duvar’daki yazısında şöyle ele aldı: “Adı savaş olmayan bu operasyon ne kadar barış pınarıysa cepheden gazeteye haber salan Uzman Çavuş O.K. gibi erkekler de o kadar nafaka mağduru daha fazla değil. Zorunlu değil gönüllü, ücretli askerlik yaparken araya “terörle mücadele” sıkıştırılınca erkeğin cüzdanı bir anda kutsanmış gibi bir şey oluveriyor sanki. Erk, siyasetine vergilerimizle alınan silahı baş aktör kılarken ne denli hatalıysa erk-ek de vergilerimizle aldığı maaştan kadına nafaka ödemek istemeyişinde o denli hatalı. Savaş karşıtlığı tam da bu nedenle militarizm ve faşizmle beslenen hegemonik erkeklikle mücadelenin temeline yerleşiyor.”