Beylikova’da NTE madenciliği tartışmaları devam ediyor. Özgür Özel madenin yabancılara satışına karşı çıkarken, iktidar bunu yalanlıyor. Ortak yanları ise ekolojik yıkım gerçeğinin gündemlerinde olmaması
Yusuf Gürsucu
Atmosfere salınan karbonun neden olduğu küresel iklim değişimini, karbon yakıtlarından vazgeçilerek önleneceği söylenirken, diğer yandan ‘yenilenebilir enerji’nin olmazsa olmazı olan Nadir Toprak Elemetleri (NTE) ve mineral madenciliği ile doğal yaşamda bugüne kadar görülmemiş boyutta yıkımların önü açılmaktadır. Türkiye’de Beylikova coğrafyası bu yıkıma ve yok oluşa hazırlanırken, bu yıkıma önemli bir örnek ise Çin’in ‘yeşil teknoloji’ merkezi olarak süslenen Baotou kentinde yıllardır yaşanıyor. Diğer yandan madeni ABD’ye verilme ihtimaline tepkiler gösterilirken, Eskişehir’i beleyen büyük ekolojik yıkım gündeme getirilmiyor olması dikkat çekiyor.
Bayan Oba Madeni
Çin’in İç Moğolistan’ın Baotou kenti büyük bir ‘yeşil teknoloji’ merkezi olarak niteleniyor. Bu kentin kuzeyinde bulunan ‘Bayan Obo’ madeninde ise Nadir Toprak Elementleri (NTE) ile mineral madenciliği ve ayrıştırma yapılıyor. Dünyanın en büyük “nadir toprak” element ve mineralleri bu bölgede üretiliyor. ‘Temiz ve Yeşil’ dönüşümü iddialarının başlatıldığı 2000’li yıllarda dünya da kullanılan element ve minerallerin yüzde 95’i bu bölgede çıkarılıp ayrıştırıldı. Bayan Obo madeni dünya rezervinin yüzde 70’ini barındırdığı iddia edilirken Eskişehir Beylikova’nın geleceği de aynen Baotou kentine dönüştürülmeye hazırlanılıyor.
İşçiler cehennemde yaşıyor
Baotou kenti 1950’li yıllarda 97 bin kişilik bir kent ve bugün nüfus 3 milyon civarına ulaşırken, bir yandan doğal yaşam inanılmaz biçimde yok edildi, diğer yandan emek sömürüsü ise katlanılmaz boyutlarda devam ediyor. Baotou’da bulunan Baogang rafinerisi ise neredeyse şehrin tamamına yayılırken kent adeta bir cehennemi andırdığı aktarılıyor. Baotou’da işçilerin yaşadığı apartman kuleleri çok sayıdaki kömür yakıtlı elektrik santralinin içinde yer alırken, bölgeyi sürekli kükürt kokusu ve zehirli dumanlar kaplıyor.
Göl zehir ve radyasyon kusuyor
Bölgeyi en iyi tanımlayan şey ise Baotou’daki zehirli göl, bölgede ‘Kara Çamur Gölü’ olarak adlandırılan “atık havuzu”. Atık havuzu yani Kara Çamur Gölü 10 km2’yi aşan büyüklükte distopik ve dehşet verici bir ortam olarak aktarılıyor. BBC Muhabiri Tim Maughan bölgeye 2015 yılında yaptığı ziyareti aktarırken, büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Maugman zehirli gölden aldığı ufak bir kil parçasının İngiltere’de tahlil ettiğinde ise yüksek radyasyonla karşılaşıyor.
‘Korkunç süreç’
BBC Muhabiri Maugman bölgeye dair izlenimini şu sözlerle özetliyor: “Nadir toprak madenciliğinin etkisini bizzat gördükten sonra, her gün kullandığım cihazlara aynı gözle bakmam imkânsız. Bir zamanlar Dünya’da çıkarılan minerallerle saatler üretiyor ve onlara değerli aile yadigarları gibi davranıyorduk; şimdi ise daha da nadir mineraller kullanıyoruz ve onları her yıl güncellemek istiyoruz. Teknoloji şirketleri bizi sürekli olarak güncellemeye, en yeni tableti veya telefonu almaya teşvik ediyor. Ama her şeyin Bautou gibi ufuk çizgisine kadar uzanan korkunç, zehirli bir gölde başladığını unutamıyorum.”
(Kaynak: https://www.bbc.com/future/article/20150402-the-worst-place-on-earth)
NTE ve Mineral madenciliği
Kapitalizm, neden olduğu iklim sorununu fırsata çevirip yeniden yüksek büyüme olanaklarını yaratma hedefi içindeyken, AB ve Çin’in ardından ABD bu sürecin önüne geçme telaşı içinde. Nadir Toprak Elementleri (NTE) ve mineral madenciliği, kapitalizmin ortaya çıktığından bu yana doğayı yerle bir eden madencilik düzeyini katbekat aşarak, ekolojik krizi çöküşe taşıyacak özelliğe sahip. Elektrik üretmek için rüzgar türbinleri ve güneş panelleri ile elektrikli araçların bugün tüketim oranıyla kıyasladığında aynı miktarda enerji sağlamak için konvensiyonel üretimlere göre doğal yaşamı yıkıma uğratacak 10 kat daha fazla madenciliğe ihtiyaç duyulacağı bir gerçek. Çin’in Baotou kenti ve ‘Kara Çamur Atık Gölü’ Beylikova’yı nelerin beklediğinin açık göstergesidir.
Emperyalistler dünyayı paylaşıyor
Dünyada üstü örtülü yeni bir paylaşım savaşı sürerken bu süreçte kapitalistler, yeni ittifaklar kurup kaynaklar açısından sınırına ulaştıkları kapitalizmi yeni birikim alanları yaratarak sürdürme peşindedir. NTE ve mineral madenciliği bağlamında kapitalist-emperyalist ülkeler arasında rekabet kızışmış durumdadır. Çin, dünya NTE madenciliğinde ve tedariğinde yüzde 97’lik bir pazara hakim olan emperyal bir güçtür. Çin’in işlenmiş NTE ihracatını durdurması halinde, ABD ve AB’de birçok sektörün üretim yapamaz hale gelme riskine karşı; ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan ‘güç birliği’ için anlaşma yapmıştır. Almanya’nın başını çektiği Avrupa Birliği ise Güney Amerika’da bazı ülkelerle anlaşmalar yapmış durumda.
Yerli ya da yabancı fark etmez
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ABD ile Beylikova NTE madenciliği anlaşma iddialarını Meclis’e taşımış ve “Erdoğan’a mani olun. Mani olun. Türkiye nadir elementlerle ilgili ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz” demişti. Burada Özel’in dikkat çektiği şey NTE madenciliğine bir karşıtlık içermediği anlaşılırken, sorunun bu işi yabancı bir şirketin yapma ihtimalinden başkaca bir şey olmadığı anlaşılıyor. Oysa NTE madenciliğinin yaratacağı ekolojik yıkım en başta tartışılması gerekirken, sorunu Yerli-Milli meselesine indirgenmesi geleceğimizi kurtaracak bir yaklaşım olamaz.
Aynı kafa farklı söylem
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) Özgür Özel’in açıklamasına tepki gösterirken yapılan açıklamada, “Eskişehir Beylikova Nadir Toprak Elementleri (NTE) sahasının ABD’ye devredileceği” iddialarını yalanladı. Açıklamada, “Çalışmaların yerli ve millî imkânlarla yürütüldüğü, Eti Maden’in pilot tesisinin faaliyette olduğu ve endüstriyel üretim hazırlıklarının Türkiye’nin tam egemenliği doğrultusunda sürdürüldüğü” belirtildi. Burada da bu madenciliğin yaratacağı yıkıma hiçbir vurgu yok ve olması da beklenemez.
Tek gerçek ekolojik yıkım
08.10.2014 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan “Orta Vadeli Program (2015-2017)” kapsamında dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek`in basına yaptığı açıklamada, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü`ne ait olan Sülfirikasit ve Borikasit fabrikalarının özelleştirileceğini duyurmuştu. Bu fabrikaların özelleştirilmesiyle toryum ve uranyum gibi NTE ve mineral üretimi devlet tekelinden çıkarılmış olacak. Özelleştirme olur mu olmaz mı bilmiyoruz ancak Suudi, BAE, Çin ve ABD ile yapılan görüşmeler bunun çokta önemli olmadığını gösteriyor. Sonuç olarak ister Cengiz Holding çıkarsın isterse Rio Tinto, bölgenin yerle bir olacağı gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır.
Kim çok para verecek?
Türkiye ile ABD arasında NTE madenciliği ve işletmeciliği için anlaştıkları iddiaları yapılmaya devam ederken, iktidarın bu amaçla birçok kapıyı çalmış olması dikkat çekici. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 2023 Ağustos ayında Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı Bandar bin İbrahim Alkhorayef ile görüştüklerini ve madencilik alanında işbirliğinin önünü açacak bir mutabakat zaptına imza attıklarını söylemişti. Bayraktar, anlaşmanın elektrikli araçlar, güneş paneli gibi alanlarda yeni teknolojilerde ihtiyaç duyulan kritik madenlerle ilgili işbirliği olduğunu vurguladı.
BAE ile NTE madenciliği
Alparslan Bayraktar bu ziyaretin ardından, Birleşik Arap Emirlikleri Yatırım Bakanı ve Abu Dabi Kalkınma Holdingi CEO’su Mohamed Hassan Alsuwaidi ile bir araya gelmiş ve daha önce imzalanan: kömür, GES, RES, HES, Hidrojen, Doğalgaz ve Nükleer enerjiyi içeren toplam 24 bin 500 MW’lık anlaşma ile madenler ve yeni teknolojiler kapsamında, ‘nadir toprak elementleri’ için (NTE) yapılan anlaşmaya hız verdiklerini açıklamıştı.
Çin ile yapılan zapt
Bakan Bayraktar, geçen yıl Ekim ayında ise NTE madenciliği için Çin’e gitti. Alparslan Bayraktar ile Çinli mevkidaşı Wang Guanghua tarafından, “Doğal Kaynaklar ve Madencı̇lı̇k Alanlarında İşbı̇rlı̇ğı̇ne İlı̇şkı̇n Mutabakat Zaptı” imzalandı. Anlaşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Bayraktar, “Madenciliğin her alanında iş birliğimizi ilerletmeyi, özellikle kritik mineraller konusunda Türkiye’de birlikte çalışmayı hedefliyoruz” diye belirtti.
Nihai son ABD
ABD Başkanı D. Trump’ın Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan ile görüşmesinde Nadir Toprak Elementleri (NTE) üretimiyle ilgili görüşme yaptıkları gündeme geldi. Eskişehir’in Beylikova ilçesinde tespit edildiği iddia edilen NTE madenciliğine son olarak ABD ile görüşülmüş olması dikkat çekici. Trump, NTE için Ukrayna’yı tehdit edip mineral anlaşmasına zorlaması dünya gündemine otururken, Türkiye ile olası böyle bir anlaşmanın hangi koşullarda gerçekleşeceği ya da gerçekleştirildiği ise merak konusu.