Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyım atanmasının ardından onlarca kişiye protesto gösterilerine katıldıkları gerekçesiyle dava açılırken, kentte hak ihlallerinde de artış var
Duygu Kıt
Dersim’de son bir yıl içerinde hak ihlallerinde yoğun bir artış var. 22 Kasım 2024 tarihinde Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyım atanmasıyla birlikte onlarca siyasetçi ve yurttaşa soruşturma ve dava açıldı. Yine kentte gözaltı ve tutuklamalar sıklıkla yaşanıyor. Dersim’de, toplantı ve yürüyüş hakkını kullanmak, etkinliklerde halay çekip şarkıya eşlik etmek soruşturma veya dava konusu olabiliyor. Siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyeleri, kentteki hak ihlallerini ve ifade özgürlüğünün önündeki engelleri gazetemize değerlendirdi.
‘Demokratik haklar engelleniyor’
İnsan Hakları Derneği Dersim Şube Yöneticisi Hüseyin Yaşar Sezgin, adli yılın, Dersim özelinde ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ciddi biçimde kısıtlandığı bir dönem olarak kayıtlara geçtiğini belirtti. Sezgin şunları dile getirdi: “İnsan Hakları Derneği Dersim Şubesi olarak gözlemlediğimiz üzere, bu yıl içerisinde özellikle kayyım protestolarına katılan yurttaşlar hakkında açılan soruşturmalar ve davalar, ifade özgürlüğünün doğrudan hedef alındığını gösteriyor. Halay çekmek, şarkıya eşlik etmek ya da izinli bir basın açıklamasına katılmak gibi demokratik haklar, yargı yoluyla cezalandırılmak isteniyor. Bu uygulamalar yalnızca hak ihlali değil, aynı zamanda toplumu sindirme politikasının da bir parçasıdır.”
‘Kayyım hak gaspıdır’
Yerel seçim sürecinde, siyasi partilerin yürüttüğü demokratik faaliyetlerin kriminalize edilmesinin halkın seçme ve seçilme hakkına, dolayısıyla halk iradesine yönelik açık bir müdahale olduğunu kaydeden Sezgin şöyle devam etti: “Bunun en çarpıcı örneği ise Dersim ve Ovacık Belediyelerine atanan kayyımdır. Seçimle gelen bir yönetime, hiçbir hukuki ve meşru dayanak olmaksızın kayyım atanması, yalnızca bir yönetsel karar değil, aynı zamanda halkın siyasi iradesine karşı ağır bir hak gaspıdır. Toplumun en temel haklarından biri olan örgütlenme özgürlüğü, bu baskılar karşısında zayıflatılmak istense de bizler, hak savunucuları olarak bu hakları savunmaya devam edeceğiz. İfade ve örgütlenme özgürlüğü, yalnızca bireylerin değil, toplumun da nefes almasını sağlayan temel haklardır. Dersim özelinde yaşanan tüm bu hak ihlallerini raporlamaya, kamuoyuna duyurmaya ve hak mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”
‘İnsan hakları karnesi zayıf’
Avukat Kenan Çetin, Dersim’de ceza yargılamalarında görmememiz gereken birçok ihlali gördüklerine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Bu sene ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de 2911 sayılı yasa, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğünün önündeki ihlallerden kaynaklı karnesi zayıf. Dersim Belediye’sine kayyum atandığında da birçok insana, dört beş kişilik dosyalar şeklinde onlarca insana dava açıldı. Eşitlik maddesi, masumiyet maddesi, yerel yönetimler maddesi, izin almaksızın şiddetsiz ve silahsız eylem yapma hakkı maalesef insanların karşısına sopa olarak çıkarılıyor. İfade ve örgütlenme özgürlüğünden ötürü insanlar hapse atılamaz, atılmamalı, ev hapsi yaşamamalı. Ceza hukukunun başlıca temel ilkeleri; yasallık, kusursuz ceza olmaz ilkesi, cezaların şahsiliği ilkesi, hümanizm ilkesi, hukuk devleti ilkesidir. Ama bu ilde aynı fiilden dolayı ikinci defa yargılama yapılmaması gerekirken, yargılama yapıldığını da gördük. Çok olağan günler yaşanmıyor. Fakat insanların idealleri ve evrensel değerleri savunması, özgürlükler dünyasını talep etmesi şartlar ve koşullar ne olursa olsun devam edecektir.”
Kayyımların gölgesinde siyaset yapılıyor
Emek Partisi Dersim İl Örgütü Başkanı Ergin Tekin ise; bu sene katıldığı basın açıklaması dolayısıyla ceza alan siyasetçilerden biri. Tekin, “Kentte kayyum siyaseti devam ederken ‘ifade ve örgütlenme özgürlüğüne’ dair olumlu bir ifade kullanmak abes kaçar.” diyerek şunları dile getirdi: “Sadece gözaltına alma ya da tutuklama değil, çok defa çeşitli gösterilere de müsaade edilmedi ya da edilmek istenmedi. Emek Partisi İl Başkanı olarak Dersim Emek ve Demokrasi Platformu’nun düzenleyicisi olduğu ve Suriye’de Alevilere yönelik gerçekleştirilen katliamları teşhir ettiğimiz açıklamada yaptığım konuşmalardan dolayı geçtiğimiz günlerde 1 yıl 3 ay ceza aldım. AKP-MHP iktidarı bugüne kadar memleketi, baskıyla, zorla yönetti, elbette Dersim’i de. Bu kentteki emek ve demokrasi güçlerinin temsilcileri yaptıkları her işte baskıyı ve zoru enselerinde hissettiler. Kürt meselesine dair çözümün tartışıldığı bugünlerde de demokrasinin konuşulması gerekirken, hala kayyumların gölgesinde siyaset yapıyor olmak çok büyük bir tezat.”
Türküye eşlik etme cezası
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dersim eski İl Başkanı Özcan Gürtaş da dava açılanlar arasında yer aldı. Gürtaş, yargılanmasına ilişkin şunları ifade etti: “8 Şubat 2024 tarihinde partimiz tarafından düzenlenen Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sona ermesi ve Kürt sorununun demokratik çözümü üzerine yapılan yürüyüşe katılmıştım. Etkinliğe aynı zamanda DEM Parti İl Eş Başkanı olarak katılmıştım ve emniyet birimleri ile koordinasyon kuran kişilerden biriydim. Fakat daha sonra etkinlikte ‘Alkış tuttuğum ve türküye belli aralıklarla eşlik ettiğim için’ hakkımda dava açıldı neticede 1 yıl ceza aldım. Etkinliğimiz de gerilim siyasetinin sona ermesi işin yapıldı üstelik. Bizim için suç sayılan bu iddialar ülkeyi yönetenler açısından neden suç sayılmıyor? Savunmamda da mahkemeye bunu ilettim. İfade, örgütlenme ve gösteri hakkı önündeki tüm baskılar ve yasaklamalar kaldırılmalı artık.”