• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
27 Ağustos 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Cahit Kırkazak

Devletin ezberi ve statüko aşkı

27 Ağustos 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Cahit Kırkazak, Yazarlar
Siyasi partiler ne yapıyor, ne yapmalı?

Türkiye, tarihi bir fırsatın eşiğinde. MHP lideri Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te TBMM grup toplantısında: “Öcalan PKK’yi feshetsin, Meclis’te DEM Parti’de konuşsun, tecrit kalksın, umut hakkı tanınsın.” çıkışı herkesi şaşırttı. Bu çıkış, yüzyıllık Kürt meselesini kan ve çatışmadan uzaklaştırıp hukuk ve siyaset zeminine taşıyacak bir kapı aralıyordu. Sayın Öcalan, Bahçeli’nin bu davetine cevap verip 27 Şubat 2025’te Barış ve Demokratik Toplum çağrısını yaptı; PKK, Öcalan’ın çağrısına uyarak 5-12 Mayıs 2025’te 12. Kongresi’nde kendini feshetti, 11 Temmuz 2025’te silahlarını yaktı. Sayın Öcalan ve Kürt hareketi, barış için üzerine düşen sorumlulukların gereğini yaptı. Ama devlet ve iktidar cephesi bu adımları görmezden geliyor, eski söylemleri ısıtıp toplumun önüne koyuyor. Neden? Çünkü statükoya olan tutkuları ve Kürt meselesinin çözümü için bir yol haritalarının olmayışı, barışın önüne set çekiyor. Devlet, Bahçeli üzerinden yaptığı davetin gerekleri yerine geldiğinde şaşkına döndü ve şimdi ne yapacağını bilemez halde.

Bahçeli’nin çıkışı, sanki “bunlar asla olmaz” diye düşünülerek söylenmiş gibiydi. Kimse Öcalan’ın PKK’ye fesih çağrısı yapacağını, PKK’nin bu çağrıya uyup önce çatışmasızlık kararı alacağını, sonra kendini feshedip silahlarını yakacağını beklemiyordu. Ama hepsi oldu! Sayın Öcalan, barışa olan kararlılığını gösterdi. Peki, devlet ne yapıyor? Hâlâ “terörsüz Türkiye” nutukları atılıyor, kibirli ve özgüvensiz ruh haliyle “pazarlık yok” deniyor, toplumsal çatışmanın nedenlerine ilişkin anayasal düzenlemelere “kırmızı çizgi” edebiyatıyla toplum oyalanıyor. İktidar, PKK’nin silah bırakmasını “yetersiz” buluyor, meseleyi güvenlik penceresine sıkıştırıyor. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Kürt sorunu bitti” diyor ama Kürt annesinin tam da çözüm mekanizması olarak görülen komisyonda Kürtçe konuşmasını engelliyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, sürece ciddiyetsiz yaklaşarak eşitsizliğin ve şiddetin kaynağı olan düzenlemeler yapmak yerine, geçici düzenlemelerle şiddet ve eşitsizliğin sonuçlarını iyileştirme önerisi sunuyor. MHP’den Feti Yıldız, anayasal düzenlemelere “kırmızı çizgi” deyip diğer yandan toplumu “infaz yasası ve CMK” ile eşitsizliğin sonuçlarını düzenleyen geçici yasalarla yalancı bahar yaşatıp eşitsizliği ve haksızlığı sürdürmeye niyetini gösteriyor. Bu isimler, barışı konuşmak yerine yüz yıllık şovenist söylemleri tekrarlıyor. Sanki aynı tas, aynı hamam.

Bu tavır, sadece bir inat değil, derin bir psikolojik direnç. İnsanlar, inandıkları düzen sarsıldığında rahatsız olur, kendilerini haklı çıkarmak için bahaneler üretir. Devlet mahallesi, barışın getireceği değişimi “yenilgi” gibi görüyor. Çünkü uzlaşmak, onların üstünlük algısını, yani kibirlerini zedeliyor. Öcalan’ın tecridinin kaldırılması, anadilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi adımlar, devletin “kontrol” anlayışını tehdit ediyor. İktidarın “pazarlık yok” ısrarı ve sosyal medyada kulis bilgileri sızdırarak “Öcalan’a af yok” algısını işlemesi, Yıldız’ın tehditleri ve “kırmızı çizgi” çıkışı, hepsi bu ego savaşının parçaları olarak okunabileceği gibi, devletin Kürt meselesini demokratik zeminde çözme programının olmadığının da göstergesidir. Psikolojik olarak, bu bir “biz” ve “onlar” kavgası. Devlet, Kürt hareketinin barış adımlarını kabul etmeyi, kendi kimliğini sorgulamak gibi görüyor. Bu yüzden, şartlar yerine gelse bile, “biz haklıyız” diyerek süreci tıkıyorlar.

Sosyolojik açıdan, bu bir statüko sevdası. Yüz yıldır Kürt meselesi “güvenlik” diye yaftalanmış, anadilde eğitim, yerel özerklik, anayasal vatandaşlık gibi talepler “bölünme” korkusuyla reddedilmiş. PKK’nin silah bırakması, bu statükoyu sarsıyor. Ama devlet, değişimi kabullenmek yerine eski düzeni savunuyor. Numan Kurtulmuş’un “sorun çözüldü” diyerek anadilde eğitimi, kayyumların kaldırılmasını es geçmesi, mevcut eşitsizliği ve devletin “üstün” kimliğini koruma telaşı. Bu, egemen grubun, “öteki” ile eşitlenmeyi reddetmesi. Yüz yıllık şovenizm, barışın önüne set çekiyor. Toplum, değişim beklerken, devlet “aynı tas, aynı hamam” diyor.

Siyasi açıdan, bu bir güç oyunu. Devlet, barışı bir “pazarlık” gibi görüyor ve uzlaşmayı “güç kaybı” sayıyor. Bahçeli’nin çağrısı, sanki “imkânsız” bir talep gibiydi; ama şartlar gerçekleşti. Buna rağmen, anayasal düzenlemeleri es geçen söylemler, manipülatif kulis bilgilerinin sızdırılması tehditkar dil barışı araçsallaştırıyor. “Terörist başı”, “terörsüz Türkiye” gibi laflar, barışı değil, çatışmayı besliyor. Devlet, “af yok” diyerek Öcalan’ın hukuki özgürlüğünü AİHM’in “umut hakkı” kararlarına bağlamayı reddediyor. Anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim, yerel özerklik gibi adımları “kırmızı çizgi” ile engelliyor. Oysa Bahçeli’nin sözü ortada: Öcalan’ın tecritti kalkmalı, hukuk uygulanmalı, siyaset yapma koşulları sağlanmalı. Ama devlet, geçici yasalarla, yalancı baharlarla toplumu oyalamayı planlıyor. Bu, barış değil, aldatmaca olur.

Devletin bu şaşkınlığı, bir kriz. Ortadoğu kaynarken, Türkiye bu fırsatı kaçırırsa daha büyük belalara sürüklenebilir. Devlet mahallesi, tarihsel sorumluluğunu hatırlamalı. Bahçeli’nin sözünün gereği yapılmalı: Öcalan’ın tecritti kaldırılsın, AİHM kararları uygulansın, siyaset yapma hakkı tanınsın. Anadilde eğitim, kamusal hizmet, kültürel asimilasyonun önlenmesi, anayasal vatandaşlık için somut adımlar atılsın. Kayyumlar kaldırılsın, yerel yönetimler güçlendirilsin, ayrımcı yasalar değişsin. AK Parti ve MHP, şovenist zihniyeti bir kenara bırakıp barışı “ortak zafer” olarak anlatmalı, tehdit dilini bırakıp diyalog kurmalı. Toplum, barışı duymak istiyor, ama devlet hâlâ “terör” diyor.

Barış, ezberlerle değil, demokratik programlarla, korkaklıkla değil cesaretle inşa edilir. Barış, Öcalan’ın tecridinin kalkmasıyla, anadilde eğitimin başlamasıyla, kayyumların bitmesiyle toplumsallaşır. Sıra devlette. Devlet, Bahçeli’nin sözünün gereğini yapıp barışı bir hayal olmaktan çıkarmalı. Devlet, bu tarihi fırsatı tepip “aynı tas, aynı hamam” demeye devam ederse, Türkiye toplumu olarak hepimiz kaybederiz.

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Politik toplumun ‘yeni’ militanları:  Ekolojistler  – 1 –

Sonraki Haber

‘Toprağın üstü ‘Altın’dan değerli’

Sonraki Haber
Önder Apo

‘Toprağın üstü ‘Altın’dan değerli’

SON HABERLER

Hipokrat yemini mi ırkçılık mı?

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

‘Alevi katliamını durdurabiliriz’

‘Alevi katliamını durdurabiliriz’

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

İmralı kapısını kapatmak, süreci sabote etmektir

İmralı kapısını kapatmak, süreci sabote etmektir

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Şam–Ankara ekseni: Rojava’nın sıkıştırılması ve bölgesel yeni dizayn

Şam–Ankara ekseni: Rojava’nın sıkıştırılması ve bölgesel yeni dizayn

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Önder Apo

‘Toprağın üstü ‘Altın’dan değerli’

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Siyasi partiler ne yapıyor, ne yapmalı?

Devletin ezberi ve statüko aşkı

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Politik toplumun ‘yeni’ militanları:  Ekolojistler  – 1 –

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır