• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
25 Eylül 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Devletleştirme, özelleştirme, şimdi de hükümetleştirme-Erol Katırcıoğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
6 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Seçim bitti ama günlerdir kesinleşmiş sonuçları alamıyoruz. Seçilenler mazbatalarını almakta zorlanıyorlar. Çünkü seçilip seçilmedikleri belli değil. Daha doğrusu neredeyse bütün partiler alınan ilk sonuçlara itiraz ettiklerinden yeniden sayım işlemleri devam ediyor. Bu nedenle de kimin seçildiği tam netleşmedi.

Tabii ki çeşitli nedenleri var bu durumun. Ama diyebilirim ki temel neden seçim sonuçlarının manipüle edilebileceği ile ilgili kuşkular. Daha doğrusu, sandıktan çıkan sonuçların tutanaklara geçirilirken partilerin, özellikle de iktidar partisinin bir yamuk yapıp sonuçları kendi lehine çevirebilme olasılığı. Tabii ki benzer işleri yapma olasılığı muhalefet cephesiyle ilişkili de düşünülebilir ama açıktır ki bu seçimin bütün lojistiği iktidar partisi tarafından hazırlanmış olduğundan bu daha düşük bir olasılık.

Ama bence ortada bu belirsizliklerin ve birbirine duyulan güvensizliklerin ana nedeni kurumsal olarak devlet sisteminin çökmüş olmasıdır. Devlet ve hükümet ile ilgili kısa tanımları hatırlayacak olursak bu iddiamı sanırım daha iyi anlatmış olurum. Devlet bir ülke için ortak iyiyi ve genel iradeyi temsil eder. Hükümetler ise farklı ideolojik tercihleri olan yönetim erkini. Devlet kurumları hükümetlerin ideolojik tercihlerine karşı duyarsız, topluma karşı ise tarafsız kurumlardır.

Bu kısa tanımlardan gidersek bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi devlet kurumlarının hükümet kurumları haline getirilmiş bir türünü oluşturuyor ve bu nedenle de bugün Cumhurbaşkanı ve hükümeti “devletin” yerine geçmiş durumda. Ne demek istiyorum?

Demek istediğim, “Cumhurbaşkanı ve hükümetinin,” ortak iyiyi ve iradeyi tarafsız bir biçimde temsil edecek olan devleti değil tam aksine siyasi bir ideolojinin temsilcisi olarak taraflı ve kendi taraftarlarının lehine davranan bir hükümeti temsil eder hale gelmiş olduğudur. Bu durumun çok tehlikeli bir yönetim modeli ima ettiği açıktır. Hele hele toplumda yaratmış olduğu kutuplaşmış siyaseti düşünürsek, oluşan model tam anlamıyla “çatışmacı” siyasi bir model durumundadır.

Bugün toplumun devlet kurumlarına güvenmemesi ve alınan seçim sonuçlarının yeniden yeniden sayılmasını istemesi bu güvensizliğin, dolayısıyla da bu yönetim modelinin çarpıklığını ortaya koyan siyasi bir kriz halidir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi bir garabettir. Herkesi temsil eden bir devletin ve kurumlarının toplumda farklı ideolojik tercihleri olan bir kişi ve elitinin kontrolüne geçmesi ve böylelikle toplumun diğer farklı ideolojik tercihleri olan kesimlerin dışlanmasıdır. Ben bu duruma, devletleştirme, özelleştirme gibi terimlerden giderek “Hükümetleştirme” adı veriyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve partisinin “devleti” “hükümetleştirdiği,” yani tarafsız ve tüm toplumun iradesini yansıtması gereken devlet kurumlarını hükümet kurumları haline getirmiş olduğunu iddia ediyorum.

Örneklerim çok. Yalnızca, kanunlarında belirli bir “bağımsızlık” gözetilerek oluşturulmuş bütün “düzenleyici kurumların” bugün artık bakanlıkların içinde bir bağlı kuruluş haline geldiği tartışmasız bir biçimde ortada. Alın BDDK’yi, alın SPK’yi, alın Rekabet Kurumunu, alın EPDK’yi, alın RTÜK’ü, alın TRT’yi, alın AA’yı, saymakla bitmez… Bugün bütün bu kurumlar “devlet” değil “hükümet” kurumları haline gelmişlerdir. Yani “hükümetleştirilmişlerdir”. Tabii bunların yanında YSK’nin, AYM’nin, HSYK’nin ve diğer bir çok hukuk kurumunun da “hükümetleştirildiğini” biliyoruz.

Kısacası bugün siyasi olarak da ekonomik olarak da yaşadığımız kriz hali, ne dış güçler, ne iç düşmanlar ve ne de diğer saçma gerekçelerle değil doğrudan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yanlış bir yönetim sistemi olmasıyla ilgilidir. Toplumun birliğini ve birlikte yaşama iradesini bozan bu sistemden kurtulmadıkça kriz hallerinden de kurtulamayız. Bizden söylemesi…

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Tarım ‘vize’ kriteri (mi?)

Tarım ‘vize’ kriteri (mi?)

Yazar: Heval Elçi
25 Eylül 2025

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesi, ABD'den ithal edilen pirinç, tütün, badem, ceviz, Antep fıstığı gibi tarım ürünlerine uygulanan vergiler...

Trump’ınkinden başka bir dünya mümkün

Trump’ınkinden başka bir dünya mümkün

Yazar: Heval Elçi
25 Eylül 2025

ABD Başkanı Donald Trump, BM Genel Kurulu’nun 80. Oturumu’nda konuşmasına başlarken telepromterın azizliğine uğradı. Ama sorarsanız, “kalbî bir konuşma fırsatı”na...

Ahlaki kriz

Ahlaki kriz

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
25 Eylül 2025

"İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti: Söyledikleri birbirine karıştı. Noktayı kaybetti: Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları. Ünlem işaretini kaybetti bir gün...

Selefizmi meşrulaştırma stratejisinin uygulanabilirliği

Selefizmi meşrulaştırma stratejisinin uygulanabilirliği

Yazar: Heval Elçi
24 Eylül 2025

HTŞ normalleşmesi, uygulanabilirlik açısından sınırlı ve riskli bir stratejidir. Batı için cazip görünebilir, fakat sahadaki dengeler, bölgesel tepkiler ve demokratik...

Gözlerden uzak tutulan PKK kararı ve bunun sürece etkisi

Gözlerden uzak tutulan PKK kararı ve bunun sürece etkisi

Yazar: Aziz Oruç
24 Eylül 2025

Devlet aklı bir mecburiyetin sonucu olarak bu yola girdiğine göre, farklı bir siyasal konjonktürün beklentisi içinde de ondan mı ağırdan...

‘İsyan etmek meşrudur’

‘İsyan etmek meşrudur’

Yazar: Aziz Oruç
24 Eylül 2025

Hindistan ve Çin arasında yer alan ve “dünyanın çatısı olarak da adlandırılan Nepal’de, Eylül ayının ilk haftasında “Gen-Z Kuşağı” olarak...

Sonraki Haber

Kadının sesi ve soluğunu duymak-Kuvvet Lordoğlu

SON HABERLER

TIR ile taş yığını arasında sıkışan işçi hayatını kaybetti

TIR ile taş yığını arasında sıkışan işçi hayatını kaybetti

Yazar: Bedri Adanır
25 Eylül 2025

Tarım ‘vize’ kriteri (mi?)

Tarım ‘vize’ kriteri (mi?)

Yazar: Heval Elçi
25 Eylül 2025

Trump’ınkinden başka bir dünya mümkün

Trump’ınkinden başka bir dünya mümkün

Yazar: Heval Elçi
25 Eylül 2025

Egemenlerin hiçbir haklı savaşı yoktur    

Egemenlerin hiçbir haklı savaşı yoktur    

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
25 Eylül 2025

Ortadoğu sorununun kaynağı kapitalist modernitedir

Ortadoğu sorununun kaynağı kapitalist modernitedir

Yazar: Heval Elçi
25 Eylül 2025

Ahlaki kriz

Ahlaki kriz

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
25 Eylül 2025

Ne üzüm var, ne destek

Ne üzüm var, ne destek

Yazar: Aziz Oruç
25 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır