Savaş politikalarının emekçileri yoksullaştırdığını belirten HDK Emek Meclisi üyesi Yılmaz Yıldırımcı, ‘Dolayısıyla hiçbir emekçi sınıfın savaşta çıkarı yoktur’ dedi
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Emek Meclisi üyesi Yılmaz Yıldırımcı, savaş politikalarının Türkiye’ye ekonomik maliyetini değerlendirdi. Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün ‘Düşük Yoğunluklu 40 Yıllık Savaşın Türkiye’ye Ekonomik Maliyeti’ başlıklı raporunu referans gösteren Yılmaz Yıldırımcı, raporda 40 yıllık savaşın Türkiye ekonomisine maliyetinin 3 trilyon 865 milyar 358 milyon dolar olduğu söyledi. Kürt sorununa demokratik bir çözüm sunamayan iktidarların ülkeye büyük bir ekonomik yük yüklediğini belirten Yılmaz Yıldırımcı, savaşın maliyetinin emekçilere yük olarak döndüğünü kaydetti.
‘Toplumsal yaşamı çürüttü’
Kürtlere karşı geliştirilen savaşın toplumsal yaşamı çürüttüğünü, ekonomiyi de bitirme noktasına getirdiğini ifade eden Yılmaz Yıldırımcı, “Türkiye’de temel bütçe dâhil hükümet politikalarının tamamı (eğitimden sağlığa, yatırımdan bütün emekçilere ayrılacak bütçeye kadar) savaşa göre düzenlendi. Dolayısıyla hiçbir emekçi sınıfın savaşta çıkarı yoktur. Savaşlar, hem ülkede hem de dünyada emekçi kesimlere büyük yükler yükleyerek onların yaşamlarını alt üst etmektedir. Tamamen fakir, yoksul ve emeğiyle geçinen kesimlere yük oluyor ve bu şekilde de gittikçe yoksullaşıyoruz” dedi.
‘Silahların susması yeterli değil’
Yılmaz Yıldırımcı, “Silahlar susmalıdır. Fakat savaşın sona ermesi ve barışın gelmesi için silahın susması yeterli değildir. Türkiye’de sadece 2025 yılında savunma sanayisine harcanan paraya baktığımızda 1 trilyon 950 milyondur. Bir önceki yıla göre yüzde 50 arttırıldı. Ülkede çalışan nüfusun yüzde 50’sinden fazlası asgari ücret ile çalışıyor. Yani nüfusun yüzde 50’si açlık sınırının altındadır. Dolayısıyla bu durum, toplumsal barışın da bu şekilde sağlanamayacağını ortaya koyuyor. Barışın toplumsallaşabilmesi için elbette silahların susması, çatışmaların olmaması, insanların ölmemesi gerekiyor ama bu yetmez. Türkiye’de, fakirliğin, yoksulluğun ortadan kalkabilmesi içinde adaletli bir vergi sistemi ve adaletli bir gelir dağılımı da olması gerekiyor. Biz savaş ile emek arasındaki bağını kurarken buradan bakıyoruz” dedi.
‘Yoksulluk kalmaz’
HDK olarak “Barış için 1 milyon imza” kampanyası kapsamında yaptıkları halk buluşmalarında halkın kendilerine “Elbette imza atarız barış istiyoruz ve ben açım, ekmek alamıyorum, çocuklarımı okutamıyorum, bunun için ne diyorsunuz?” sorusunu kendilerine yönelttiğini söyleyen Yılmaz Yıldırımcı, “Bunun için önce savaşın sona ermesi, demokratik bir ortamın sağlanması ve savaş ve savunma sanayisine giden o korkunç rakamların emekçilere ve yoksul halk kesimlerine ödenmesi gerektiğini söylüyoruz. 4 trilyon dolarla bu memlekette yoksulluk diye bir şey kalmaz” diye belirtti.
‘Barışın kaybedeni olmaz’
Başlatılan tartışma süreci boyunca “barış” kelimesinin bile heyecan yarattığını belirten Yılmaz Yıldırımcı, “Bizi yoksullaştıran, açlık sınırının altında yaşamak zorunda bırakan bu savaşa karşı, demokratik kitle örgütleri, emek ve meslek örgütleri ve siyasi partiler olarak, Türkiye halklarının geleceğine ilişkin umudunu besleyen hepimiz var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Bütün toplum barışta kazanacaktır. Barışın kaybedeni olmaz. Toplumumuzu daha demokratik ve daha özgürlükçü bir çağa taşıma gayreti içinde olmamız gerekiyor” diye konuştu.
Haber: Ömer Güngör / MA