• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Erdoğan’ın popülist otoriterizmi-Şaban İba

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
9 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

AKP’den hiç söz etmiyor. Cumhur İttifakı’nı dillendirerek yerel seçim kampanyasını tek başına yürütüyor. Sanki cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyormuş gibi her gün iki-üç yerde konuşuyor. Toplantı yerleri binlerce polis ve asker tarafından muhasaraya alınıyor. Onu dinleyen kalabalıkları, devlet kurumlarına bağlı memur ve işçiler, çevre ilçe ve illerden otobüslerle taşınan hazır kıtalar oluşturuyor. Kendisinden önceki iktidarlar tarafından yapılan işleri de sahiplenerek çok büyük gaflar yapıyor. Yerel yönetimlerle ilgili olarak bir proje filan sunmuyor.

Her şeyi “biz” ve “onlar” kurgusuyla anlatıyor. Çıtayı yüksek tutarak 24 Haziran’daki oy oranını korumak için kutuplaştırma siyaseti izliyor. 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde olduğu gibi iki ittifak söylemini sürdürüyor. Altına imzasını atarak yayınladığı bir grafikle, “Bugün Türkiye’de iki ittifak karşı karşıyadır” diyerek Cumhur İttifakı ile Millet (kendi deyimiyle Zillet) İttifakı kıyaslaması yapıyor. Bu grafikte, 6 maddede CHP-HDP-İPSP’nin kendisine karşı bir cephe kurdukları iddiası ile halkın yüzde 50’sini oluşturan muhalefeti, yani kendisine oy vermeyenleri dışlamaktan ve ötekileştirmekten çekinmiyor.

Medyanın tüm organlarında yayınlanan 26 Şubat 2019 tarihli bu grafik Cumhur İttifakı’nı şöyle tanımlıyor: “15 Temmuz gecesi, sokaklarda meydanlarda kurulmuştur. Milletin emrindedir. Hak ve hakikatin savunucusudur. Zalimlerin karşısında, mazlumların yanındadır. Pazara kadar değil mezara kadardır. Sadece milletin hizmetine taliptir.” Millet İttifakı için şöyle diyor: Gizli pazarlıkların, siyaset mühendisliklerinin çıkar hesaplarının ürünüdür. Kandil ve Pensilvanya’nın güdümündedir. Mazluma hoyrat, zalime müşfiktir. Kirli ilişkiler bitene, çıkarlar çatışıncaya kadardır. Amacı terör örgütlerinin uzantılarını, belediye meclislerine ve bürokrasisine taşımaktır.”

Oysa bu seçimde 24 Haziran’da olduğu gibi partilerarası ittifaklar yok. Sadece AKP-MHP ve CHP-İP seçim işbirlikleri var. Zaten yerel seçim yasasına göre başkanlık seçimlerinde olduğu gibi partilerarası seçim ittifakları kurulamıyor. YSK’ye verilen listeler her partinin kendi adına düzenleniyor. Buna rağmen yerel seçimin Erdoğan ve Bahçeli tarafından ısrarla partilerarası seçim ittifakına dönüştürülmesi, başkanlık rejiminin yeni paradigmasını oluşturuyor. Bundan sonraki tüm seçimler ve referandumlar başkanlık rejiminin kutuplaştırıcı seçim sistemi kurallarına göre yapılacak ve rejimin devamı için sıkça anayasa ve yasa düzenlemeleri gündeme gelecek.

Emperyalizme bağımlılık ilişkileri, gelir dağılımındaki farkların büyüklüğü, otoriter ve totaliter gelenekleri, demokratik siyasal kültürün zayıflığı vb. olgular, Türkiye’de siyasal ve toplumsal kutuplaşma için uygun bir zemin oluşturuyor. Sadece başkanlık sistemi için değil, eski parlamenter sistem için de geçerli olan bu tarihsel ve güncel olgular, yeni rejime geçiş sürecinin toplumsal altüst olmadan gerçekleşmesin sağlarken, ideolojik ve siyasal mücadelenin aşırı ölçüde kutuplaşmasına da yol açıyor. Yasama yetkilerinin sınırlandığı ve yürütmenin tek kişinin iradesine bırakıldığı başkanlık rejiminin “iki turlu” seçim sistemi, partileri seçim ittifakına ve “iki kutuplu” iktidar yarışına zorluyor. Bu nedenle siyasal ve toplumsal süreçte yapılacak her seçim ve referandum, cepheleşmeye ve “iki kutuplu” iktidar yarışına dönüşüyor.

Türkiye’yi tek başına yöneten başkanın, yasama, yargı ve Sayıştay gibi devlet kurumlarına karşı hesap verebilirliğinin olmaması, siyaset etiğine ve protokol nezaketine uymayan bir söylemini de meşrulaştırıyor. Partisinin tüm başarısızlıklarını muhalefete yükleyerek korku ve tehdit söylemleri ile kitlelere gücünü gösteren başkan, toplumsal rızaya dayalı yeni bir siyasal-kültürel ilişki biçimi kuruyor. Başkanlık sisteminin geçerli olduğu benzer ülkelerde görüldüğü gibi bu yönetim biçimi, popülist otoriterizme tekabül ediyor.

Önümüzdeki süreçte rejimin ideolojik ve siyasal parametrelerinin iyi anlaşılması gerekir. Eski rejime duyulan özlemden kaynaklı geriye dönüş refleksleri ve yeni otoriter sistem projeleri ile Türkiye’nin özgür ve demokratik geleceği sağlanamaz. Çözüm, çok kimlikli, çok kültürlü ve çok inançlı yeni bir demokratik toplum inşası için ortak mücadeledir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

Sonraki Haber

AKP’yi İstanbul getirdi, İstanbul götürüyor-Ahmet Birsin

SON HABERLER

QSD’den Reqa kırsalında DAİŞ operasyonu

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

MESEM protestosunda tutuklanan 16 genç tahliye edildi

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Bayram ve Yıldeniz aileleri yaşamını yitiren yakınlarını andı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

4 Ocak mitingi için çalışmalar sürüyor: Bayındır’dan katılım çağrısı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Sahte mahkeme kararıyla habere erişim engeli!

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
26 Aralık 2025

Ankara’daki barınaklarda 10 ayda 17 bin köpek ölümü

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
26 Aralık 2025

Kadın katleden faile ağırlaştırılmış müebbet istemi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
26 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır