• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Mayıs 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Global enerji nakil hatları ve Reis Rejimi’nin zorunluluğu

7 Temmuz 2018 Cumartesi - 23:10
Kategori: Yazarlar

25 Haziran itibariyle Türkiye tek adam rejimine geçti. İçinden geçmeye zorlandığımız bu siyasal/kurumsal dönüşümün yakın tarihsel evrimini ideolojik, toplumsal ve ekonomik boyutları da denkleme katarak bir bütün olarak kavramamızı sağlayacak kapsamlı bir analize ihtiyaç var. Böyle bir analiz üzerinden yeni rejimin kendini meşrulaştırma tekniklerini sürdürülebilirlik (yeniden moda olan tabirle ‘beka’) ihtimali açısından sorgulamak mümkün olacaktır. Çünkü görece çoğulcu bir geleneğin üzerine giydirilmeye çalışılan monolitik siyasal yapı altında toplumun yönetilebilirliği ciddi bir soru işareti oluşturuyor. Burada da iç dinamikler yanında dış dinamikleri de dikkate almak, meşrulaştırma tekniklerinin dış kaynakları üzerinde yoğunlaşmak önem kazanıyor.

Bu köşede bir dizi yazı ile, öncelikle son yıllarda önemli bir yapısal değişim ve dönüşüm yaşamakta olan Türkiye siyasal sisteminin ya da kurulmakta olan Reis Rejimi’nin uluslararası meşruiyet kaynakları ele alınacak. Son yıllarda Erdoğan hükümetinin Rusya ile yakınlaşma emareleri gösterdiği herkesin malumu. Bu yakınlaşmanın nedenleri, dinamikleri ve olası sonuçlarına eğilmek zamanın ruhunu kavramak açısından zorunlu görünüyor.

Rusya ile ilişkilerin dönüm noktası, Ukrayna’da 2014 ayaklanması ile yaşanan iktidar değişimi olarak alınabilir. Rusya karşıtı ve Avrupa Birliği (AB) yanlısı yeni iktidarın elindeki en büyük koz, ülke üzerinden geçmekte olan petrol ve doğalgaz boru hatları üzerinde daha fazla hak iddia etmek, gerekirse vanayı kapatmakla tehdit etmekti. Bu başkaldırı, AB ambargosu ile birleşince Rusya, Ukrayna’yı devre dışı bırakan enerji nakil hatları arayışı içine girecekti. Bu durumda Türkiye coğrafyası giderek daha fazla önem kazanmaya başlıyordu. Gerek Karadeniz’in altından geçerek Avrupa’ya ulaşacak Türk Akımı, gerekse de Türkiye toprakları üzerinden geçen Trans Anadolu (TANAP) projeleri, Türkiye’de istikrarlı ve Rusya için güvenilir bir rejimi gerekli kılıyordu. Bu yakınlaşma, Türkiye için meyvelerini Rus turizmi patlaması ve önemli bir dış Pazar açılımı olarak hemen vermeye başladı.

S-400 füzeleri alımı, Akkuyu Nükleer Santrali gibi büyük ticari ve askeri/stratejik ortaklık adımları, bu konjonktür içinde atılmaya başladı. 2015’te yaşanan Rus savaş uçağı düşürülmesi krizi, kısa sürede ilginç biçimde tersine dönerek iki ülke arasında özellikle Suriye iç savaşı bağlamında yakın işbirliğine vesile olacaktı. Erdoğan’ın Kremlin ve Astana ziyaretleri sıklaştı. Putin de Erdoğan’a iade-i ziyarette bulunmayı ihmal etmedi. Bu arada, önce El-Bab operasyonu sonra da yakın zamanda Afrin’e yayılma hamlesi, Rusya ve Suriye güçleri tarafından yalnızca seyredildi. Belli ki Rusya ile yakınlaşma, Türkiye ve Suriye rejimlerinin bazı ortak kaygılar üzerinde buluşmalarına da zemin sağlıyor.

Dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu yakınlaşmaya, Amerikan yönetimi ve NATO başta olmak üzere Batı’nın tepkisi aslında hiç de sert olmadı. Rusya ve periferisindeki ülkelerden Batı’ya enerji nakil hatları üzerinde Türkiye’nin giderek daha belirginleşen kilit konumu, bu tavırda belirleyici olmalı.. Aslında gerek AB’nin gerekse de ABD’nin, tartışmalı referandum ve genel seçimler marifetiyle reis rejimine geçiş sürecine vermekte olduğu zımni destek de (bize konjonktürel mülteci krizine bağlı gösterilmiş olsa da) bu orta ve uzun vadeli çerçevede okunmaya müsait. Burada AGİT’in seçim raporları ve AİHM’in son kararlarında göze çarpan ılımlı ve uyumlu dil oldukça öğretici: Türkiye’de demokrasi, AB normları, hak hukuk vb. değil de öncelikle istikrarlı, neoliberal dünya ekonomisi ile uyumlu, Batı ile ‘derin’ çatışma tehdidi taşımayan bir iktidar tercihi.

***

Türkiye gibi ülkelerin kahvehane sohbetlerinden komplo teorileri ve şehir efsaneleri hiç eksik olmaz. Son zamanlarda bunlardan en az ikisi Rusya üzerineydi. “15 Temmuz’u Reis’e haber veren ‘enişte’ aslında Putin”; bir de, “24 Haziran seçimlerinde Putin’in Rusya seçimlerinde kullandığı simülasyon sistemi kullanıldı ve yine ABD seçimlerinde Trump lehine yapıldığı iddia edilen manipülasyonlar AKP ve Erdoğan için aynen uygulandı”. Komplo ve efsane adı üzerinde; teyidi de yanlışlanması da mümkün olmayan şeyler…

Söz konusu Rusya olunca efsane ve komplo ötesinde somut veriler ışığında da birçok zihin açıcı sonuca varmanın mümkün olduğu görülüyor. Kurulmakta olan Reis Rejimi’nin destekçisi olmanın yanında önemli bir ilham kaynağı olarak da Putinizm üzerinde durmak verimli olacaktır. Önümüzdeki Pazar bu konuya ayrılacak.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kanser tedavisi gerçekten ücretsiz olacak mı?

Sonraki Haber

Liberal büyü

Sonraki Haber

Liberal büyü

SON HABERLER

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Hindistan-Pakistan gerilimi ve küresel etkileri

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Önder Apo

Önder Apo

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Barışın aması olmaz!

Özgür Basın tarihi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Dünyadan bir Sırrı geçti: Barışın dili susturulamaz

Dünyadan bir Sırrı geçti: Barışın dili susturulamaz

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Muhalefet mi dediniz?

Halkın öfkesi, iktidarın kararlılığı

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın sorumluluğu…

Sırrı Süreyya, şahsiyet ve barışa dair

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Selin Top: Birbirimizin elini tutup barışı savunacağız

Selin Top: Birbirimizin elini tutup barışı savunacağız

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır