• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Kasım 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Grevsiz sendikasız toplu sözleşme devri – Özge Yurttaş

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
19 Ağustos 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Sendikasız işçi, grevsiz toplu sözleşme derken sendikasız toplu sözleşme yapıldığını da görmüş olduk. Türkiye’de işveren -iktidar- sarı sendika ittifakı sayesinde sendikaların altının boşaltıldığı artık aydan bile görülen bir gerçek.

Çalışma hayatıyla bağdaşmayan iş kolu odaklı bir sendikal model ve bu modeli dayatan sendikal mevzuat ile işçi sınıfı sistematik olarak sendikasızlaştırılıyor. Temmuz 2019 istatistiklerine göre 13 milyon 700 binden fazla işçinin 13.7’si sendikalı. Yaklaşık 12 milyon emekçi bu tarihsel kolektif sınıf örgütünden mahrum.

Sendikaya üye olan işçiler için de işler kolay diyemiyoruz. Çünkü yine mevcut sendikal model ve mevzuat sendikayı kolektif bir savunma ve hak örgütü olmaktan çok toplu sözleşme örgütüne indirgiyor. Sendikanın ana işlevini iş yeri / iş kolu düzeyinde sosyal ve ekonomik haklara dair toplu sözleşme yapmakla sınırlıyor. Ama toplu sözleşme hakkını da tüm sendikalara değil, bulunduğu iş kolunun yüzde 1’ini ve bir işyerinin de yüzde 50+1’ini örgütleyene tanılıyor. Bu baraj sistemi yüzünden sendikalı işçilerin yaklaşık yüzde 70’nin toplu sözleşme hakkı var.

Barajı aşan sendikalar içinse iş hiç kolay değil. Toplu sözleşme sürecinde işçinin en büyük gücü olan grev adeta yasak. DİSKAR’a göre AKP döneminde 16 grev erteleme adı altında fiilen yasaklandı. Anlayacağınız işçilerin çoğu sendikasız, sendikalı olanların çoğu toplu sözleşme hakkından mahrum, toplu sözleşme yapabilen sendikalıların ise fiilen grev hakkı yok. Sendikal örgüt bu engellerle işçilerden çok sermaye-iktidar ittifakının “diyalog” tiyatrosunda içi boş bir kurum olmaya zorlanıyor. Şimdilik bunun önündeki tek engel devletten ve sermayeden bağımsız, mücadeleci sendikalar ve sendikal kadroların varlığı.

Kurulmak istenen bu tezgâhın en çarpıcı örneği geçtiğimiz hafta yaşandı. Türk İş ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında 200 binden fazla kamu işçisi için toplu sözleşme çerçeve protokolü adı altında bir nevi toplu sözleşme imzalandı. Doç. Dr. Aziz Çelik 1990’lardan beri imzalanan bu çerçeve protokolün 2017’de yapılan yasa değişikliği ile bir centilmenlik anlaşması olmaktan çıkarak Türk İş’e bağlı sendikalar için bağlayıcı bir protokol olduğuna dikkat çekti. Fiilen kamuda toplu sözleşme imzalama hakkı sendikalardan alınıp konfederasyona devredildi. Farklı iş kollarındaki tüm kamu işçilerinin ücretleri bu sözleşme ile belirlenmiş oldu. Ama şöyle bir sıkıntı var, sendikaların grev hakkı varken grev konusunda konfederasyonların böyle bir hakkı olduğuna dair yasada ibare yok. Böyle bir hak olsa Türk İş yönetimi buna başvurur muydu, hiç sanmam o da ayrı konu.

İşçilerin pazarlık gücünü oluşturan mekanizmaların bypass edildiği koşullarda kurulan toplu görüşme masası orta oyunundan fazlası değil. Ortada bir pazarlık yok, pazarlıkmış süsü verilerek iktidara meşruluk zemini sağlayan bir düzenek var. Türk İş Başkanı Ergün Atalay’ın protokolün imza töreninde mikrofonun açık olduğunu fark etmediği için tüm kamuoyuna malum olan Bakan’a yönelik “Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle” sözü de bu düzeneğin ifşası oldu.

Atalay bu açıklama sonrası sınıfa ihanetini savunmak için ne ilgisi varsa S-400 füzelerini alanlara teşekkür edip, kendini eleştirenleri “terör destekçisi” olarak niteledi. Atalay’a sahip çıkanların ve bu “destansı” savunmasını yayınlayanların başında Aydınlık gazetesinin gelmesi de şaşırtmadı. Vatan sevgisi adı altında sol ve emekçi düşmanlığı yapanların dayanışması her zaman gözlerimi yaşartmıştır. Türkiye işçi sınıfının düşük ücret ve açlığa mahkûm edilmesine karşı çıkanların “terörist” ilan edildiği bir “terör konsepti” sadece AKP iktidarının değil devlet geleneğinin de genlerinde var.

İşçilerin bu işveren işbirlikçisi siyasi iktidar güdümlü konfederasyonlara ve sendika bürokratlarının insafına terk edilmemesi konusu sendikal hareketin parçası olan her birimizin ödevi.

 

 

 

 

 

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Barışın öznesi kim?

Barışın öznesi kim?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Bugün yapılması gereken, 'barışı olmalı mı olmamalı mı?' sorusu etrafında demagoji yapmayı bırakıp 'barışı kim inşa ediyor?' sorusunu sormaktır. Çünkü...

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Yazar: Bedri Adanır
12 Kasım 2025

Unutmayalım ki, bugün geldiğimiz aşamanın yaratıcısı Önder Apo’dur. Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne bu kapsamda stratejik adım attıran da Kürt halkını bu...

Lider ve önder kavramı üzerine

Lider ve önder kavramı üzerine

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Toplumsal değerlere öncülük eden liderlerin duygusal dehaları güçlüdür. Duygusal ve düşünsel zekaları birbirini beslediği gibi dengeler de. Her ikisi arasında...

Suriye’de meşruiyet savaşları 

Entegrasyon krizi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Uluslararası siyasetin farklı kulvarlarında, farklı aktörler arasında yeni jeopolitik dizilişler gerçekleşiyor. Dönemin sihirli sözcüğü ise entegrasyon. Kafkasya’dan Akdeniz’e, Lübnan’dan Körfez’e,...

Babamızın çiftliğinde OVP fermanı…

Selahattinimizi, Figenimizi bırakın 

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

İslam adına hareket ettiğini zanneden birkaç kandırılmış kişi ile ABD’nin maşası olan DAİŞ liderleri, dört bir yandan Kürtleri kuşatıp boğmak;...

Demokratik entegrasyon

Komisyon

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
11 Kasım 2025

Siyaset ve basın Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu İmralı’ya gidecek mi, gitmeyecek mi tartışması yapıyor. Neredeyse üzerine bahis oynanacak...

Sonraki Haber

Barış çağrısına kulak verin

SON HABERLER

Barışın öznesi kim?

Barışın öznesi kim?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Yazar: Bedri Adanır
12 Kasım 2025

Lider ve önder kavramı üzerine

Lider ve önder kavramı üzerine

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Suriye’de meşruiyet savaşları 

Entegrasyon krizi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Babamızın çiftliğinde OVP fermanı…

Selahattinimizi, Figenimizi bırakın 

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

‘Öcalan’ın çağrısı felaketleri önledi’

‘Öcalan’ın çağrısı felaketleri önledi’

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Dêrsim’de tepkilere rağmen RES onaylandı

Dêrsim’de tepkilere rağmen RES onaylandı

Yazar: Heval Elçi
12 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır