• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Ekim 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Mehmet Nuri Özdemir

Güvenlik ve hukuk herkese

8 Ekim 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Mehmet Nuri Özdemir, Yazarlar
Güvenlik ve hukuk herkese

Hukuk ve güvenlik meselesi, insanlık durumunun ilk zamanlarından bu yana yaşanan toplumsal ve siyasal meselelerdir. Güvenliğin bilinen en sade anlamı toplum yaşamında, yaşamın aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumudur. Hukuk ise etimolojik olarak Arapça’da “hak” kökünden gelir ve kelimenin çoğulu (haklar) şeklinde kullanılır. Hukuk, bir toplumda güvenliği tahkim edici temel yapıdır. Hukukun güçlü olduğu toplumlarda güvenlik zafiyeti kolay kolay yaşanmaz. Ancak hukuk, bir elitin, etnisitenin, inanç grubunun, sınıfın diğerleri üzerinde salladığı sopaya dönüştüğünde o toplumlar dünyanın en güvensiz toplumları olur.

Kürtler diğer ezilen ve yok sayılan tüm yerli halklar gibi uzun süreden beri modernitenin hukuk ve güvenlik krizleriyle baş etmeye çalışıyor. Kürtlerin güvenlik ve hukuk talepleri sert gücün araçlarıyla bastırılmaya çalışıldı. Kürt otonom yönetimlerinden, din temelli liderliklere; modern sol örgütlerden, legal siyasi yapılara kadar, müzakereci ve barışçıl tutuma rağmen, kırıma tabi tutuldu. Kürt halkı bu cehenneme karşı direnerek, büyük bedeller ödeyerek ve de kendi tarihlerinden dersler çıkararak ayakta kalabildi.

Kürtlere karşı kullanılan kırım siyaseti, failleri hesaplandığından daha karmaşık bir denklemin içine çekti. Irak ve Suriye rejimleri, Kürtlerle yönetimi paylaşsaydı muhtemelen yıkılmazdı. Bunu yapmadılar ve ülkelerini büyük acılara, yoksulluklara, göçlere sürüklediler. İran ve Türkiye ise Kürtlerle güvenlik ve hukuk meselelerini siyaset ve müzakere yoluyla çözme aşamasındalar.

Türkiye, Kürtlerin güvenlik ve hukuk sorunlarını yıllardır görmezden geldi. Fakat doksanlardan bu yana Kürtlerle müzakere etmeye çalışan utangaç bir damarı da devreye koydu. Müzakereci damarın hantallığı ve sessizliğinin bedeli ağır oldu demekle yetinelim. Kürt ve Türk toplumu yıllarca hantal damarın keyfi müzakerelerini bekledi. Bugün bu keyfiyet hala sürmektedir.

Güvenlik ve hukuk krizinin derinleştiğini gören müzakereci damar, şimdi pozitif bir barış için onurlu bir müzakere yürüteceğine Kürtlere hamilik teklifinde bulunuyor. Hamilik önermesi Kürtlerin eşitlenme talebine direnç gösteren bir retoriktir. Hakeza hamilik deyince Kürtlerin hafızası canlanıyor. Devlet geleneğinin monarşi ve cumhuriyet formları fark etmeksizin, Kürt meselesindeki kırım ajandalarının sürekliliği aklımıza geliyor. Ve sonra da Osmanlı’dan bu yana Kürtlere karşı benzer retorikler kullanılmış: Biz kardeşiz, etle tırnak gibiyiz!

 Hamiliği bir kenara bırakalım; her ne kadar sulandırılmış olsa da kardeşlik hala büyük bir iddiadır. Bu iddiayı ortaya atan gereğini de yapmalı. Nedir o gereklilikler? İşte İran her gün Kürt katlediyor, madem Kürtler sizin kardeşiniz, bir gün çıkıp tek bir cümle kurabiliyor musun? Onu da bir kenara bırakalım. Hala İran, Irak ve Suriye’nin çakma rejimleriyle Kürtlere karşı sömürge hukukunu güncellemeye çalışmak neyin nesidir?

Kürtler milyonlardan oluşan bir halk olmasına rağmen ulus devlet çağında dört farklı ülkede egemenlerin hukukuna zorla dahil edildiler. Hiçbir zaman kendilerini eşit yurttaş olarak gören bir hukuka sahip olamadılar. Kürt halkının dili ve kültürü var, ama kamusal yaşamda karşılığı yok. Siyaset hakkı var, ancak bu hak adil olmayan normlarla elinden alınabiliyor. İşte 21. yüzyılın utancı olan kayyımlar… Yaklaşık 10 yıldır Kürt illerinde kayyım atamalarıyla seçme seçilme hakkı askıya alınmış. Şimdi de yıllardır Kürtlerin en doğal hakkı olan belediyeler bir lütufmuş gibi pazarlık konusu haline getiriliyor.

Sadece demokratik siyaset yaptıkları için HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ 9 yıldır tutuklu: hakeza Amed, Wan Büyükşehir Belediye Başkanları Selçuk Mızraklı ve Bekir Kaya tutuklu. On binlerce Kürt siyasetçisi demokratik siyasetin kendisi suçlulaştırıldığı için hala yargılanıyorlar. HDP’nin kapatma davası askıda bekliyor, HDP MYK’sı hala tutuklu. Gerçekçi bir siyaset büyük konuşmaz; küçük adımlarla ilerler.

Sonuç itibariyle Kürtlere hamilik değil, kendi varlığını güvence altına alacak ve eşitlik krizini aşabilecek adil bir hukuk; varlığını kırımlardan koruyabilecek gerçek bir güvenlik sistemi lazım. Gelinen aşamada Kürt-Türk ilişkilerini, hukuk ve güvenliğin demokratikleştirilmesi temelinde yeniden yapılandırmayı önüne koyan seçenek en rasyonel olandır. Bu seçenekte ısrarcı olmak gerek. Kürtlerin ve Türklerin hukuk ve güvenlik sorunlarının adil çözümü yüz yılın risklerini bertaraf etme, cehennemin kapılarını kapatabilme potansiyeline sahiptir. “Güvenlik ve hukuk herkese” ilkesi onurlu ve kalıcı barışın teminatıdır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

ABD ile yapılan LNG anlaşması ve sonuçları

Sonraki Haber

Ortadoğu’da ‘ikinci sezon’: Türkiye ve Kürdistan sahnede

Sonraki Haber
Ortadoğu’da ‘ikinci sezon’: Türkiye ve Kürdistan sahnede

Ortadoğu’da 'ikinci sezon': Türkiye ve Kürdistan sahnede

SON HABERLER

‘Devletten bekleme!’

Apocu başkasının değil, kendi resmine bakar

Yazar: Aziz Oruç
8 Ekim 2025

‘Gündem’de olmaktan onur duyduk’

‘Gündem’de olmaktan onur duyduk’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
8 Ekim 2025

Devlet ikinci adımı atacak mı?

Devlet ikinci adımı atacak mı?

Yazar: Bedri Adanır
8 Ekim 2025

Ahmet El Şara 6 Mayıs’ı neden yasakladı?

Ahmet El Şara 6 Mayıs’ı neden yasakladı?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
8 Ekim 2025

‘Gurbetelli, sorgulamayı, itirazı ve isyanı insanın en büyük erdemi sayardı’

‘Gurbetelli, sorgulamayı, itirazı ve isyanı insanın en büyük erdemi sayardı’

Yazar: Heval Elçi
8 Ekim 2025

Gazze: Hamas ve sürgün yolu

Gazze: Hamas ve sürgün yolu

Yazar: Heval Elçi
8 Ekim 2025

Ortadoğu’da ‘ikinci sezon’: Türkiye ve Kürdistan sahnede

Ortadoğu’da ‘ikinci sezon’: Türkiye ve Kürdistan sahnede

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
8 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır