Siz yola çıkmaya hazırlanın HDP il, ilçe binalarına gidin otobüslerde yer kalmamışsa Kürt, Ermeni, Süryani, Türk, Mehelimi, Arap, Azeri, Asuri, Keldani, Terekeme, Rum, Sünni, Alevi, Hristiyan, Ezidi… Konu komşuyla komün yapın yol parasını bulun buluşturun hiç olmasa hatır gönül ağırlığınızı bu güne ayırın, borç alın ama mutlaka oyunuzu kullanacağınız yere varın. Tez elden AKP-MHP’ye karşı oyunuzu kullanın. Neden mi! Çünkü ilk kez yerelde halklar birbirleri için oy kullanacak. Bu zalim sisteme karşı keşfedilmiş muhteşem bir seçimdir. Bugünden toparlanın. Kürt Türk için, Türk Kürt için, Süryani Ermeni için, Sünni Alevi için ve herkes birbiri için yola çıksın. Toplumu parçalamak isteyenlere inat, haydi birbiriniz için oy kullanma halayına yetişin. Yolu bir günlük olmayanlar seçim günü mutlaka ama mutlaka oyunuzu kullanın.
Oy kullanmanın değeri ve önemi üzerine binlerce örnek verilebilir. Ama burası Türkiye ve başka bir deneyim var. AKP-MHP artık bir siyasi parti koalisyonu veya hükümet değildir. Siyasi parti kılıfına girmiş herkesi ötekileştiren bir rejimdir. Artık bazılarını ötekileştirmiyor, bazı kesimler bundan etkileniyor denemez. İnsanlığa zarar veren, iktidarı uzadıkça saldırganlaşan, parçalayan bir hal aldı. Hele toplumun yarısı kadınlara yasa kılıfında silahlar üretiyor. Yoksulluk diz boyu.
Bu örnekleri daha da uzatmak mümkün ama bu seçimde 2015’ten bu yana yapılamayan bir şey yapılabilir. Merkeze ulaşılamıyorsa hep birlikte yerelde başarabilir. Bu tam da insanın kendini yönetme hayaline gerçekleştirebilecek bir şanstır. Çünkü merkez topyekün AKP-MHP’nin elindedir. Ama yereller yerelindir. Yerellerin 30 büyükşehir, 51 il, 519 büyükşehire bağlı ilçe, 403 ilçe, 386 belde belediyesi, 18 bin 306 köyü var. Bu seçimle AKP-MHP’yi yerellerde tek tek sınırlarsan merkezin saldırı sınırlarını daraltır, saldırının önüne geçmiş olursun, yerel nefes alır. Saldırıyı sınırlamak değişimin önünü açmak demektir. İktidarlaştıkça saldırganlaşan bu hükümetin hızının önüne geçersin. Çok uzaklara gitmeye de gerek yok, evimi, köyümü, sokağımı, mahallemi, beldemi, ilçemi, ilimi, sen rahat edesin diye vermeyeceğim demek yeterli.
Bir oyla ne olur ki demeyin bir oyla katledilme sırasındaki canını kurtarabilirsin, bir oyla taciz tecavüz edilecek çocuğunu kurtarabilirsin, bir oyla fuhuşa uyuşturucuya sürüklenmiş veya sürüklenecek sıradaki çocuğu, genci kurtarabilirsin. Bir, bir oyla işten atılmış bir kişinin iş bulmasını sağlayabilirsin, bir oyla özgürce düşündüğünü söyleyebilirsin. Bir oyla daha özgür-eşit-adil bir yaşam yaratabilirsin. Bir oyla içte dışta yaratılan düşmanlaştırmanın önüne geçebilirsin.
Bir oyla topyekün saldırı altında olan toplumun yolunu açabilirsin. Bir oyla kayyumların yiyip içtiği, çalıp çırptığından arta kalanla yerleşim alanlarını sadece pavyon kültürü olan ışıklandırma hizmetlerine burada sana yer yok diyebilirsin. Bir oyla seni itibarsızlaştıran zihniyete karşı itibarını kazanabilirsin. En acili bir oyla Leyla Güven ve 5 bini aşan mahpusun sesine ses verirsin. Bugün 143 güne varan açlık grevinin sesi olursun. Hadi ses ver, oy sestir, ses ver canları yitirmeye bir gün kalmış olmasın!