• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Eylül 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ahmet Güneş

Hassasiyet mi dediniz?

26 Eylül 2025 Cuma - 00:00
Kategori: Ahmet Güneş, Yazarlar
Hassasiyet mi dediniz?

Bazı kavramlar ya yeterince ses getirmiyor ya da içi boşaltılıyor. Sürekli ve süratle tahrif edilen yaşamlar gün olur kendi bumerangını herkese duyurur. Gerçeklerin böyle huyları var ve iyi ki var. Karşılaştırma ya da kıyaslama kabul etmeyen acıların üstünde debelenmeler ve tarihler yazmalar gün gelir, bir boşluğa düşer. Bir basamak bile olamaz, kaybettirir.

İçinden geçtiğimiz günlerde devlet eliyle bir hassasiyet inşa ediliyor ve sürekli pohpohlanıyor. 100 yıldan fazla sürmüş bir isyan ve sonucunda ortaya çıkan 40 yıllık bir savaş gerçekliği perdelenmeye çalışılıyor ve bunun adı hassasiyet oluyor. Oysa savaş insan alıp götürüyor ve hayatta kalanlara başka anlam yükleri veriyor. Bugün barış diyorsak bu anlamların ve anlamsızlıkların altını kalın harflerle çizmek bize kalıyor.

Nereden bakarsak bakalım bir savaş yaşandı. Zaten savaş denilince yokoluş, barış denilenince de varoluş kendini dayatıyor. Kürt meselesi de ya da Kürtlerin karşı karşıya geldiği sorun da burada vuku buluyor.

Kürtlerin kendini var etme mücadelesi yüzyıldan fazla bir zamana tekabül ediyor. Çünkü Türkiye devleti ve onun komşu ülkeleri Kürt halkını ve yaşama biçimini hedef alıp el birliği ile soykırıma girişti. Şiddetin bu denli yoğun olduğu bir zamanda el kaldırıp kendini var etme adımı bir sorun olarak ele alındı ve haberlerden günlük sohbetlere dek öyle tanımlandı. Öyle ki bu dil haklı olanlara bile bir mahcubiyet elbisesi giydirdi.

Şimdilerde bir barış rüzgârı esiyor, biraz silik biraz heyecanlı ama hayati derecede kıymetli. Utangaç bir tavırla kurulan cümlelerin ve ardı sıra gelen taleplerin gür sesi bu günlerde çok çok önemli.

Geçtiğimiz günlerde bir haber gündeme oturdu. Özellikle Kürt halkını geçmişine götüren ve düşündürten bu haber elbette çok önemliydi. Mardin’in Derik ilçesinde1993 yılında bir çatışmada hayatını kaybeden 5 PKK’linin kırsal bölgedeki mezar yerlerini bilen tek kişi olan ve 30 yıllık tutsaklığın ardından tahliye olan Cebrail Vural, mezarları ailelerle birlikte ilk defa ziyaret etti.

Nitekim bu mevzu, kuşkusuz benzerlerini de getirecektir. Ben de bir Derikli olarak habere konu olan çatışmalı bölgeyi çocuk yaşta duymuştum ve başka her yerde de bu çatışma geniş yankı bulmuştu.

Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, ilçemizdeki Fitnê olarak bilinen bölgede 24 Aralık 1993’te askerler ile korucuların gerçekleştirdiği saldırıda PKK’liler Rıdvan Ortaç (Egîd), Mehmet Koyuncu (Sinan), Fikri İlhan (Mervan), Abdullah Saltan (Zindan) ve Ayhan Şengel (Tîrêj) yaşamını yitirdi. Lav silahları ile yapılan saldırı nedeniyle cenazeleri tahrip edilen PKK’lilerin cansız bedenleri hem parçalanmış olması hem de bölgenin sarp ve zorlu bir alan olması nedeniyle oldukları yerde bırakıldı. Bölgeden sağ kurtulan PKK’li grup tarafından sonradan defnedilen 5 kişinin cenazeleri ve mezar yerlerinden aileleri yıllarca haber alamadı.

30 yıllık tutsaklığının ardından 26 Mart 2024’te tahliye olan Cebrail Vural, PKK’lilerden 5 kişinin mezarlarını ve olayın yaşandığı yeri ziyaret etti. Patika yollardan geçilerek varılan, meşe ağaçları ve kayalarla kaplı vadinin en tepesinde bulunan mezarları gösteren Vural, isimlerini tek tek saydığı arkadaşlarının mezar yerlerini gösterdi.

Arkadaşlarının mezar yerinde duygularını paylaşan Vural, 30 yıldan fazla bir zaman sonra canlı kanlı girdiği çatışmanın yaşadığı yere gelerek, onlara seslenerek, “Sizi hiçbir zaman unutmadım. Geç de olsa geldim” dedi. Ne siyasetin ne de edebiyatın kaldıramayacağı bu söz ağır bir başka hassasiyeti gündeme getirdi.

Bu haberi okurken bir dönem kaldığım bir cezaevinde aynı koğuşta kaldığımız bir PKK gerillası arkadaşımın anlattığı anısı aklıma geldi. Kendisi Dersim’de yaşanan şiddetli bir çatışmada tüm arkadaşlarını yitirmiş, bir tek o hayatta kalmıştı. Çatışmadan sonra arkadaşları kurda kuşa ya da devletin zalim kontralarının eline geçmesin diye elleriyle bir kayanın dibine gömdüğünü anlatmıştı. Onca devrimci insanın gömüldüğü yeri bilen bir tek kendisiydi ve cezaevi şartlarında o yeri tarif etmenin imkânsızlığını biliyordu. Müebbet alan arkadaşım çıktığında orayı nasıl elleriyle kazdıysa öyle çıkaracaktı arkadaşlarını.

Sürekli devletin hassasiyet dediği ve topluma maske taktığı hassasiyete savaşanların ve bedel ödeyenlerin sözüdür: “Al beka hassasiyetini çal başına devlet ve hükümet. Biz barışa layık toplumlarız, menfaatini beka hassasiyeti diye bize yutturma.”

Barış bir kelime değildir ve önüne konulan ‘onurlu’ denilen bir süreçtir. Ezen ve ezilen dayatmasının dışına çıkıldı artık. Bir savaş yaşandı ve binlerce insan hayatını kaybetti. Burada artık kazanmak da kaybetmek de anlamını yitiriyor. Hamaset bir politika değildir, barış sürecinde dilin hassasiyeti bir siyasettir.

Kemikler bulunduğu için sevinen bir mazimiz yerine devletin sorunlu ve sorumlu olduğunu açık eden bir dili kurup tartışmanın zamanıdır. Konforlu alanlarda oturanlar savaşı körükler ve hassasiyeti bizim barış mücadelemiz belirler. Biz tongaya gelmiş bir uzlaşma değil, hassasiyetleri yeniden düşünen onurlu bir barışı istiyoruz. Bu süreç devletin değil, biz beraber ve yan yana yaşayanların sürecidir. Hassas olan biziz, hassasiyetler de bizimdir ve bizimle beraberdir çünkü beraber bir geleceğe yürüyoruz. Kürt hassasiyeti hayatidir ve ön açacaktır.

Onur ve hassasiyet yan yana gelir. Barış dilde başlayacaksa ‘terör’ gibi ahlaksız bir ithamdan arınmak lazım. Bir halkın direnişi ve barış mücadelesi mahcubiyetle ya da yapay cümlelerle değil adı konularak gerçekçi bir anlatı ile taçlanır. Kürt halkının dağ başlarında yası tutulmamış mezarları bombalanarak değil, varlığı kabul edilerek barış da hassasiyet de öyle inşa edilir.

Bizim hassasiyetimiz mahcubiyet değil, eziklik de değil, canlı ve kanlı bir savaşın sonrasıdır. Ezik ve ezilen bir halk değiliz, onurlu bir mücadele ile tarihe nam ve miras bırakanlarız. Barış eşitlik getirecekse hassasiyetlerimiz de eşittir ve olmak zorundadır.

Onurlu bir mücadele verdiği için 30 yıl hapiste kalan Vural’ın arkadaşlarının anısı önünde söylediği sözlerdir; “Barışı getirmek için savaştık. Bir daha yeni kuşaklar savaşmaya mecbur kalmasın diye mücadele ettik.”

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

ROJIN: Meslektaşlarımız Heval Arslan’a destek olmalı

Sonraki Haber

Ortadoğu’da demokratik modernite çözümü

Sonraki Haber
Ortadoğu’da demokratik modernite çözümü

Ortadoğu’da demokratik modernite çözümü

SON HABERLER

Ortadoğu dönüşürken iktidar hâlâ 20. yüzyılda mı?

Demokratik entegrasyon ve pozitif barış

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
26 Eylül 2025

Besta’dan Akbelen’e ekolojik yaşam ahlakını örmek

Besta’dan Akbelen’e ekolojik yaşam ahlakını örmek

Yazar: Heval Elçi
26 Eylül 2025

Apocu devrimci yol

Apocu devrimci yol

Yazar: Heval Elçi
26 Eylül 2025

PKK, Serxwebûn ve Mazlum Doğan…

Bilinen Dünyanın Sonu

Yazar: Heval Elçi
26 Eylül 2025

Çin olmadı Eskişehir’i ABD’ye verelim

Çin olmadı Eskişehir’i ABD’ye verelim

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
26 Eylül 2025

Ortadoğu’da demokratik modernite çözümü

Ortadoğu’da demokratik modernite çözümü

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
26 Eylül 2025

Hassasiyet mi dediniz?

Hassasiyet mi dediniz?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
26 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır