• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
21 Ağustos 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Herhangi bir gündü, çok önemli değildi-Nurhak Yılmaz

5 Haziran 2018 Salı - 04:05
Kategori: Yazarlar

Diyarbakır’da herhangi bir gündü… Köşe başları kavşaklarda zırhlı araçlar nazlı nazlı geziniyor, belediyelerin önüne dantel gibi sıralanmış polis kordonları tüm nizamiliği ile endam ediyordu. Şehrin semalarına kâh emniyet helikopteri yükselip Bağlar’ı, Sur’u turluyor, kâh jandarma helikopteri kalkıp Lice’yi, Kulp’u dolaşıp geliyordu. Güvercini, serçeyi kıskandıran demir kuşlar şehrin girişlerindeki kontrol noktalarını ve o noktalarda GBT kontrolü için bekleyen araçları selamlıyordu. Suriçi’nde 3 yıldır yasaklı ve kapalı olan alandan tatlı tatlı iş makinası sesleri yükseliyordu. Haftayı ve dahi kepengi siftahsız kapatan esnaf müşteriden umut kesmiş, evinde Ramazan’ın rahmet ve bereketine sığınıyordu. Bulutsuz gökte güneş parıldıyordu. Sıcağın değdiği duble asfalttan ince ince yükselen buhar yüzleri yalayıp geçiyordu. Gençler sokakta karşılaştıkları -ki karşılaşmamaları namümkün- polislerle neşe içinde göz göze gelmemece oynuyorlardı… Uzatmayayım, Diyarbakır’da her şey son 3 yıldır olduğu gibiydi. Olağanüstünün sıradan, gerçek sıradanın unutulduğu günlerden bir gündü…

Bu kadar “sıradan” bir günün neden bu izlenimin konusu olduğuna gelince. Takvim 3 Haziran’ı gösteriyor, günlerden pazardı. AKP’nin Diyarbakır seçim mitingi vardı, cumhurbaşkanı gelmişti. Her şey “alıştığımız” gibiydi. Şehir merkezi Siirt, Elazığ, Urfa, Konya ve hatta Afyon plakalı araçla dolup taşmıştı. Ya Diyarbakır’ın geleneksel düzgün Türkçe konuşma günüydü, ya da şehir bir günde “iç turizm” patlaması yaşamıştı. Nitekim miting de son anda İstasyon Meydanı’ndan Mehmet Akif Ersoy Bulvarı’na alınmıştı. Kitle kendini yabancı yerde hissetmesin diye zaar.

Şehirde çalışan gazetecilerin büyük kısmı için de “bildik” bir gündü. Mitingi o dakikalarda bulunmaları gereken tek yer olan alandan değil, televizyonlardan izliyorlardı. Çünkü organizasyon sahipleri şehrin nabzını en iyi Ankara’dan gelen gazetecilerin tutacağına inanmışlardı. Şehrin emektar gazetecileri bir gün önceden kim akredite olacak totosu oynamışlardı. Ve iddialar yine bu “sıradan” güne yakışır şekilde sonuçlanmıştı.

Bir gün önce demişken, çoktandır bu “sıradanlıklar” içinde nefes almaya çalışan Diyarbakır’da bile rastlanmamış şeyler de yaşanmamış değildi. Mesela cumhurbaşkanının uçaktan inip, mitingin yapılacağı yere gelinceye kadar aracının geçeceği güzergahtaki evlerde polis bir gün önce GBT kontrolü yapmıştı. Evlerin kapılarını tek tek çalıp, “evde kaç kişisiniz” diye sormuş, kimliklerini alarak secerelerine bakmıştı. Bu muameleyi bizzat yaşayan bir sendika temsilcisi, “Diyarbakır emniyeti çok iyi çalışıyor. Bugün evimizde, kapımızda bize gbt uygulaması yaptılar” diye anlatmıştı.
Gerisi bildiğiniz gibi işte… Şehrin belediyelerine atanan kayyumlar, cumhurbaşkanının geçeceği güzergahtaki ışıklı tabelalara, üst geçitlere, köprülere “belediye başkanı” imzasıyla “hoşgeldiniz” yazıları yazdırmıştı. Henüz herhangi bir mahallede seçim çalışmasına çıkmamış AKP il-ilçe teşkilatları yine cumhurbaşkanının geçeceği güzergaha çılgınca AKP bayrakları asmışlardı. Kurumlarda çalışanlara miting alanından “selfie zorunluluğu” getirilmişti.

Açık cezaevinden gelen “430 hükümlü isyan çıkardı” haberi kısa süreli heyecan yaratsa da “herhangi bir gündü” Diyarbakır’da yaşanan. Şarkının sözlerindeki gibi, “herkesin payına düşeni alacağı” 24 Haziran’a doğru bir gün daha böyle geçti. Ve şehrin yoksul mahallelerinde yaşayanlar son 3 yılda “kendi paylarına düşen birer hatırayı seçip” öyle dinledi meydanlardan gelen uğultulu sesleri.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Çevreci misin vay vay…

Sonraki Haber

HDP’nin baraj sorunu var demek siyasal körlüktür- Ali Sinemilli

Sonraki Haber

HDP’nin baraj sorunu var demek siyasal körlüktür- Ali Sinemilli

SON HABERLER

Öcalan’a mektup gönderen tutsağa soruşturma

Öcalan’a mektup gönderen tutsağa soruşturma

Yazar: Yeni Yaşam
21 Ağustos 2025

Siyasi partiler ne yapıyor, ne yapmalı?

Siyasi partiler ne yapıyor, ne yapmalı?

Yazar: Yeni Yaşam
21 Ağustos 2025

Kürdistan Bölgesi’nde kabine çıkmazı

Kürdistan Bölgesi’nde kabine çıkmazı

Yazar: Yeni Yaşam
21 Ağustos 2025

Yeni dönem

Suriye, Rojava ve Türkiye’nin tutumu

Yazar: Yeni Yaşam
21 Ağustos 2025

#Mamekifest neyi hedefliyor?

#Mamekifest neyi hedefliyor?

Yazar: Yeni Yaşam
21 Ağustos 2025

Bir bilgeye vefa kitabı

Ezber bozma vakti

Yazar: Yeni Yaşam
21 Ağustos 2025

Licik’te fay hattına JES sondajı

Licik’te fay hattına JES sondajı

Yazar: Yeni Yaşam
21 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır