• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Herkes seçim sonrasına hazırlanıyor-Musa Piroğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Hem alandan gelen ilk bulgular, hem de uç veren tartışmalar, başta Erdoğan olmak üzere, neredeyse bütün siyasi aktörlerin artık 23 Haziran’a göre değil, sonrasına göre pozisyon almaya başladığını gösteriyor. Yapılmış, yapılan ve yapılacak olan hamlelerin hepsi sonraya dair”. Kemal Can’ın 15 Haziran tarihli yazısı bu cümle üzerinden şekilleniyor. Giderek tüm ülkenin seçimine dönen ve egemenler arası çatışmanın üzerinden yürütüldüğü İstanbul seçimlerine dair tüm tespitler benzer bir sonuçla noktalanıyor. Herkes seçim sonrasına hazırlanıyor.

Doğal olarak hem iktidar hem muhalefet seçim stratejilerini ve ittifak politikalarını bu hazırlanma üzerinden kurguluyor. Her hazırlık, verili durumun eksik ve fazlalıklarıyla bütünsel bir analizini getirirken, aynı analizin rakipler üzerinden de hesaplanmasını dayatıyor. Söz konusu analiz bir yandan zayıflıkların aşılması için bir dizi adımı zorlarken öte yandan güçlü olunan alana yığılmayı da gerektiriyor. Seçim, bu anlamda geleceğe yönelik planlamanın merkezinde duruyor. Erdoğan kazansa da kaybedeceği bir seçime gidiyor. Bu durum, bir yandan iktidarını öte yandan muhtemelen kendi varlığını koruma kaygısıyla bir uçtan bir uca savrulan bir seçim stratejisinde kendisini gösteriyor. Seçim sahasında Binali Yıldırım’ın “kucaklayıcı” dili, Soylu’nun tehdit söylemlerine çarpıp dağılıyor. Erdoğan kendisini neredeyse tamamen seçim sahasından çekip Binali’yi yalnız bırakırken, Bahçeli mehter marşı eşliğinde komik bir araba konvoyu ve Fatih edasıyla İstanbul’a giriyordu. Kürt kardeşlerini ciğerpare olarak tarifleyen ilk açıklamasını, AKP kurmayları tarafından 31 Mart seçim yenilgisinin sebebi olarak gösterilen “Beka sorunu” söylemiyle bitiriyordu. Bahçeli, İstanbul’u değilse bile, içerisinde bulunduğu koalisyonu kurtarma derdinde bir giriş yaparak sürece dâhil olacağını ortaya koymuş oldu. Tüm çaba olası İstanbul seçimini kazanma, hiç değilse olası yenilgide sorumluluktan kaçınma üzerine kurulmuş görünüyor. Herkes seçim zaferine ortak olmaya hazırlanırken, yenilgiyi Binali’nin sırtına yıkarak sorumluluktan kaçmaya çalışıyor. Binali Yıldırım yalnız adamı oynuyor.

İmamoğlu şahsında saraya karşı tek vücut görüntüsü içerisindeki muhalefet, iktidara nazaran daha rahat ve bütünlüklü bir görüntü veriyor. Erdoğan kendi tabanını ve parti bütünlüğünü koruma kaygısı güderken, muhalefet, çeperini büyütme derdiyle hareket ediyor. Bu bağlamda İmamoğlu neredeyse tek figür olarak öne çıkıp parlarken, hemen herkes söylemine dikkat ederek verili bütünlüğü korumaya, genişletmeye çalışıyor. HDP tüm gücüyle İstanbul seçimine dâhil olurken Türkiye’nin demokratikleşmesinin Kürt meselesi açısından önemini tüm çıplaklığı ile öne çıkarıyor. Aynı zamanda seçimin kendisi Kürt sorununun adil, demokratik çözümünün Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından ne kadar önemli olduğunu aynı çıplaklıkla ve ağırlıkla ortaya koymuş bulunuyor. HDP, günün değil yarının hesabını yapıyor.

Haksızlık yapmamak gerekirse sosyalistler de seçim sonrasını düşünerek hareket ediyor. En azından bu iddiayı dillendiriyor. Fakat iddia ne yazık ki söylem düzeyini geçmiyor. Zira seçim sonrasına yönelik hiçbir analiz ve analize yaslanan çaba ortalıkta görünmüyor. Seçim sonrası sandıkta kimin galip çıktığından bağımsız olarak, sadece zor bir sürecin başlayacağı peşinen kabul görüyor. Yaşanmakta olan krizden çıkmak adına atılacak adımların işçi sınıfı ve yoksul halklara ağır faturalar dayatacağı öngörülüyor. Aynı öngörü, söz konusu faturanın karşı tepkiyi yükselteceği, sınıf mücadelesinde canlanmaya yol açacağı gerçekliğini de kapsıyor. Seçim sonucu ne olursa olsun, sadece ekonomik değil siyasal olarak da yaşanan krizi derinleştireceği, AKP’de başlayan çözülmenin artarak süreceği de öngörülüyor. Sermaye, olası boşluğu parlayan ve toplumun tüm kesimlerine seslenen İmamoğlu figürü ile kapatmaya hazırlanıyor. İşte solun iddialarının sözde kalması olgusu burada açığa çıkıyor. Sermaye içerisindeki çatışmada üçüncü değil, sınıfın cephesini açmak,

HDP’nin doldurduğu alanı emek ve demokrasi güçlerini yanına alarak büyütmek ve saraydan bunalan emekçi sınıflar ve demokratik çevrelerin öfkesini sisteme karşı bir mücadeleye dönüştürmek, kaçınılmaz olarak başta söylenen hesapların yapılmasını ve çözüm önerilerinin geliştirilmesini gerektiriyor.

Sosyalistlerin verili stratejisi, sarayı durdurmak ile sınırlanmış görüntüsü veriyor. Kendisini bununla sınırlayan strateji, solun önemli bir gövdesini Millet İttifakı’na yedeklerken istemeden de olsa İmamoğlu arkasında dizilmeyi ve kaba bir saray karşıtlığından oluşan propaganda ile yetinmeyi dayatıyor. Olağanüstü bir süreçten bahsedildiğinde saraya karşı en geniş cephede buluşmak önemlidir ancak devrimcilerin kendini bununla sınırlaması kaçınılmaz olarak egemenlerden birisine eklemlenmeyi dayatır.

Bu noktada kendisini sistem içi mücadele ile sınırlamayanların verili durumları, örgüt ve mücadele perspektifleri, hegemonik kapasiteleri ile sınıfın cephesini açmaya yeterli olmadığı görülmelidir. Adres arayan ama verili yapıları bir adres olarak görmeyen örgütsüz sosyalistleri kapsayacak, AKP politikalarının bedelini ödeyen işçi sınıfı ve yoksullara umut olabilecek sinerjiyi verecek bir yan yana geliş kendisini dayatmış bulunuyor. Herkesin gelmekte olana hazırlandığı yerde sosyalistlerin bugüne saplanması kabul edilir değildir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Barış bir mücadele sorunudur

Kürt siyaseti oyun kurucudur

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Türkiye halkları açısından önemli bir sürecin yaşandığı biliniyor. Sürece ve demokratik Kürt siyasetinin tutumuna ilişkin yoğun tartışmalar geliştirilmektedir. Bu tartışmaların...

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Barış adımları beklentisi sonbahara ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Ancak bu paketle bırakın minik bir adım atılması, geri gidildi, geri… Denilecektir ki, birkaç bin kişi tahliye edildi, ediliyor. Oysa...

Yahya Orhan: Artık kendimiz için çalışacağız!

Hafız Akdemir: Özveri, disiplin ve tevazunun timsali

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Yarın, yani 8 Haziran 2025 günü, şehit gazeteci arkadaşlarımızdan birini -Hafız Akdemir’i- anacağız! Devlet aklının bilerek, seçerek katlettiği arkadaşlarımızdan biri...

El koyma, çökme, ele geçirme

Gerçeklerin iz düşümünden ekoloji politik çıkışa

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Ağrı Diyadin İlçesinde Mollakara Köyü’nde işletmeye alınacak altın ve gümüş madeni işletmesi endemik sucul canlılara, yaban hayvanlara ev sahipliği yapan...

Hak savunuculuğunun bedeli!

İzBB grevinin hatırlattıkları…

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

İşçiler hakları için ne zaman ayağa kalksa patronlar ve yeminli yardakçılarını bir telaş alır. Hele grevden söz edip bir de...

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın sorumluluğu…

İzmir’in şişmanı, işçi düşmanı!

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)’un 2025 Küresel Haklar Endeksi 2025, geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Türkiye, 2016’dan bu yana olduğu gibi yine hak...

Sonraki Haber

‘Mezopotamya Açık Hava Müzesi’

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

Kürt siyaseti oyun kurucudur

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Barış adımları beklentisi sonbahara ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

DEM Parti, DBP ve KNK’den 1 Mayıs mesajı

DEM Parti’den bayram ziyaretleri: Gündem süreç

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır