• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Eylül 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Mesele iktidarı kimin kazanacağı değil, muhalefeti kimin kazanacağı-Ferda Koç

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
28 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

AKP’nin “küskün ağır topları”nın, her seçim öncesinde “kurdular, kuracaklar” denilen partilerini nihayet kurma yoluna girdikleri iddia ediliyor. “Esrarengiz” bir web sitesinde, Özal’ın “dört eğilimi bir araya getirme” söylemiyle “yorgun AKP”nin yerini almak”, Türkiye’yi “süper güç” haline getirmek gibi amaçlarla ilan edilen “Yeni Parti”nin Gül-Davutoğlu-Babacan-Şimşek gibi isimleri içine/çevresine alan bir “adım” (“yoklama”dan bir tık ileri, “girişim”den bir-kaç tık geri) olduğu söyleniyor.

Sağ politikanın, hele de dinbaz sağ politikanın çirkefi her türlü tahayyülümüzün ötesinde olduğundan bu “adım”ın menzili ve güzergâhı hakkında kestirimde bulunmak güç. (Kim bilir belki de ortalığı kızıştırıp bir şeyler tırtıklayıp geriye çekileceklerdir.) Ancak hangi nedenle alevlenmiş ve nereye kadar gidecek olursa olsun bu olay, AKP içerisinden çıkacak bir “alternatif”in siyasi demokrasiye hizmet eden bir gelişme olarak yaşanmayacağının kanıtlarını sunuyor.

Emperyalist merkezlerde ve büyük sermaye çevrelerinde “beklenti yaratmaya” odaklı bir siyaset izleyen bu “ağır topların” AKP’ye ve liderliğine yönelttikleri eleştirinin, emperyal tutumun, militarizmin, faşizmin ve mezhepçi-gericiliğin “büyük siyasetinin” hakkını verememek olduğu görülüyor. Gerici iktidarın, halkın demokratik muhalefetinin baskısı altında değil de, emperyalist merkezlerin ve tekelci sermayenin (aynı ölçüde suç ortağı oldukları bir yapısal siyasi ve ekonomik kriz ortamında gelişen) baskısı altında gelişen iç çatışması, siyasi gericiliğin mide bulandırıcı yeni biçimlerini ortaya çıkarıyor. Tıpkı Erdoğan-Gülen çatışmasının safahatında olduğu gibi! Peki, “bize ne canım bundan, yesinler birbirlerini, b.klarında boğulsunlar” deyip geçebilir miyiz?

Türkiye toplumunun demokratik ve sol potansiyelinin Ankara’da Yavaş’ta İstanbul’da İmamoğlu’nda ifadesini bulan “AKP’li olmayan muhafazakarlığa” mecbur bırakıldığı koşullarda, bu “yeni siyasi gericiliğin” düzen içi muhalefetin eksenini iyice sağa kaydıracağı ve “yeni rejimin muhalefetini” şekillendireceği ortada değil mi?

İktidarın, (bu hırsızlık marifeti elindeyken ve de “dolandır beni” diye haykıran bir “sazan muhalefet”le başbaşayken olması beklenmez ama!) anketlerde gösterildiği gibi “üç büyük şehirde ve Antalya, Bursa gibi büyük şehirlerde yerel seçimleri kaybetmesi halinde (böyle bir muhalefetin karşısında) meşruiyet sorunu yaşayacağı” beklentisi de ayrıca boşunadır. Bu beklenti, mevcut rejimin “açık faşist” karakterinin anlaşılamamasına dayanmaktadır.

Açık faşizmin siyasi iktidarı, meşruiyetini arkasındaki çoğunluk desteğine değil, -bu desteğe sahip olsa da olmasa da- devletin faşist çekirdeğini onarma amacındaki kararlılığına dayandırmaktadır. İktidar, düzen içi muhalefeti empoze ettiği bu siyasi çerçeveye kazandığı ölçüde meşruiyetine yeni kaynaklar da oluşturmaktadır.

Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin iktidar sorununu bir “beka sorunu” olarak tanımlamaktaki ısrarları iktidarlarının gerçek kaynağına ilişkin bu bilgilerinden beslenmektedir. Dolayısıyla bu iktidarın düzen içi bir siyasi alternatifinin gelişeceği asıl alan “siyasi temsil alanı” değil, gerçek güçler alanı, yani kontrgerilla merkezli devlet sisteminin oluşturduğu alandır. Peki bu alanda bir “iktidar alternatif” gelişmekte midir? Oluşturulan “siyasi alternatifler” (Millet İttifakı veya “Yeni Parti” vb. AKP kaynaklı yeni partilerle oluştulacak yeni “eksenler”) bu tip bir alternatifin ufukta belirişinin yansımaları mıdır? Erdoğan-Bahçeli ittifakı “kontrgerillanın birliğini” sağlamaya odaklı politikalara adanmış bir devlet iktidarını teşkil etti ve “tek adam diktatörlüğünde” somutlaştırdı.

Bu noktadan sonra sorun, kontrgerillanın birliğine sürekli bir temel kazandırmaktır. Mezhepçiliğe ve Kürt düşmanlığına dayalı “bölge siyaseti” ve “talana dayalı birikim” modelinin sürdürülemez hale geldiği koşullarda bu “sürekli temel”in üretilmesinin hayli güç olduğu görülmektedir.

Dolayısıyla “devlete yeni bir yol bulmak gerektiği”ne ilişkin tartışmaların gelişmesi de kaçınılmaz gibi görünmektedir. Düzen içi muhalefetin “muhafazakarlık” eksenindeki geniş birliği ve AKP menşeli yeni siyasi gericilik merkezlerinin doğmaya başlaması bu “devletçi alternatif”lerin yeni rejim için ciddi bir zorlama yaratmayacağını göstermektedir. Çünkü bu “devletçi alternatifler”, mezhepçiliğe ve Kürt düşmanlığına dayalı bölge siyaseti ve talana dayalı birikim modelinden vazgeçilmesini değil, yenilir yutulur hale getirilmesini hedefleyen bir “yenilenme” peşinde görünüyor.

Bunun için de rejimin değiştirilmesine gerek olmadığı besbelli değil mi? Erdoğan rejimi çok ağır bir kriz yaşıyor olsa da iktidarını üstlendiği kontrgerilla sistemi içinde ciddi bir alternatifi yoktur, açık faşizmi yıkacak bir “demokratik muhalefet hareketi”nin de hali hazırda ancak “mayalanma” aşamasında olduğu tasavvur edilebilir. Bu nedenle yerel seçim sandığından çıkacak sonuç, Erdoğan-Bahçeli koalisyonu için açık bir yenilgi olsa dahi, kendi başına, açık faşizmin krizine neden olmayabilir.

Bu tabloyu değiştirebilecek tek kaynak, halkın açık faşizme karşı direnişidir. Bu yüzden bu yerel seçimler sürecinden faşizmin önüne demokratik, laik, barışçı ve eşitlikçi yerel direniş hareketlerinin önünü açacak sonuçlar çıkarabilmeye odaklanmak en doğrusudur. *Bu yazı Sendika.org’la eş zamanlı olarak yayımlanmaktadır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

12 Eylül 1980 askeri diktatörlüğünden 12 Eylül 2025 mutlak otoriterliğine: Hangisi daha tehlikeli?

Yazar: Heval Elçi
12 Eylül 2025

Bugün Türkiye tarihinin en karanlık günlerinden birinin, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin 45. yıldönümü. ABD ve CIA tarafından kontrol edilen...

Eski sözcük

Eski sözcük

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Eylül 2025

Kelimeler haykırıyor ve haksızlığa uğruyor bir gün, hem de bir anda. Değişiyor tarih ve talih orada. Rotasını şaşırmış biri bir...

Savaş siyasi olarak örgütlenmiş kolektif cinayettir

Savaş siyasi olarak örgütlenmiş kolektif cinayettir

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Eylül 2025

Bu motto ile çağrısı yapılan, Savaş temalı 19. Karaburun Bilim Kongresi 4-6 Eylül 2025 de yapıldı. Savaşın ve yaşananların gerçekliğinde...

Ortadoğu dönüşürken iktidar hâlâ 20. yüzyılda mı?

Ortadoğu dönüşürken iktidar hâlâ 20. yüzyılda mı?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Eylül 2025

Esad rejiminin devrilmesiyle Ortadoğu’da yeni bir güne uyandık. Soğuk Savaş’ın özel siyasi ikliminde yeşermiş olan Baasçı ideolojinin son kalesi olan...

Halkın sanatçısı olmak

Halkın sanatçısı olmak

Yazar: Heval Elçi
11 Eylül 2025

Sinema dünyasının "Çirkin Kralı" olarak bilinen usta sanatçı, 9 Eylül 1984'teki vefatının yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anıldı. Bu anma etkinlikleri hem...

Komisyon masası devrilecek mi?

Komisyon masası devrilecek mi?

Yazar: Heval Elçi
11 Eylül 2025

Cumhur İttifakı DEM partiye ihtiyaç olmayacak, zamana yayılan anayasa değişikliği, uzayan barış görüşmeleri ortamında seçime hazırlanıyor. Bir yandan barış görüşmelerinde...

Sonraki Haber

Ötekinin kimliğine bakış-Azad Barış

SON HABERLER

Riha Kadın Meclisi: Barış toplumu haklarıyla kabul eder

Riha Kadın Meclisi: Barış toplumu haklarıyla kabul eder

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Eylül 2025

TJA: ‘Umut hakkı’nın talepçisi değil örgütleyeni olacağız

TJA: ‘Umut hakkı’nın talepçisi değil örgütleyeni olacağız

Yazar: Aziz Oruç
12 Eylül 2025

Araştırmacı Yushan Huang ‘Rojava Devrimi’ deneyimini inceliyor

Araştırmacı Yushan Huang ‘Rojava Devrimi’ deneyimini inceliyor

Yazar: Bedri Adanır
12 Eylül 2025

Meclis komisyonunun 9’uncu toplantısı başladı

Meclis komisyonunun 9’uncu toplantısı başladı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Eylül 2025

Saraçhane mitinglerinde tutuklanan 7 genç tahliye edildi

Saraçhane mitinglerinde tutuklanan 7 genç tahliye edildi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Eylül 2025

BM: Kuzey Kore’de halk üzerindeki devlet kontrolü giderek arttı

BM: Kuzey Kore’de halk üzerindeki devlet kontrolü giderek arttı

Yazar: Bedri Adanır
12 Eylül 2025

Rozerîn Kemanger: ‘Jin, Jiyan, Azadî’ serhildanı hapishanelerde sürüyor

Rozerîn Kemanger: ‘Jin, Jiyan, Azadî’ serhildanı hapishanelerde sürüyor

Yazar: Bedri Adanır
12 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır