2016’da sokağa çıkma yasaklarında hayatını kaybeden oğlu Hakan Arslan’ın kemiklerini 7 yıl sonra kutuda teslim alan Ali Rıza Arslan, ‘Benim gibi acılar çekenler barışı istiyor’ dedi
Amed’in Sûr ilçesinde sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı 2016’da yaşamını yitiren oğlu Hakan Arslan’ın kemikleri, ölümünden 7 yıl sonra bir kutuda babası Ali Rıza Arslan’a teslim edilmişti. Mezopotamya Ajansı’nın baba Arslan’ın oğlunun kemiklerini kutu içinde taşıdığı görüntüleri abonelerine servis etmesinin ardından birçok kesimden tepkiler yükselmişti. Oğlunun kemiklerini kutu içinde teslim almasının üzerinden 3 yıl geçen baba Arslan, Kürt sorununun çözümüne dönük yürütülen sürecin başarıya ulaşması için herkesin çaba göstermesini istedi.
‘Herkes savaştan acı çekiyor’
Oğlunun 2016’da Amed Sûr’da yaşamını yitirdiğini belirten Ali Rıza Arslan, o dönemde sürekli Amed’e gidip cenazeyi almak için çaba gösterdiğini, ancak ancak 2022’de cenazeyi alabildiğini şu sözlerle aktardı:
“Güzel bir barış olacak. Meclis’te komisyon da toplanmış. Kürt ve Türk halkının artık bu acıyı çekmemesi gerekiyor. Biz barış istiyoruz, ama bir kesim barış istemiyor. O kesimler hem bizden hem devletten beslendi. Bugün de ellerin de bir şey kalmadığı için barış istemiyorlar. Benim gibi acılar çeken, mağdur olanlar barışı istiyor. Biz ne olursa olsun barış istiyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz.”
‘Devlet adım atsa her şey güzel olacak’
Silah bırakan Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun demokratik siyaset yürütme istemlerini haklı bulduğunu belirten Ali Rıza Arslan, devletin düzenleme yapması gerektiğini ifade etti:
“Devlet adım atmazsa örgüt ne yapabilir ki? Devlet o içerdeki insanları bıraksın ve özgürce siyaset yürütsünler. Barış meselesi devlete bağlı, devlet adım atarsa her şey güzel olur, ama sanki devlet de korkuyor.”
‘Herkes barışa inansın’
Süreç yürütülürken Kürtçeye ve Kürt kimliğine yapılan saldırıların güven kırıklığı yarattığını söyleyen Ali Rıza Arslan, sözlerini şöyle noktaladı:
“Barışa inanmayan hiçbir şeye inanmaz. Barışa inansınlar. Herkes elini taşın altına koysun. Kürtçe müzik çalana saldırıyorlar. Devletin bu sorunu çözmesi gerekiyor. Benim dilim Kürtçedir. Ben Kürtçe konuşuyorsam sen neden bana saldırıyorsun? Bu tür süreçlerde hereksin dikkatli olması ve barış için çabalaması gerekiyor.”
Kaynak: MA