• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
20 Ağustos 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Afşin Aybar

Ölüm sosyolojisine karşı tutum

20 Ağustos 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Afşin Aybar, Manşet, Yazarlar
Ölüm sosyolojisine karşı tutum

Ölüm sosyolojisi bir halkın var olduğunu sanırken ölümünün gerçekleştiğinin farkına varmamasıdır. T.C.’nin kuruluşuyla uygulanan fiziki ve kültürel soykırım ile, Kürt toplumu ve bireyinin içerisine alındığı bitkisel hayat, böyle bir anlam ifade etmektedir

Afşin Aybar

Önder Apo’nun tarihsel toplumsal diyalektik yöntemle olgulara ilişkin yaptığı yorum ve tanımlamalar evrensel bir düzey kazanmıştır. Günümüz düşünürlerinden Slavoj Zizek’in Önder Apo için ‘’onunla görüşmek isterim, çok büyük bir tarihsel birikime sahip’’ sözü bu gerçeği anlatmaktadır. Her konuda yaşanan süreçlere yönelik tartışma yaratan, düşündüren, ilham veren tanım ve tespitleri de bunu doğrulamaktadır. Bunlar da siyasetten bilime, sosyolojiden tarihe, felsefeden ilahiyata kadar her alanda yaptığı yeni açılım, kavram ve kuramlarla Kürtler ve tüm insanlık için yön tayin edici olmaktadır.

İnsan bireyi için ölüm, genel olarak fiziki iken; toplumsallık bakımından farklılık arz eder. Toplum maddi ve manevi değer yaratımlarıyla vardır. Toplumsal olgunun ölümü, onun yaratımlarının yok sayılarak imha edilmesi anlamına gelmektedir. Bir başka ifade ile de toplumu toplum olarak var eden her şeyi kapsayan kültürünün hedeflenmesini içerir. Bununla da asıl kast edilen toplumsallığının bire bir dışa vurumu olan;  diline, edebiyatına, sanatına, özyönetim ve savunmasına, tarihine, yaşadığı coğrafyaya, bir bütün olarak da onu var eden her şeye yönelik yürütülen savaş ve politikaları kapsamaktadır. Bu da fiziki katliam da dahil olan kültürel soykırım gerçeği olmaktadır.

Toplum ontolojik bir olgudur ve öz hakikatini anlatabildiği kadar vardır. Bu nedenle de toplumun diyalektik bütünlük içinde yorumlanarak tanımlanması gerekmektedir. Önder Apo ‘’Olgunun karakteri, onun var olma ve var kalma diyalektiği üzerinden şekillenir. Olgu nasıl olmuş, oluşmuştur? Ve varlığını nasıl, hangi maddi-manevi temeller üzerinden sürdürmektedir? Bu sorulara verilecek cevaplar olgunun varlık-yokluk karakterine dair veriler sunar’’ demektedir. Bununla da olgunun ontolojik yapısının nasıl ele alınması gerektiğini göstermektedir. Önder Apo Kürtlerin yaşadığı toplumsal gerçekliği aydınlatırken de aynı yönteme baş vurmaktadır.

Önder Apo Kürtlerin yaşadığı durumun anlaşılır kılınması için 50 yılı aşkın bir süredir mücadele etmektedir. Burada kullandığı temel metot, tarih ve toplumsallığın bir arada ele alınması ve örtük olanın açığa çıkarılarak hakikatiyle buluşturulmasıdır. Bu, güneş kadar net, su kadar berraktır; tarih ve topluma mal olmuş ve olmaya devam etmektedir.

Önder Apo Kürt tarihi içerisinde örtük ve inkar olarak adlandırdığı dönemleri anlatırken bunun ‘’ölüm sosyolojisi’’ ile olan bağına da açıklık getirmektedir.

Ölüm sosyolojisi bir toplumun, halkın var olduğunu sanırken ölümünün gerçekleşmiş olduğunun farkına varmamasıdır. Özellikle de T.C.’nin kuruluş süreciyle birlikte uygulanan fiziki ve kültürel soykırım ile, Kürt toplumu ve bireyi üzerinde neden olduğu sonuç ya da içerisine alındığı bitkisel hayat, böyle bir anlam ifade etmektedir. Burada öne çıkan ise; kendi yaşam hakikatini çözmekten, özbilincinden, varlığından uzak yaşama sorunu olmaktadır. Bu aynı zamanda insan ve toplum olma vasıflarından uzaklaşmadır. Bu ölü Kürdü ifade eder ve arkasında ihanet tarihi vardır.

Bunun farkında olmayı engelleyen en önemli husus Kürtlerin düşünsel anlamda yaşadığı tarihsel darbe ve buna bağlı olarak gelişen tahribattır. Yani toplumsal olarak ortak akıl ve ideolojinin olmayışıdır.

O halde bir kez daha ölüm sosyolojisine neden olan iç faktörü hatırlamak ve güncelle bağını kurmak önemlidir. Kürt tarihinde en derin fay hattı kırılması Med imparatorluğunun Harpagos ihaneti sonucu düşmesi ve Kürt konfederal yapısının parçalanmasıdır. Bununla birlikte gelişen Kürt düşünürleri olan Magların kıyımdan geçirilmesi olmuştur. Buna paralel olarak yaşanan bu iki olgu Kürtlerin birliğini dağıtmış, ulusal bilincin gelişmesinde ciddi etki sahibi olmuştur. Bu süreçle birlikte Kürtler, çoğunlukla başka kavimlerin, zamanla da egemen devletlerin hakimiyetinde yaşar hale gelmiş; bu da kendisiyle birlikte başkalarının askeri, başkalarının danışmanı, komutanı, siyasetçisi, vaka-i nüvisi haline gelmiştir. Dolayısıyla kendi gerçekliğinden kaçan, kurtuluşu kendini inkar etmekte gören, kendinden başka herkese hizmet eden bir akıl ve kişilik şekillenmiştir. Bu nedenle Önder Apo ‘’benim derdim Kürt akıl ve ideolojisini geliştirmektir’’ demektedir.

Diğer yanıyla da ihanet çizgisi bir gelenek halinde günümüze kadar varlığını korumaktadır. Dar aile ve bireysel çıkar temelinde hareket eden bir kesim daima, varlığını korumayı ulusal değerleri peşkeş çekme üzerinden düşmanla işbirliği yapmada görmektedir. Kürtlerin ‘kurmê darê’ dediği bu judenratlar dün olduğu gibi bugün de Kürt aklı ve ulusal gelişiminin önünde en büyük engelleyici faktör olmaya devam etmektedir.

Ölüm sosyolojisini bu eksende yorumlamak doğru bir yaklaşım olmaktadır. Konunun güncelle bağı son derece çarpıcıdır. Önder Apo yarım yüz yılı aşan mücadele ile inkar ve imha politikalarını boşa çıkarmış, Kürt gerçekliğini var kılmıştır. Varlığı tüm dünyada kabul gören, kendisi için var olan, siyaset yapan, savaşan, örgütlenen, kadın öncülüğünde evrenselleşen bir hakikat olmuştur Önder Apo ve Kürt gerçeği. Bu anlamda ölüm sosyolojisi yenilmiş, özgürlük sosyolojisi ebedi kılınmıştır. Önder Apo’nun inisiyatifinde gelişen ‘’Barış ve Demokratik Toplum’’, bu özgürlük sosyolojisinin ruh ve beden kazanarak yeni bir aşamaya taşırılmasıdır. Bunlar güneş gibi aydınlık iken, Önder Apo gerçekliğine bu süreçte en fazla saldıranlar da işbirlikçi, ihanetçi judenratlar olmaktadır.

Önder Apo’nun hakikatleri açığa çıkarma, yalın ve öğretici kılma gerçeği derinlik kazandıkça ölüm sosyolojisinin baş aktörleri bu hakikate saldırmaya devam edecek ve ihanet tarihine yeni sayfalar ekleme çabası içinde olacaktır. Bu, güncel olarak yaşananlar ve kullanılan söylemlerden de anlaşılmaktadır.

Toplumsallığımız açısından bu illetli,  hastalıklı, çürümüş hali tarihsel gerçeklik temelinde değerlendirerek daha fazla teşhir etmek, tutum almak, hakikati savunmak; demokratik, ahlaki ve politik olduğu kadar, yurtsever ve sosyalist olmanın da bir gereğidir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Altı ay geçti; barışın neresindeyiz?

Sonraki Haber

Kürt ateşinin taksiratı!

Sonraki Haber
Kürt ateşinin taksiratı!

Kürt ateşinin taksiratı!

SON HABERLER

DEM Parti’den İYİ Parti’li Aslan’a yanıt: Amacı toplumu birbirine düşürmek

Yazar: Yeni Yaşam
20 Ağustos 2025

Kürt ateşinin taksiratı!

Kürt ateşinin taksiratı!

Yazar: Yeni Yaşam
20 Ağustos 2025

Ölüm sosyolojisine karşı tutum

Ölüm sosyolojisine karşı tutum

Yazar: Yeni Yaşam
20 Ağustos 2025

Altı ay geçti; barışın neresindeyiz?

Altı ay geçti; barışın neresindeyiz?

Yazar: Yeni Yaşam
20 Ağustos 2025

İstanbul’da bir vaha: Egîdê Cimo Müzik Okulu

İstanbul’da bir vaha: Egîdê Cimo Müzik Okulu

Yazar: Yeni Yaşam
20 Ağustos 2025

Sokakta konuşma zamanı

Sokakta konuşma zamanı

Yazar: Yeni Yaşam
20 Ağustos 2025

Öznenin özne olma mücadelesi

Öznenin özne olma mücadelesi

Yazar: Yeni Yaşam
20 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır