Türkiye de siyasetin toplumdan bağımsız yapılamayacağı görüldü. Artık sadece İstanbul un değil Kürt, Türkmen, Laz, Ermeni, Çerkez, Mehelimi, Arap, Süryani Asuri seçimidir.
Colemerglilerden (Hakkari) ‘PeKeKe’ sözünü kullandıklarında başlarına neler geldiğini anlatan, insanın kanını donduran tanıklar var. JİTEM Kentin tüm sokaklarının giriş ve çıkışlarını zırhlı araçlarla kapatır, akşam evine dönen herkese bir soru sorar ‘Apo’nun partisinin adı nedir?’, ‘Pekeke’ diye yanıt verdiklerinde anında infaz eder. Sabah olunca OHAL valisi açıklama yapar, ‘dün gece kent merkezinde saldırıya geçen teröristler etkisiz hale getirildi’. PKK ve Kürdistan dediği için on binlerce insan binlerce yıl hapis cezası alır, kitle iletişim araçları kapatılır, yasaklanır ama Binali Yıldırım gelir Amed’e, kullanır.
Şimdi 15,5 milyonu aşan İstanbul sokaklarında, tüm Türkiye de ve dünyada bolca PKK, Kürdistan, Kürt sözcüğü dolaşıyor. İstanbul seçimi AKP-MHP zihniyetine karşı bir seçimdir. Birlikte yaşadığı Kürde düşman, komşu Kürde dost siyasetini sürdürmeye tutunan ancak bu zihniyet olabilir.
Ama artık çok geç, asimilasyon, red ve inkar sorunu çözülecekse karşılığında oy istenmeden çözülecek. PKK lideri Sayın Öcalan’ın son görüşmede, Kuzey Suriye ve Türkiye için önerileri yeni geldi. HDP tercihini çoktan üçüncü yoldan yana yaptı, on yılların mücadele tecrübesinden yararlandı, CHP’ye oy vermek CHP’li olmak demek değil. AKP-MHP’nin seçime dayanarak toplumu ayrıştıran, çarpıştıran, “nerede bir Kürt varsa vurun politikalarına son verme referandumudur” dedi.
Kendine politika yapıyorum insani, vicdani, ahlaki, hukuki yoldayım diyen; madına yönelik taciz, tecavüze şiddete karşı mücadele ediyormuş gibi, dini istismar eden, milliyetçi, ırkçılığa karşı direniyormuş gibi yapma. Eşitlikçi, özgürlükçü demokratmışsın gibi, ana dilde eğitimi destekliyormuşsun gibi, red ve inkara karşıymışsın gibi, kolektif- şeffaf- denetime açık-katılımcıymışsın gibi yapma. ‘Yapıyormuş gibi’ değil hakikaten yap.
Çözüm çok basit, İmralı’dan bin bir direnişle 7 madde çıktı. Tarih de şahittir ki belli bir sınıfın, grubun egemenliği olan oligarşi direnişle yıkılmış, tüm siyasi ilişkilerin dini kurallara göre düzenlenip yürütüldüğü devlet ve imparatorluk olan teokrasi de yıkılmış. Tek millet, tek din, tek dil uygulamasıyla ulus devletin çöktüğü ortada, kadını yok sayanlar yok olmuşlar, o da ortadadır.
Tek bir kişinin ve farklılığın dahi dışta kalmayacağı ortak mutabakat tek çözüm olarak görünüyor. Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ın hiç abartıya gerek olmayan buluşması oldu. Korkularla dolu soru ve yanıtların nasıl bir irade olma sorunu olduğunu gördünüz. İstanbul seçimine üç gün kala tanımadıklarınıza ulaşın. Bu iradeyi kazanmak için mücadele etmeden olmaz ve irade kıranların kazanamayacağını tarih olarak İstanbul dinamikleri yazacak.