Suriye’deki çatışmaları izleyen Gazeteci Doğan Cihan, sorularımızı yanıtladı:
‘Gerçekten de Kobanê direnişine benzer bir ruh Tişrîn’e giden halkta ve savaşçılarda yaratıldı. Şimdi sivil insanlar Tişrîn’e gidiyor, halay çekiyor, yaşamını yitirme pahasına. ‘Biz ölümden büyüğüz’ iradesini ortaya koyuyorlar. Türkiye’nin de bunu görmesi ve ona göre hareket etmesi gerekmektedir’
Mehmet Ali Çelebi
Türkiye’de çözüm süreci tartışılırken gözler bir yandan da Suriye’de. Suriye’deki Baas diktatörlüğü 8 Aralık 2024 itibariyle yıkıldı. Ancak Suriye halklarının devrim rüyalarını çalmaya çalışan cihadist Selefiler ve İhvan-ı Muslimin, bazı ülkelerin desteğiyle Suriye’nin kozmopolit etnografik, demografik, coğrafik, inançsal kültürel dokusunu yok edip tek mezhebe hapsetmeye çalışıyor. Kürtlerin, Sünni ve Alevi Arapların, Süryanilerin, Asurilerin, Ermenilerin, Türkmenlerin, Çerkeslerin, Şişanların, Hristiyanların, Êzidîlerin kurduğu Kuzey ve Doğu Suriye sistemini yok etmek için de HTŞ ve SMO kullanılmak isteniyor. Ancak Qerekozax Köprüsü-Tişrîn Barajı, Termofil Geçidi’ne (300 Spartalı) dönüştü. Tişrîn düşmedi. 21. yüzyılın Tişrîngrad’ı söz konusuydu. En son Halep ve Tişrîn’deki çatışmaları izleyen Gazeteci Doğan Cihan’a Şam, HTŞ, Qerekozak, Tişrîn Barajı’nı sorduk. Cihan, hangi grupların savaşa dahil olduğunu, savaşın sonuçlarını açtı.

- HTŞ Şam’a girerken SMO da Til Rifat ve Minbic’e saldırı düzenledi. Ardından Qereqozax Körpüsü ve Tişrîn Barajı’ndan Kobanê’nin güneyine geçmeye çalıştılar. Ankara’daki bürokrasiye iliştirilmiş medya sık sık Qereqozax ve Tişrîn’in alındığı haberlerini yaptı. Ateşkese uyulmadı. Neler oldu?
Sivil insanlar Tişrîn’e gidiyor, halay çekiyor, yaşamını yitirme pahasına. ‘Biz ölümden büyüğüz’ iradesini ortaya koyuyorlar. İnsanlar artık ölümden korkmuyor. Türkiye’nin de bunu görmesi ve ona göre hareket etmesi gerekmektedir.
HTŞ’nin önü açıldığı için bu kadar ilerledi. Önceki rejim toplumda çürümeler yaratmıştı, halk bıkmıştı ve bir şekilde kurtulmak istiyordu. Uluslararası güçler belli düzeyde ön hazırlık yapmışlardı. Diğer yandan toplumsal hareketlerde rüzgar lehinize oldu mu önünüzde çok fazla kimse duramaz. Rüzgar da onlardan yana esti ve ellerini kollarını sallayarak Şam’a ilerlediler. SMO da boşluktan faydalanıp Kürtlerin denetimindeki alanlara yöneldi. Biz SMO diyelim, ama esas olarak Türkiye’nin bu saldırıları gerçekleştirdiğini bilelim. SMO’nun SİHA’sı, tankı, panzeri, savaş uçağı yoktur. O, bir maskedir, esas saldıran güç Türkiye’dir. Şimdi de Tişrîn’e Türkiye’nin komutasında bir araya getirilen çeteler saldırtılmakta. Zaten savaşta güvendikleri temel silah SİHA ve savaş uçaklarıdır, onları da Türkiye kullanmaktadır. Tişrîn ve Qereqozax konusunda Türkiye Savunma Bakanlığı açıkça doğru olmayan açıklamalar yaptı. Tişrîn’in ellerinde olduğunu yazılı olarak açıkladılar. Minbic’e yönelik gerçekleşen saldırıdan sonra ilk iki gün Tişrîn Barajı’nın batı yakasına, hatta seddin üstüne kadar geldiler, ancak daha sonra işler değişti. QSD savaşçıları Tişrîn’den 13 km uzaklıktaki Ebuqelqel denilen Minbic’ın en stratejik yerine kadar onları kovaladı. Savunma Bakanı bunu bilmesine rağmen bilinçli bir biçimde bu yalan bilgileri yaydı. Psikolojik savaş amaçlıydı. QSD savaşçılarının Ebuqelqel’e kadar uzanan alanda başlattığı hamle gecesi Qereqozax’ta da Minbic kent merkezinde de bulunan çeteler kaçıp bulundukları alanı boşaltmışlardı. Savunma Bakanı bu yalana dayalı açıklamayı yaparak bir yandan çetelere moral vermek istedi, diğer yandan iç kamuoyunda yarattığı havanın birden kırılmasının önüne geçmek istedi. Ne yazık ki Türkiye toplumu şu anda havayla şişirilmiş durumdadır. QSD savaşçıları da Kuzey ve Doğu Suriye halkları da Tişrîn’de gösterilen direnişle çok yeni bir ruh ortaya çıkardılar. Gerçekten de Kobanê direnişine benzer bir ruh Tişrîn’e giden halkta ve savaşçılarda yaratıldı. Şimdi sivil insanlar Tişrîn’e gidiyor, halay çekiyor, yaşamını yitirme pahasına. ‘Biz ölümden büyüğüz’ iradesini ortaya koyuyorlar. Nitekim Qereqozax’ta da Tişrîn’de de Türkiye ve ona bağlı çeteler kaybetmiştir. Bunu kabul etmesi ve saldırılarını artık durdurması gerekir.
Siviller açıkça hedef alınıyor, uluslararası hukuk neden devreye konmuyor, uluslararası güçler neden buna göz yumuyor? Gazeteci arkadaşlarımız Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın şehadetinden sonra kamera ve kalemlerinin yerde kalmaması için onlarca arkadaşımız orada gazetecilik yapmaya gitti. Birçoğu yine benzer hava saldırılarında yaralandı. Hepimizin çocukluğu olan Bavê Teyar gibi usta tiyatro sanatçıları katledildi. Siyasetçiler, gençler, çocuklar, kadınlar katledildi. Bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar artık ölümden korkmuyor. Türkiye’nin de bunu görmesi gerekmektedir.
- Saldırıların seyri ilk günden itibaren nasıl gelişti?
Türkiye ve ona bağlı SMO grupları var olan boşluktan yararlandı. Devlet Bahçeli açıklama yaptıktan hemen sonra Fırat’ın doğusuna yönelik saldırılar başladı. Türkiye’ye bağlı SMO grupları iki koldan ilerleyerek bölgeyi kuşatmak istiyordu. 8 Aralık 2024’te Türkiye’ye ait silahlı insansız hava araçları ve Suriye Milli Ordusu grupları ile Minbic’in güneydoğusu, Tişrîn Barajı ve Qereqozax Köprüsü bölgelerine havadan ve karadan saldırılar başlatıldı. Türkiye, SİHA’larla bölgede neredeyse uçan kuşu bile hedefledi. Saldırıların ilk 10 gününün çok şiddetli ve kanlı geçtiğini söyleyebilirim. 5 Ocak 2025’ten sonra savaş uçakları devreye girdi. Tişrîn ve Qereqozax bölgeleri, Fırat Nehri üzerinde doğu-batı geçişini kontrol eden en kritik noktalardır. Kobanê, Rakka ve Cizre bölgelerine yönelik potansiyel saldırılar için stratejik savunma görevi görebilmekte. M4 boyu Cizre bölgesini takiben gelen yol, Eyn İsa, Çelebiyê’de bulunan dört yolu düz ilerledikten 5 km sonra Qereqozax Köprüsü’ne varılır. Yol devam edilirse 20 km sonra Minbic’e ulaşılır. Dört yoldan kuzeye ise gidilirse 25 km sonra Kobanê’ye, 6 km güneye inilirse Sirrin’e ulaşılır. Daha sonra güneye, güney doğuya ilerledikçe de sırasıyla Tişrîn, Tabka ve Rakka’ya gidilir. Kuşkusuz Rakka’ya gitmenin daha kestirme yolları da bulunmaktadır. Bunlar da Eyn İsa’nın hemen yan tarafında bulunan Girê Spi, Serêkaniyê ve Tirwaziyê hatları olmaktadır. Türkiye Qereqozax Köprüsü’nü ve çevresini ele geçirdikten sonra önünde ciddi bir dirençle karşılaşmayacağını düşünmekteydi. Böylece Kobanê’yi kuşatma altına almak, Rakka’ya yönelik saldırılar için avantaj sağlamak, Arap bölgelerine erişim koridoru oluşturmak ve Özerk Yönetim üzerinde baskı oluşturma kapasitesini güçlendirmek istemektedir. Hava sahasında sürekli olarak en az 5 SİHA’nın olduğu, alanı sürekli olarak tank ve obüs atışlarıyla vurmaktadır. 40 km sınırdan içeride bulunan Qereqozax’ın tepelik yerlerine TSK üsler kurmuş, tanklarını yerleştirmiş durumda. Direkt olarak Türkiye ordusu saldırmaktadır.
Türkiye Qereqozax Köprüsü’nü ele geçirdikten sonra önünde ciddi dirençle karşılaşmayacağını düşünmekteydi. Kobanê’yi kuşatma altına almak, Rakka’ya saldırılar için avantaj sağlamak, Arap bölgelerine erişim koridoru açmak ve Özerk Yönetim üzerinde baskı oluşturmak istiyorlar.
Askeri açıdan Qereqozax Köprüsü’nün diğer bir önemi ise, uluslararası ticaret yolu olan M4’ün üzerinden geçtiği bir köprüdür. Orada da M4’ün kontrolünü tümden ele geçirirse, bölgesel ticaret akışının kontrolünü sağlayacak, lojistik ve askeri hareketlilik açısından kritik bir geçiş noktası oluşturacak, ekonomik ve stratejik açıdan da bölge kontrolünde anahtar rolü elinde tutacaktı. İşgali gerçekleştirdiği takdirde siyasi açıdan da Türkiye, Suriye’de olası çözüm senaryoları içinde bulunan Fırat’ın doğusu ve batısı söylemlerini ortadan kaldırmış olacak, tüm alanı kontrolü altına alacaktı. Tişrîn Barajı, Tabka Barajı’yla birlikte genel Suriye’nin elektrik ihtiyacını karşılamada kilit önemde. Böylece önemli enerji kaynaklarının kontrolünü ele geçirecekti. Halep, Minbic, Kobanê, Dêrazor’a su kaynaklarının kontrolü üzerinden stratejik baskı yapmak istiyordu. Söz konusu bölgelerin jeostratejik önemi, bölgesel güç dengelerini yeniden şekillendirebilecek potansiyele sahip. Sonuçta Türkiye esas olarak planı kapsamında Kürt, Kürdistan ve insanlık için umut kaynağı olan Kobanê’ye saldırmayı temel gayesi yaptı. Çünkü Kobanê’nin hem Kürtler hem de dünya için manevi anlamı bulunuyordu. Plan şöyleydi; Qereqozax Köprüsü ve Tişrîn Barajı’ndan Kobanê’ye saldırmak. Kobanê şu an bir tarafı Cerablus-Fırat Nehri, Türkiye, Girê Spî ve bir tarafında Qereqozax-Sirrin hattı oluyor. Yani 3 tarafı zaten Türkiye tarafından kuşatılmış durumda. Tek nefes borusu Qereqozax ve Sirrin kasabası hattı oluyor ve Tişrîn Barajı oluyor. Kobanê tamamen çembere alınıp, insanlığa umut veren tarihi direnişe böylelikle son vermekti amaç. Tişrîn Barajı’na ulaşmayı ilk etapta başardılar, fakat Tişrîn’i geçemediler. Tişrîn Barajı konutları çevresinde çok şiddetli bir savaş yaşandı. Tişrîn Konutları geçilmez oldu.
- SMO’nun elindeki yüksek askeri teknolojiden bahsediliyor. Hangi araçlar ellerinde var?
Türkiye havadan SİHA’lar ile karadan SMO çetelerini koordine ediyordu. Karadan çeteler, Türkiye’nin verdiği T 72 Tankı, M113 ZPT, V150 ZTP, BMB gibi zırhlı araçlarla ilerlemeye çalışıyordu. Demokratik Suriye Güçleri, YPJ ve Minbic Askeri Meclisi güçleri, ilk 10 gün daha çok Tişrîn Barajı ve çevresini korumaya çalışıyordu. Türkiye ve çeteleri ise çok yoğun şekilde bastırıyordu. QSD, bu durumun iç açıcı olmadığını görüp, deyim yerindeyse el yükseltti ve bir hamle yaptı.
- Sivillerin Tişrîn Barajı’na nöbete başlaması sonrası durum nasıl gelişti?
Kuzey ve Doğu Suriye halkları kendi yerel meclislerinde, sonra genel mecliste önerileri tartıştı. Ve inisiyatifi doğrultusunda halklara çağrı yapılarak 8 Ocak’ta Tişrîn Barajı’na gidileceği duyruldu. Herkes iki noktanın düşmesi durumunda saldırıların Hesekê, Rakka ve Qamişlo’ya yayılacağını biliyordu. Bu temelde halk inisiyatif aldı diyebilirim. Bütün şehirlerden 8 Ocak sabahı binlerce Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Tişrîn Barajı’na doğru yola çıktı. Halk konvoyuna henüz baraja yetişmeden Türkiye SİHA’ları saldırdı. 5 yurttaş yaşamını yitirdi, 16 yurttaş yaralandı. Şuna tanıklık ettik: Bombardıman yerinde büyük bir çukur oluştu, halk önce şehit ve yaralıları kaldırdı. Ardından arabalar geçebilsin diye elleri ile o bombanın bıraktığı çukuru doldurmaya başladı. İnsanlar 7’den 70’e avuçlarıyla toprak alıp çukuru doldurmaya çalıştı. Saldırılar devam edince halk araçlardan inerek belli bir süreyi yürüyerek ilerledi. Ardından saldırılara rağmen halk baraja ulaşıp 8 Ocak’ta Tişrîn Barajı’nda nöbet eylemini başlatmayı başardı. Bir şey daha belirtmek istiyorum. Katliam ve saldırılara rağmen nöbet eyleminin sürmesi Rojava Devrimi’nin yeni bir evreye geçtiğini gösterdi. Kobanê savaşından tutun Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê’ye kadar genellikle insanların bombardıman ve saldırılardan kaynaklı evlerini bırakmak zorunda kaldığına tanıklık ettik. Şimdi tanıklık ettiğimiz tam tersi. İnsanların Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinden katliamların, saldırıların olduğu Tişrîn Barajı’na akın ettiğine tanıklık ediyoruz. Şu ana kadar 7 kez nöbet eyleminde olan halk, 11 kez ise halk konvoyu baraja gelirken bombalandı.
- Hangi SMO grupları Tişrîn Barajı, Qereqozax Köprüsü bölgesinde?
Özbekistan, Türkistan ve Çeçenistan uyruklu Huras El Dîn grubunun yüzlerce çetesini Minbic ve Tişrin Barajı bölgesine getirdiğine tanıklık ettik. Sonra Türkiye kendisine bağlı BozKurtlar grubundakileri SMO içindeki grupların içlerine görevlendirdi.
SMO grupları irili ufaklı onlarca çete grubunu bünyesinde barındırıyor. Türkiye’nin en çok kullandığı çeteler Süleyman Şah Tümeni, Hamza Tümeni, Emşat, Sultan Murad oluyor. Bunlar direk olarak MİT tarafından kontrol ediliyor. Başka gruplar da var. Mesela 23 Aralık’ta saldırılar devam ediyordu. Minbic Askeri Meclisi savaşçıları temizleme operasyonu başlattı. Saat 13:28’de daha önce Türkiye’ye bağlı SMO’nun elinde olan Qişlê köyü çetelerden temizlendi. O gün Türkiye’ye bağlı çeteler Minbic’e kadar kaçmıştı. 23 Aralık bir dönüm noktası etkisi yarattı. Çetelerin içinde iç çelişkiler ve firarlar yaşandığı haberleri gelmeye başladı. Operasyonun ardından Minbic Askeri Meclis güçleri, Şehit Harun Hava Birlikleri’nin çok etkili ve isabetli eylemleri oldu. Bazı gruplar savaşamaz hale geldi. Türkiye o günden itibaren 15 kilometrelik menzili bulunan topçu bataryaları Minbic’in güneydoğusuna yerleştirmeye başladı, bölgeyi top atışları ile bombalamaya başladı. Yine Türk ordusu QSD’nin havadaki hakimiyetini kırmak amacıyla bölgeye FPV dronlarını etkisiz hale getirmek için radarlar yerleştirmeye başladı. Bu da sonuç alamadı. Türkiye çetelere FPV dron ve kamikaze dronları vermeye başladı. Türkiye istediğini alamayınca gruplar takviye yaptı. Özbekistan, Türkistan ve Çeçenistan uyruklu Hurras El Dîn grubunun yüzlerce çetesini Minbic ve Tişrîn Barajı bölgesine getirdiğine tanıklık ettik. Sonra Türkiye kendisine bağlı ‘BozKurtlar’ grubundakileri SMO içindeki grupların içlerine görevlendirdi. Çeteler kaçmasın diye, moral-motivasyon amaçlı bu yapıldı. Son olarak bölgeye savaşmak için Türkmenistan Tugayı, Çeçen, Özbek, Kazak gibi daha önce DAİŞ içerisinde kalmış, Türkiye tarafından eğitilmiş paramiliter grupları bölgeye getirmiş.
Minbic ile Tişrîn Barajı arası yaklaşık olarak 23 km. Çatışmalar Minbic’in 13 km uzaklığındaki Ebu Qelqel kasabası hattında bulunan Arişa, Alluş köyleri ile Syriatel tepesi denilen bölgede yoğunlaşmış durumda. Syriatel Tepesi Tişrîn Barajı’na yaklaşık 8-9 km uzaklıkta. Bölgedeki en stratejik tepe oluyor. Bu bölge havadan SİHA ile F16 savaş uçakları ile bombalanırken, karadan ise top, obüs, havan ve ağır silahlar ile bombalanıyor. 49 gündür saldırılar sürüyor. Sonuç alamadılar. SMO karadan ilerleyemeyince çetelerde kırılma, iç huzursuzluklar belirmeye başladı. Türkiye bunun önüne geçmek amacıyla saldırıların 39. günü akşamı Halep’teki Dêr Hafir, Tişrîn Barajı ve Qereqozax Köprüsü’ne savaş uçakları ile saatler süren bir hava operasyonu gerçekleştirdi. Ardından 26 Ocak’taki şu saatlere kadar da Türkiye’ye ait savaş uçaklarının özellikle Tişrîn Barajı ve bölgesinde sesi eksik olmadı. Bir parantez açmak istiyorum. SMO’nun karadan hareket edemez hale gelmesinin temel nedeni Harun Hava Birlikleri eylemleri oldu. Türkiye ilk etapta SMO’ya hafif jipler verip, saldırtıyordu. İmha edildiğini izledik. Ardından Türkiye zırhlı araçlar verdi. Savaş daha çok Türkiye’nin havadan gerçekleştirdiği bombardımanlarla sürdürülmeye çalışılıyor.
Yarın:
- Araplar, Asuri-Süryaniler, Ermeniler, Türkmenler özgür gelecek adına kime işaret ediyor?
- KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ile QSD Komutanı Mazlum Abdi görüşmesi.
- Kürtler arası birlik görüşmeleri. HTŞ’yi harekete geçiren güçler.
- HTŞ Baasvari bir diktatörlük mü kuruyor?
- HTŞ meşruiyet kabul ettirebilir mi?
- Rojava’da gerçekleşen kadın özgürlük devrimi ile HTŞ’nin kadın çizgisi. İsrail denklemin neresinde?