• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
13 Ekim 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Salih Müslim: QSD yeni Suriye ordusunda önemli rol oynayacak

13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:57
Kategori: Güncel, Manşet
Salih Müslim: QSD yeni Suriye ordusunda önemli rol oynayacak

‘Türkiye denklemde yok,’ diyen PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, QSD’nin özerkliğini koruyarak yeni Suriye Ordusu’nda önemli rol oynayacağını söyledi

PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî’nin askeri entegrasyon konusuna dönük açıklamaları başta olmak üzere Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirdi.

Şam geçici hükümeti ile Özerk Yönetim güçleri arasında yapılan son görüşmelerin 10 Mart mutabakatı çerçevesinde gerçekleştiğini belirten Salih Müslim, görüşmelerde askeri entegrasyon sürecinin, yeni anayasanın nasıl olması gerektiği gibi birçok konunun ele alındığını kaydetti.

QSD’nin yeni Suriye Ordusu’nun önemli bir parçası haline gelebileceğini dile getiren Müslim, Özerk Yönetim’in güvenliğinin QSD denetiminde kalacağına dikkat çekti. Suriye’deki yeni bu denklemde Türkiye’nin yer almadığını da ifade eden Salih Müslim, Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’deki çözüm süreciyle bağlantılı olmadığını söyledi.

  • QSD Genel Komutan Mazlum Ebdî’nin yaptığı açıklama ile başlamak istiyorum. Genel Komutan, yakında askeri bir heyetin Şam’a gideceğini ve QSD’nin nasıl entegre olacağının görüşüleceğini duyurdu. Ebdi’nin yaptığı açıklama tam olarak ne anlama geliyor?

Evet, yeni bir durumla karşı karşıyayız. General ile daha görüşemediğimiz için bu gelişmenin detaylarına tam olarak hakim değilim. Ama bunu yorumlamaya çalışacağım ve bildiklerimi söyleyeceğim bu konuda.

Generalin söyledikleri bize yabancı gelmedi. Biliyorsunuz 10 Mart Anlaşması vardı; bu anlaşmanın maddelerinden birisi de entegrasyon üzerineydi. Entegrasyon meselesi hem askeri olarak hem sivil olarak bütün yönetimi kapsıyordu. Ancak Şam geçici hükümeti bu süreci geciktiriyor ve yapmamaya çalışıyordu. Şam hükümeti, arkasındaki güçlerin de etkisiyle bu antlaşmayı ciddiye almıyor ve bundan kaçmaya çalışıyordu. Bu nedenle bu entegrasyon meselesi ertelendi ve askıda kaldı. Şam hükümeti ile Özerk Yönetim arasında bir iletişim ve görüşme vardı, ama bir türlü bir sonuca varılamıyordu.

Biliyorsunuz en son ABD Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Amiral Brad Cooper, Özerk Yönetim’i ziyaret etmişti. Bu ziyaret aslında bir ciddiyeti ortaya koyuyor. Çünkü 10 Mart Antlaşması imzalandığında kendileri de bu süreçte gözlemci olarak vardı. Gelinen aşama da bu antlaşmanın hayata geçirilmemesinin nedeninin bizden kaynaklanmadığını, karşı tarafın tutumundan kaynaklandığının farkına vardılar.

Buradan hareketle; kısa süre önce heyet, Özerk Yönetim ve QSD yetkilileriyle birlikte Şam’a giderek Şam geçici hükümetiyle bir görüşme gerçekleştirdi. Özerk Yönetim ve hükümet yetkilileri, bu heyet gözleminde bir dizi konuyu ele alıp görüştü.

Konuşulan konular arasında askeri entegrasyon meselesi de vardı. General Mazlum’un söylediği, son yapılan toplantının bir sonucudur. Askeri entegrasyon meselesinin iki boyutu var. Yani kısa zamanda bir heyet Şam’a gidecek ve askeri yönden entegrasyonun nasıl olacağı konuşulacak. Bunun detaylarını bilmiyoruz çünkü buna dönük daha bir sonuca varılmış değil. Ama öyle görünüyor ki Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) bazı birlikleri, kurulacak yeni askeri yapıya entegre olacak. Yani Özerk Yönetim bölgeleri QSD denetiminde olacak. Böyle bir durum tasarlanıyor.

Bazı bölgelerin güvenliğinde ve korunmasında ufak çaplı yardımlaşmalar olabilir. Bu birinci boyut.

İkincisi ise Anti-Terör Birlikleri (YAT) meselesidir. Bu da terörizme karşı ortak mücadele adı altında gerçekleşecek. Bilindiği üzere 2015’te Koalisyon güçleri ile önce YPG, ardından ise QSD arasında terörizme karşı mücadele etmek için bir antlaşma yapılmıştı. O günden beri Koalisyon güçleri ile QSD arasında büyük bir güven gelişti ve DAİŞ’e karşı ortak mücadele yürütüldü. 10 yıldan beri ortak hareket ediyorlar. Suriye’nin birçok bölgesinde, batısında dahi DAİŞ’e karşı yapılan bütün eylemler, bu iki güç arasında koordineli bir şekilde gerçekleşiyordu.

Son dönemde DAİŞ’in birçok bölgede etkinliği artmaya başladı ve bazı yerlerde eylemler yapmaya çalışıyorlar. Özellikle Rusların çekilmesi ile DAİŞ, boşalan bölgelerde daha da genişledi. Hatta bizim bölgelerimize bile sızıyorlar. Son aldığımız duyumlara göre büyük kentlere kadar sızmaya başlamışlar. Şam çevresine kadar güçlerini genişlettiler. Bu nedenle Koalisyon, YAT ile DAİŞ’e karşı mücadele alanlarını genişletmek istiyor. Koalisyonun, Şam’daki yeni hükümete sunduğu şartlardan birisi de, onların DAİŞ’e karşı mücadeleye katılmaları. Yapılan görüşmede, bu mücadelede YAT ile Koalisyon güçleri ve yeni hükümetin özel birlikleriyle birlikte gerçekleşecek. General Mazlum’un dedikleri bu çerçevede şekillenecek. Yani bizim güçler, Şam özel birlikleri ve uluslararası koalisyon güçleri, Suriye genelinde ortak bir şekilde DAİŞ’e karşı mücadele edecek. Bunun sonuçlarını ve ayrıntılarını önümüzdeki süreçte daha net göreceğiz.

  • DAİŞ’e karşı ortak mücadelenin yanı sıra Yeni Suriye Ordusu altında bir askeri entegrasyon sürecinden bahsettiniz. Bu nasıl şekillenecek?

Şam’a gidecek olan heyet bir bütün entegrasyonu konuşacak. Suriye’nin yeni ordusu oluşacak ve Demokratik Suriye Güçleri de bunun büyük bir parçası olacak. Yani çekirdeğini bizimkilerin oluşturacağı yeni Suriye ordusu oluşturulacaktır.

Bu, tamamen terörizme karşı mücadele etmek için oluşturulacak birliklerden ayrı bir şekilde şekillenecek.

  • Peki ‘sivil entegrasyon’ meselesi hangi aşamada? Buna dönük de yeni gelişmeler var mı?

Bunun da detaylarını hâlâ bilmiyoruz. Ama son görüşmede sözlü olarak nasıl olması gerektiği noktasında bazı hususlar konuşuldu. Pratikte yine komiteler oluşacak; zaten daha önceden de oluşmuştu. Bu komiteler oturup konuşacak ve diyalog yoluyla bir çözüm geliştirmeye çalışacak. Ama sonuç almak çok erkendir. Böylesi bir süreç zaman ister. Bizim komiteler hazır olmuş olsa da, karşı tarafta daha böyle komiteler oluşmuş değil. Bunlar oluştuktan sonra ortak komiteler kurulacak ve diyalog süreci başlayacaktır.

  • Biliyorsunuz, Suriye’deki durum Kürt sorununun demokratik çözümüne dönük devam eden çözüm sürecinin önemli öğelerinden birisi olarak lanse ediliyor. Peki, bahsettiğiniz bu ‘entegrasyon’ meselesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın öncülüğünü yaptığı çözüm süreci çerçevesinde mi gerçekleşiyor, yoksa tamamen bu süreçten bağımsız bir durum mu?

Hayır, bu sürece bağlı gelişen bir durum değil. Ancak bu süreçten faydalanıyoruz. Önderliğin yaptığı açıklamaları göz önüne alıyoruz, ama onunla bağlantılı işleyen bir durum değil. Öte yandan Önderlik, yeni görüşleriyle bütün Ortadoğu’yu etkiledi.

Biliyorsunuz, sıklıkla bizleri PKK ile ilişkilendiriyorlardı. Ama gerçek öyle değil; kendi kararlarımızı kendimiz alırız. Ama tabii ki Önderliğin felsefesine, söylemlerine saygı gösteriyoruz ve kendimizi ona göre ayarlıyoruz. Ama kendi kararlarımız kendi elimizdedir. Ama dediğim gibi, bu süreçten faydalanıyoruz.

Yani demek istediğim, bizim buradaki kararlarımızı biz alıyoruz ama Önderliğin fikirlerinden faydalanıyoruz. Kaldı ki bu sadece bize özgü bir durum değil; birçok kesim bundan faydalanmak istiyor. Çünkü Önderliğin söylemleri bütün Ortadoğu için yol gösterici konumda.

  • Bu son yapılan görüşmede ve askeri ‘entegrasyon’ meselesinde, Türkiye işin neresinde yer alıyor?

Şimdiye kadar Türkiye bu sürecin içinde değil. Türkiye böylesi bir süreci istemiyor, muhakkak. Bölgede son yaşanan olaylarda bu düşüncelerimizi destekler nitelikteydi. Halep’te yaşananlar bize bir provokasyon gibi geldi. ABD Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın buraya gelişi ve son yaşanan olayların zamanlaması dikkate alındığında bir provokasyon gibi duruyor.

  • Türk devlet yetkilileri Özerk Yönetim’in tutumunu çözüm sürecinin önünde bir engel gibi gösteriyor ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Özerk Yönetim güçleri arasında bir fikir ayrılığı varmış gibi lanse ediyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Yok, kesinlikle öyle değil. Bize direkt söylenen bir şey yok. Önderliğin söylemlerinin bizim düşüncelerimize ters düşecek bir boyutu yok. Ayrıca biz de onun düşüncelerine ters düşecek bir şey yapmadık. Önderlik özgür insan yarattı, özgür insan da kendi kararlarını alabilir ve kendi düşüncelerini ortaya koyabilir.

Türkiye bir şekilde bazı söylemlerle çomak sokmak istiyor. Birbirlerini dinlemiyorlar, görüşmüyorlar gibi spekülasyonlar yapıyorlar. Ama gerçek öyle değil. Türkiye’nin istediği neydi? Demokratik Suriye Güçleri kendisini feshetmesini, bireysel olarak gidip Suriye ordusuna katılmasını istiyorlar. Biz bunu reddediyoruz. Önderliğin de bu konuda zaten tutumu bellidir. Silah bırakırsak bir gecede bizi keseceklerini o da dile getiriyor zaten. Önderlik de böylesi bir durumu kabul etmez hiçbir zaman.

  • Peki, Özerk Yönetim ile Şam Hükümeti güçleri arasındaki ilişki bundan sonraki süreç biraz ABD gözleminde veya himayesinde mi yürüyecek? Bu sürecin nasıl şekilleneceği artık ABD’nin tutumuna mı bağlı? Zira hala Türkiye’nin himayesinden veya etkisinden çıkmayan bir Şam hükümeti var karşımızda.

Sanırım Türkiye ile batılı, yani hegemonik güçler arasında bir ayrılık artık daha net.

Şam yönetimini başa getiren, zaten bu güçlerin kendisidir. Artık bu güçlerin Türkiye ile arasında da bir ayrılık gözüküyor. Artık Türkiye’nin istediği pek olmuyor. Tabii ki, bu ayrılık ne zamana kadar gider bilmiyorum. İleride daha netleşecektir. Bütün mesele, Suriye ile ilgilenen bütün güçler, Suriye’nin istikrarını kendi çıkarına görüyor. Ciddi olarak Suriye’de bir istikrarın sağlanmasını istiyorlar. Ama nasıl bir istikrar? Tam da bu noktada biz adaletli bir istikrar istiyoruz. Adaletli bir istikrar sağlanırsa, bu kalıcı olur. Bizimle bu güçler arasındaki fark da buradadır. Örneğin, ABD Temsilcisi Thomas Barrack’ın daha önce söyledikleri vardı, ama bir süre sonra bu söylem değişti. Daha sonra kendisi buraya geldi, bizim fikirlerimizi destekledi ve böyle bir durumun olmasını istedi.

  • Özerk Yönetim’in Türkiye ile ilişkileri var mı? Görüşmelerin olduğu ifade edilmişti daha önce. Bu görüşmeler devam ediyor mu?

Tam olarak bilmiyorum. Özerk Yönetim’in dış ilişkiler sorumlusuyla bazı ilişkileri var.

Perde arkasında oluyor bu görüşmeler. Yani kamuoyuna açık değil. Hangi aşamada olduğunu bilmesem de, görüşmeler oluyor.

  • Gelinen aşamada hegemonik güçler açısından Yeni Suriye’nin nasıl bir yapı üzerinden şekillenmesi gerektiği netleşmiş durumda mı? Özerk Yönetimi’n tanınması, Federal bir Suriye veya adem-i merkeziyetçilik üzerinde ortaklaşmış bir fikir var mı?

Yavaş yavaş değişiyor. Daha önce herkes Türkiye’nin isteklerini veya onların söylediklerini dile getiriyordu. Geçici Şam Hükümeti aynı şeyi tekrarlıyordu. Daha sonra biz ısrar edince, diğer güçler hatta herkes merkeziyetçi bir yapının olmaması gerektiğini kavradılar.

Bizim düşüncemize göre Suriye bir mozaik gibidir. Herkes, hem inanç hem de etnik bakımdan bu mozaiğin içerisinde yer alıyor. Bu farklılıkları bir arada tutmak için merkezi olmayan bir sisteme ihtiyaç var; özerklik gibi… En azından adem-i merkeziyetçi bir sistem olması gerektiğini savunuyoruz. Bunun nasıl olacağına da Suriyeliler karar vermeli. Önümüzdeki müzakere sürecinde bunlar iyice netleşecektir.

Başta bir anayasa meselesi var. Biliyorsunuz, geçici anayasa ilan edilmişti. Bunu kimse kabul etmedi. Görüşmeler sırasında bu konuşuldu ve bunun düzeltileceğini kabul ettiler.

  • Özerk Yönetim ile Şam geçici hükümeti arasındaki son görüşmesinde anayasanın nasıl olması gerektiği de mi tartışıldı?

Evet, son görüşmede bu konuda ele alındı. Görüşmelerin içeriğinde bu konu da mevcuttu. Önümüzdeki süreçte sanırım anayasanın nasıl olması gerektiği gözden geçirilecek. Bu geçici anayasayı yeniden düzenleyecekler.

  • Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mı?

Halkımız bize, buradaki yönetime güvensin. Biz güçlüyüz ve ayrıca Önderliğin rehberlik ettiği düşünceler yürürlüktedir. Halkımızı düşünüyoruz ve mücadeleyi sürdüreceğiz.

Söyleşi: Serkan Demirel / ANF

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kadınlar özgür ve demokratik bir Suriye için çalışıyor

Sonraki Haber

‘Kürtçe resmî dil olmalı ve Anayasa’yla güvence altına alınmalı’

Sonraki Haber
‘Kürtçe resmî dil olmalı ve Anayasa’yla güvence altına alınmalı’

'Kürtçe resmî dil olmalı ve Anayasa’yla güvence altına alınmalı'

SON HABERLER

Bülent Arınç: Risk alınmazsa başarı da gelmez, Öcalan doğrudan dinlenmeli

Bülent Arınç: Risk alınmazsa başarı da gelmez, Öcalan doğrudan dinlenmeli

Yazar: Heval Elçi
13 Ekim 2025

İran’da sporcu Yelda İmamdostî’den 2 aydır haber alınamıyor

İran’da sporcu Yelda İmamdostî’den 2 aydır haber alınamıyor

Yazar: Bedri Adanır
13 Ekim 2025

Uluslararası Af Örgütü, Pexşan Ezîzî için imza kampanyası başlattı

Uluslararası Af Örgütü, Pexşan Ezîzî için imza kampanyası başlattı

Yazar: Bedri Adanır
13 Ekim 2025

İran’da son 3 günde 10 Kürt aktivist gözaltına alındı

İran’da son 3 günde 10 Kürt aktivist gözaltına alındı

Yazar: Bedri Adanır
13 Ekim 2025

DEM Parti: Kadınların barış umuduna yönelik saldırılara sessiz kalmayacağız

DEM Parti: Kadınların barış umuduna yönelik saldırılara sessiz kalmayacağız

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
13 Ekim 2025

Avukatlar İmralı Adası’na gitti

Avukatlar İmralı Adası’na gitti

Yazar: Aziz Oruç
13 Ekim 2025

‘Barış için Şarm El-Şeyh Zirvesi’ için geri sayım başladı

‘Barış için Şarm El-Şeyh Zirvesi’ için geri sayım başladı

Yazar: Bedri Adanır
13 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır