8 Aralık’ta Türk devletine bağlı çetelerin de desteğiyle eski BAAS rejimini yıkarak Şam’ı ele geçirmesiyle gündeme gelen El Kaide ve HTŞ, şu ana kadar Suriye’de istikrarı sağlamış değil. Özellikle İngiltere ve Türk devleti tarafından eğitilip ılımlılaştırıldıkları dünya basınına servis edilen çete gruplarının katliamları hiç de azımsanmayacak şekilde son dönemde arttı
Zana Deniz
HTŞ’nin 8 Aralık’ta Şam’a girmesinin ardından yıkılan BAAS rejiminin yerine Colani tarafından Suriye Geçici Hükümeti kuruldu.
Muhammed Beşir yaptığı açıklamayla, eski Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesinden sonra HTŞ’nin desteğiyle 1 Mart’a kadar geçici başbakan olarak ülkenin yönetimini üstlendiğini duyurmuştu.
Şam’da Colani tarafından kurulan Geçiş hükümetinin kökeni, 2014 yılında İdlib’de kurulan ve El Kaide’nin öncülüğünü yaptığı hükümetle oldukça benzeşiyor.
Bugün Suriye’de Şam ekseninde halkların katliamına yol açan kararları alan ve çözümden uzak olan Suriye Geçiş Hükümeti yönetiminin içinde yer alanların büyük bir çoğunluğunun Türk devletine bağlı üniversitelerden ve kentlerden çıkmış olması hiç de tesadüf değil.
ABD, İngiltere ve BM’nin müdahalesiyle ılımlılaştırılmaya çalışılan HTŞ kadroları Suriye Geçici Hükümetinin birçok kentinde katliam emrini verenlerle anılmaya devam ediyor. Şam’da yaşamın normale döndüğüne dair basına özel haberler servis edilirken, birçok farklı kentte ise halklara, azınlıklara ve inanç toplumlarına karşı saldırılar gerçekleştiriliyor. 8 Aralık tarihinden bugüne kadar Şam iktidarı tarafından halklara dönük saldırılar sürekli artarak devam etti.
Şam hükümeti 8 ayda 7 bin 449 kişiyi öldürdü
8 Aralık’ta Türk devletine bağlı çetelerin de desteğiyle eski BAAS rejimini yıkarak Şam’ı ele geçirmesiyle gündeme gelen El Kaide ve HTŞ, şu ana kadar Suriye’de istikrarı sağlamış değil. Özellikle İngiltere ve Türk devleti tarafından eğitilip ılımlılaştırıldıkları dünya basınına servis edilen çete gruplarının katliamları hiç de azımsanmayacak şekilde son dönemde arttı.
Aralık ayında iktidarı eline geçiren HTŞ’ye bağlı Geçici Şam Hükümeti’nin halklara dönük ilk icraatı katliam ve soykırım saldırısı oldu.
SOHR (Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi) verilerine göre HTŞ’nin iktidarı ele geçirmesinden bugüne kadar 8 aylık süreçte 7 bin 449 kişi öldütüldü. Ölenlerden 396’sı çocuk, 541’i kadın.
Katliamların gölgesinde Geçici hükümet
Aralık ayında Geçici Şam Hükümeti’nin iktidara gelmesinin ardından Hama’da Rum Ortodoks Metropolitliği saldırıya uğradı. Saldırıya karşı sokağa çıkan kitleye HTŞ ve onun himayesine giren DAİŞ kalıntısı çeteler saldırdı ve burada katliam gerçekleştirildi.
Ocak ayının başında Alevilerin ağırlıkta yaşadığı Halep, Tartus ve Lazkiye’de Alevi toplumuna karşı soykırımcı katliamlar gerçekleştirildi. Halep’te HTŞ’ye bağlı kimi gruplar ve Türk devletine bağlı SMO çeteleri Alevilerin önde gelen alimlerden biri olarak kabul edilen Ebu Abdullah El Hüseyin Hasibi’nin Halep’teki türbesini yakarak türbe çalışanı beş kişiyi katletmişti.
Suriye’nin birçok kentinde Alevi toplumuna karşı gerçekleştirilen soykırıma katılmak üzere, Türk devletinin işgal ettiği alanlarda bulunan çeteler de katliama katılmak için özellikle Lazkiye ve Tartus bölgelerine gönderildiler.
Geçici Şam Hükümeti Savunma Bakanlığı’na tabi edilen ve aralarında Sultan Murat, El Şarqi, Emşad çeteleri Alevilere dönük katliamlarda aktif rol oynarken bu çeteler omuzlarında DAİŞ logosu ve bayraklarıyla defalarca görüntülendi.
Hakan Fidan ziyareti ve artan katliamlar
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Şam’da Colani’yi ziyaret etmesinin ardından halklara dönük saldırılar son dönemde %75 oranında arttı. Bu saldırıların son halkasıysa Süveyda’da yaşayan Dürzi toplumuna dönük gerçekleştirildi.
13 Temmuz tarihinde Geçici Şam Hükümeti Savunma Bakanlığı’na bağlı 62, 71 ve 82 tümene bağlı aralarında Türk devletinin desteklediği SMO çetelerinin olduğu gruplar Süveyda merkezi ve köylerine girerek buralarda katliamlar gerçekleştirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre Süveyda’daki saldırılarda en az 1400 kişi yaşamını yitirdi.
16 Temmuz tarihinde Geçici Şam Hükümeti Savunma Bakanlığı’na bağlı bir grup Süveyda hastahanesine girerek burada sivilleri katlettiğine dair görüntüntüler basına yansıdı. Geçici Şam Hükümeti saldırıların her ne kadar aşiretlerin saldırısı olduğunu söylese de giydikleri kıyafetler ve yaptıkları açıklamalar ile bu güçlerin özel olarak eğitildiği herke starafından bilinmektedir.
Köyler yıkılıyor, halklar göç ettiriliyor
Geçici Şam Hükümeti Savunma Bakanlığı’na bağlı grupların gerçekleştirdiği katliamlar Süveyda’nın batısında devam ederken, şu ana kadar 50’den fazla köy boşaltılarak halklar zorla yerinden göç ettirildi.
HTŞ tarafından iktidarın ele geçirilmesinden itibaren şu ana kadar Şam’da bir istikrarın olduğunu söylemek mümkün değil. Özellikle Şam ve etrafında HTŞ güçlü gibi gözükse de Humus, Hama gibi yerlerde ABD’nin eğit donat kamplarından geçmiş Ceyş İslam (İslam ordusu) olarak isimlendiren grup bu bölgeyi kendi vilayeti olarak kullanıyor.
Yine HTŞ’nin iktidarı ele geçirmesinden sonra Şam’da çarşıda DAİŞ amblemli tişört, saat ve bayrakların satıldığı birçok dükkânın olması da oldukça dikkat çekici.
Şam’da El Kaide ideolojisi
Uluslararası güçlerin onayını alarak iktidara gelen Colani her ne kadar ılımlı İslam modelini yaşama geçiriyor gibi gözükse de halen hafızasında ve ideolojisini de benimsediği El Kaide’den uzaklaşmış değil.
ABD, İngiltere, Fransa ve Körfez ülkesi olan Katar, Suudi Arabistan ve Ürdün’ün desteğini alan Colani bir yıl içinde Suriye’de düzeni sağlayacağının sözünü vermesine rağmen gelinen aşamada bütün halklar ve toplumlarla arasına mesafe koyarak Sünni bir iktidar inşa ediyor.
Özellikle halkların kendilerini öz güçleriyle yönetme talepleri HTŞ ve içinde yer alan çetelerin katliam saldırılarıyla karşılık bulurken, halkların Şam ile görüşme talepleriyse Türk devletinin Şam’a dayatmada bulunmasıyla baskılanıyor.
Somut adımlar atılmıyor
10 Mart tarihinde DSG Genel Komutanı Mazlum Ebdi ve Şam Geçici Hükümeti başkanı Ahmed El Şara (Colani) arasında imzalanan 8 maddelik anlaşma Geçici Şam Hükümeti bakımından her ne kadar önemli bir adım olsa da bu maddelerin yaşama geçirilmesi noktasında şu ana kadar herhangi bir adım atılmadı.
Kuzey Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim’nin diyalog çağrılarına karşı nefret ve tekçi söylemini sürdüren Geçici Şam Hükümeti, Paris’te yapılması planlanan toplantıya Türk devletinin müdahalesiyle herhangi bir açıklama yapmadan katılmaktan vazgeçti.
Türk devleti adım atılmasını istemiyor
Özellikle Kuzey Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim ile geçici Şam hükümeti arasında gerçekleştirilen ilişkileri denetimi altına almak isteyen Türk devleti, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından sürekli Şam’a müdahale etmeye devam ediyor.
Şu ana kadar Geçici Şam Hükümeti’nin attığı adımlar eski BAAS rejiminden ve DAİŞ zihniyetinden farklı olmamakla beraber Colani hükümeti Suriye’nin tamamını İdlib’de olduğu gibi şeriat ile yönetme noktasında ısrarcı yaklaşıyor.
Bütün bunların karşısında Kuzey Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim, Suriye’nin çok renkliliğine saygı duymayan yaklaşımların Suriye’nin geleceğine hizmet etmediği uyarısını her fırsatta dillendirmeye devam ediyor.
Suriye Geçici Hükümeti bölgelerinde halen istikrarsızlıklar devam ederken, halklara karşı insanlık dışı uygulamalar akıllardan silinmez bir hal almayı sürdürüyor.
Suriye Geçici Hükümeti lideri Ahmed Şera (Colani) ile görüşen BM, ABD, İngiltere ve birçok Arap ülkelerinin devlet yetkilileri bölgede halklara karşı gerçekleştirilen soykırım saldırılarına karşı sessizliğini korumayı sürdürüyor.
Halklardan barış ve diyalog tutumu
Geçtiğimiz günlerde Kuzey Doğu Suriye’nin Heseke kentinde Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi tarafından gerçekleştirilen Ortak Tutum Konferansı, bölgedeki farklı halkları ve toplumsal grupları bir araya getirdi. Kürtler, Araplar, Çerkezler, Süryaniler, Türkmenler, Ermeniler, Asuriler, Keldaniler ve aşiret temsilcileri, tek ses halinde barış, diyalog ve birlik mesajı verdi.
Suriye’nin demokratikleştirilmesi noktasında atılan adımlar ve ortaya konulan yaklaşımlar tek çözüm modelinin Demokratik Özerk Yönetim modeli olduğunu doğrular nitelikte. Bütün diyalog ve birlikte yaşam çağrılarına karşı Türk devletinin desteklediği Geçici Şam Hükümeti bünyesinde bulunan 62, 80 ve 82 Tümenler yani El Şarqiye, Emşat ve Sultan Murat grupları tarafından Deyr Hafir ve Tebqa’ya dönük saldırılar gerçekleştirilmeye devam ederken, bu çeteler son dönemde Dêrazor hattında kimi aşiretleri harekete geçirerek Özerk Yönetim bölgelerine yeni saldırı tehdidinde bulunmaya devam ediyor.
Öte yandan kimliği belirsiz kişiler Dêrazor’un Cezra beldesinde Begara aşireti ileri gelenlerinde Şêx Musa ve eşini kurşunlayarak katletti. Uzun bir süredir İç Güvenlik Güçleri bu bölgede DAİŞ çetelerine dönük operasyonlar gerçekleştiriyordu. HTŞ’nin Şam’ı ele gerçirmesinden sonra kurulan Geçici Şam Hükümeti döneminden bu yana DAİŞ çeteleri Dêrazor hattında yeniden örgütlenerek saldırılar gerçekleştiriyor.
Suriye iç savaşından bugüne kadar Kuzey Doğu Suriye- Rojava’da yaşama geçirilen birlikte demokratik yaşam modeli bugün her şeyden daha fazla büyük bir ihtiyaç gibi görülmekte.
Kürt halkı başta olmak üzere Kuzey Doğu Suriye- Rojava’da yaşayan halklar katliamlar ile karşı karşıya kalmamak için bir taraftan QSD ve YPJ etrafında kenetlenirken, diğer yandan kendi öz güçleriyle komünlerde ve meclislerde örgütlülüklerini güçlendirmekte kararlı olduklarını gösteriyorlar.