• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
25 Aralık 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Sandıkta 1 oy-İbrahim Sinemillioğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
10 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Seçimlerin üzerinden on gün geçti. Bu yazının yazıldığı saatlerde hala İstanbul’daki geçersiz oyların sayılması bitmemişti. Sıka sıka geçersiz oylardan farkı kapatmaya ve Binali Yıldırım’ı seçmeye yetecek kadar oy çıkarmaya çalışıyorlar ama nafile, fark ancak on beş bin küsura inebildi. AKP yöneticileri kendilerine yazılan artı oyların sayısını verip karşı adaya verilenleri görmezden geliyor, kazandıkları algısı yaratmaya çalışıyorlar. Ama mızrak çuvala sığmıyor, fark bir türlü istedikleri seviyeye inmiyor.

Ben şahsen başlangıçta bunun yalnızca mıntıka temizliği yapmaya yönelik bir zaman kazanma olduğunu düşümüştüm. Nitekim AKP’liler seçimi kaybettikleri birçok belediyede bunu yaptılar. Giderayak personel alımları, belediye mallarını satmalar veya yandaş kurumlara hibe etmeler ve benzeri gibi iş bitirmeler, bu düşüncemi doğruladı. Özellikle kayyımla yönetilen Kürt belediyelerindeki hukuk dışı “hukuki tasarruflar (!)” dudak uçuklatıyor.

Belediye binasını emniyete hibe edip belediyeyi sokakta bırakmak, taşınmaz malları eşe dosta komik fiyatlarla satmak, büyükşehir belediyesine başkanla uyumlu çalışması gereken genel sekreteri, yangından mal kaçırırcasına atamak ve daha neler…

Aradaki farkın hiçbir şekilde kapanmayacağı anlaşıldığından mazbatasını verdikleri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş, mazbatayı almadan bir gün önce bu tür tasarrufların hukuk dışı olduğunu, bunları tanımayacağını ve hepsini yeniden ele alacağını açıklamış ve mazbatayı alır almaz da yayınladığı genelge ile her türlü ihale, alım satım ve personel alımını durdurduğunu belirtmiştir. Bu durum tabii diğer tüm belediyeler için de geçerlidir. Ancak tabii bu yangından kaçırılan mallara ve mevkilere konanlar da ellerinin armut toplamadığını gösterecek, yargıya gideceklerdir, haklarının korunması için. Bağımsız yargının da ne yolda kararlar vereceğini bekleyip göreceğiz! Tabii ömrümüz yeterse..

Sayın Erdoğan’ın duruma göre fikir değiştirdiği, her şeyi kendine göre yorumladığı, demokrasiyi istediği istasyona gidene kadar binilecek bir tren saydığı, dün söylediğinin tersini bugün aynı şevkle savunduğunu biliyoruz. Daha bir süre önce % 50 + 1 oy diyerek tüm ülkeyi tek oya mahkum edebilecek bir söylemle bir oyun kıymetini vurgularken şimdi İstanbul seçimlerindeki on üç-on dört bin oy farkını yetersiz bulmakta ve seçimi yenilemenin sinyallerini vermektedir. Bir yandan “seçimin patronu YSK’dır” diyerek topu yargıya atmakta, diğer yandan “YSK kararından sonra ne olacak?” sorusuna, “o zaman başka yollar düşünülebilir” yollu bir cevap vermekte. Ortağı sayın Bahçeli ise seçim gecesi gayet üst perdeden ve büyük bir özgüvenle “bir oy fazla alan seçimi kazanmıştır” demiş, “1 oy”un kıymetini vurgulamıştı. İstanbul’da güvendikleri dağlara yağan kar karşısında o sözü bir daha ağzına almamış, seçimi yöneten kurulların FETÖ bağlantılarının araştırılmasını istemiş, adeta istedikleri sonucun elde edilmemesi halinde olabilecekleri hatırlatmıştır.

Tabii bunu bir tehdit olarak algılamayacaklardır seçim işlerini yürütenler! Evvelsi gece sosyal medyaya düşen bir yazı vardı, deneyimli gazeteci Fatih Güllapoğlu yazmıştı. Başsavcıları göreve çağırıyor. İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanı sayın hakim Müberra Gürdal’ın tehdit alıp almadığını soruyor.

Sayın Gürdal’a “NE YAPARSANIZ YAPIN, BU SEÇİMİ Bİ- NALİ YILDIRIM LEHİNE BİTİRİN, YOKSA İSTİKBALİNİZİ YAKARIZ, SENİ GEREKİRSE ‘FETÖCÜLÜK’TEN İÇERİ ATARIZ” denilip denilmediğini, sayın hakimin bazı yakın dostlarına “Ne yapacağımı bilemez hale geldim. Beni FETÖ’cülükten içeri atmakla tehdit ediyorlar. Ne yaparsanız yapın, seçimi Binali Yıldırım lehine bitirin” deyip demediğinin araştırılmasını istiyor. Bu iddialar korkunç. Türkiye demokrasisinin geldiği yerin içler acısı durumunu ortaya koyuyor. Umarız bunlar doğru çıkmaz. Umarız adı etrafında bunca yıkıcı sözler çıkan sayın Binali Yıldırım suskunluğunu bozar ve sonucu herkesten önce kabullendiğini belitip bu güne kadarki olumlu hizmetleri yanında neden olduğu olumsuzlukları da affettirerek rakibini tebrik edip itirazdan vazgeçtiğini beyan ederek memlekete en büyük hizmetini yapmış olur. Aslında hukuken tek yetkili odur.

Sayın Erdoğan da Moskova’ya artık kendisinin de sayısını unuttuğunu sandığım bilmem kaçıncı gezisine çıkarken yukarıda belirttiğimiz FETÖ’cülük iddialarını daha da ileriye taşımış, İstanbul seçimlerinde organize bir suçun varlığından söz etmiş ve yargının bu konuyu derhal ele alması gerektiğini belirtmiştir. 13-14 bin oyla seçim kazanılamayacağı söylendiğine göre belki de İstanbul ve benzeri yerler için örgütünce de dile getirilen bir yenileme kararı bekleniyor. Tabii kararı bağımsız yargı verecek! Peki akıllara takılan bir soru var.

İstanbul için geçerli olan bu durum Muş, Malazgirt, Tatvan, Ağrı, Giresun ve daha birçok yer için geçerli değil mi? İstanbul’da hiçbir delile dayanmayan geçersiz oyların yeniden sayılması kararı açık ve net delillere rağmen Muş’ta neden geçerli olmuyor? Oralarda bir iki oyla kazanılan veya kazandırılan seçimlerde bir oyun kıymeti var ama İstanbul’da 13-14 bin oy kazanmayı haklı kılmayan ne?

Rabbena, hep bana, Cumhur’a gelince var, diğerlerine yok! YSK başkanı istediklerine kendisinin de inanmadığı ve hukuk fakültesinin önünden geçmemiş bir sade yurttaşın bile inanmayacağı gerekçeler gösterirken iktidarın aleyhindeki başvurular için “yargıdaki olaylar ile ilgili yorum yapmam” diyerek soruları yanıtsız bırakmaktadır. Eh, biz de “yargı bağımsızdır” deyip duruyoruz. Umarım herkes aklını başına toplar da giderek bir kaosa ve iç karışıklığa yol açmaya evrilmeden bu durum sona erer.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

2026 bütçesinde harcamalar ve vergiler

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Halkın sanatçısı olmak

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

2026 bütçesinde harcamalar ve vergiler

Kimse kendini kandırmasın: asgari ücrete gerçekte zam yapılmadı!

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

2026 yılında geçerli olacak asgari ücret; Hükümet ve işveren sendikası tarafından tek taraflı olarak 28,075 TL olarak belirlenerek 10 milyona...

Paradigmanın iki temel ayağı 

Paradigmanın iki temel ayağı 

Yazar: Bedri Adanır
24 Aralık 2025

Sayın Öcalan’ın bütüncül hukuk, barış hukuku ve demokratik entegrasyon kavramları; tek tek alındığında değil, ortaya koyduğu paradigmanın bütünü içinde okunduğunda...

Sonraki Haber

Avrupa’nın aşırı sağ kimlikçileri kimler?-Julia Ebner*

SON HABERLER

Evin Cezaevi’nin otele benzetilmesine tepki: Devlet propagandası

Evin Cezaevi’nin otele benzetilmesine tepki: Devlet propagandası

Yazar: Bedri Adanır
25 Aralık 2025

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan konuşuyor  CANLI

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan konuşuyor CANLI

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Eğitim Sen: Şiddeti çözmek bütüncül dönüşümü gerektirir

Eğitim Sen: Şiddeti çözmek bütüncül dönüşümü gerektirir

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
25 Aralık 2025

Leyla Zana’ya yönelik saldırılara karşı suç duyurusu

Leyla Zana’ya yönelik saldırılara karşı suç duyurusu

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Sudan’da 73 kadın ve 29 kız çocuğu alıkonuldu

Sudan’da 73 kadın ve 29 kız çocuğu alıkonuldu

Yazar: Bedri Adanır
25 Aralık 2025

Amed’de peynir tesisinde patlama: 2’si ağır 6 yaralı

Amed’de peynir tesisinde patlama: 2’si ağır 6 yaralı

Yazar: Bedri Adanır
25 Aralık 2025

Süryaniler ‘Doğuş Bayramı’nı kutladı

Süryaniler ‘Doğuş Bayramı’nı kutladı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır