Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten SES Eş Genel Başkanı Mehmet Sıddık Akın, ‘Sürekli bir çatışma zemininin varlığı ise toplumda şiddetin bir kültür haline gelmesine yol açıyor’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın yankıları sürerken, PKK’nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12’nci Kongre ve sonrasında açıkladığı kararların etkisi sürüyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Mehmet Sıddık Akın, savaşın halk sağlığı üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Mehmet Sıddık Akın, çatışmalı ortamın toplumun ruh halini kronik bir travma sürecine soktuğunu, bu anlamda barışın sağlık alanında da büyük önem taşıdığını vurguladı.
‘Savaş halk sağlığı sorunudur’
Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyen Mehmet Sıddık Akın, çözümün ise ancak demokratik ve barışçıl yollarla mümkün olacağını vurguladı. Mehmet Sıddık Akın, “Savaş demek açlık, yoksulluk, işsizlik, ucuz işçilik demektir. Ancak tüm bunların ötesinde, gencecik insanların yaşamlarını yitirmesidir. Bu nedenle savaşı bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca savaş ortamı, insanların özgürlüklerinden yoksun bırakılması sonucunu doğuruyor. Sürekli bir çatışma zemininin varlığı ise toplumda şiddetin bir kültür haline gelmesine yol açıyor” dedi.
‘Şiddet kültür haline geliyor’
Mehmet Sıddık Akın, şiddetin sağlık alanına etkilerine dikkati çekerek, “Bize yönelik bu saldırıları değerlendirirken; sadece hasta ve hasta yakınlarının şiddeti olarak görmüyoruz. Şiddetin kültür haline gelmeye başlamasını, aynı zamanda kutuplaştıran siyasetin topluma sirayeti olarak da değerlendiriyoruz. Bu şekilde baktığımızda, aslında barış süreçlerinin toplum sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu söylüyoruz” diye belirtti.
‘Bütçe sağlığa aktarılsın’
Uzun yıllardır sağlığa ayrılan bütçenin yetersizliğine karşı mücadele ettiklerini hatırlatan Mehmet Sıddık Akın, Türkiye’de sağlığa ayrılan bütçenin, yüzde 6,7 civarında olduğunu kaydetti. Mehmet Sıddık Akın, “Üstelik bu payın büyük bir kısmı da özel sağlık kurumlarına sübvansiyon olarak aktarılıyor. Bu durum, sağlık emekçileri açısından ciddi bir sorun. Savaşsız, demokratik bir ülkede yaşıyor olsak ve savaşa harcanan 4 trilyon dolar, sağlık hizmetlerine aktarılsa, ya da bu kaynak eğitime, gençlerin istihdamına yönlendirilse içinde bulunduğumuz durum tamamen farklılaşır” diye aktardı.
Kaynak: MA