• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
2 Ekim 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Emine Ilgaz

Serçe ürkekliği

2 Ekim 2025 Perşembe - 23:00
Kategori: Emine Ilgaz, Manşet, Yazarlar
Serçe ürkekliği

Şimdi Kürt halkının kalbi, serçe ürkekliğini yaşıyor. Bilseniz de hatırlatayım, serçeler kendi türlerinin içinde en direngen olan kuşlardandır. Göçmen değillerdir, yaşadıkları yerleri terk etmezler. Ama asla tam olarak evcilleşmez ve kendiliklerinden ödün vermezler

Emine Ilgaz

1 Ekim tarihinde Türkiye’deki Meclis yeni dönem için çalışmaya başladı. Bu rutin işleyiş, bu defa yakın tarihte hiç olmadığı kadar beklentiye, heyecana ve bununla uyumlu bir biçimde kaygılara yol açıyor. Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan halklar her zamankinden daha fazla Meclis’in açılışını ve bu çalışma yılına yön verecek gündemlerin oluşmasını bekliyor. Gerçekten bu defa yalansız, dolansız, içinde hile olmadan Türkiye’nin elli yıldır gündemine ateş topu gibi oturmuş bir sorun için adım atılacak mı? Her nedense muktedir olduğu algısıyla toplumdan kendisini yönetmek için oy alanların bir türlü yaklaşmak istemedikleri bu ateş topu, Türkiye’nin demokratikleşme ve özgürlük sorunu ve bunun için tarihi Türk-Kürt barışının inşa edilmesi konusudur. Elli yıldır Türkiye’deki siyasi erk sahipleri bu sorunun etrafında döndüler, bu sorundan kaçamadılar ama sorunu çözmeye de iddia ettikleri gücü, kudreti gösteremediler. Bu defa olacak mı? Türkiye kendi gerçek, öz sorunuyla yüzleşecek, sorunlarına çözüm üretmek için atılan adımlara cevap üretebilecek mi? Bu cesaret, yürek, akıl ve zekâ sergilenebilecek mi?

Bilindiği gibi Önder Apo’nun 27 Şubat çağrısı ile başlayan ve günümüze kadar gelen süreçte yaptığı hamleler, inşa ettiği kardeşlik, birlik ve dayanışma zemini demokratikleşme ve barışın kendisi değil hazırlığını ifade etti. Aklı başında olan tüm kesimlerin tarihi olduğunu kabul ettiği bu hazırlığın, bölge ve dünya dengelerinin alt üst olduğu kritik bir zamanda TBMM’nin yüksek bir sorumlulukla değerlendirmesi bu ülkeyi yürekten seven bir kadın olarak temel temennim, isteğimdir.

Fakat demokratikleşme ve tarihi Kürt-Türk barışı ile yeni yüzyılı, yüzyılın Ortadoğu’sunu şekillendirecek Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni sözleşmesinin, böyle bir savaş ikliminde, baskı ortamında gelişmesinin kaygıları arttırdığını belirtmek de isterim. Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci döneminin artık kapandığını, şimdi yaşadığımız sürecin bir kaotik dönem olduğunu söylüyoruz. 1923 yılında kurulan cumhuriyet rejimi, geçen yüzyıl içinde birçok çalkantılı süreç yaşadı, değişim geçirdi. Cumhuriyet şemsiyesi altında kurulan sistem çatladı. Şimdi çatısı olmayan bir eve benzeyen bir rejim ancak krizlerle, tehditlerle, özel ordu ve polis sisteminin başat güç haline getirildiği, yargının adaletin değil iktidarın hileli terazisine dönüştürüldüğü ‘Türk tipi’ bir sistem olarak ayakta tutuluyor. Ülkemizin bizi birleştirecek ve bölgede her geçen gün gerçek bir tehlikeye dönüşen dünya savaşı riskinden koruyacak gerçek bir çatıya ihtiyacı var. Bahsettiğim savaş bürokratlarının dillendirdiği ‘çelik kubbe’ projesi değil. Eğer bir gün tehlikesi dillendirilen savaş ülkemizin kapısını çalarsa hiçbir çelik kubbenin koruyucu olmayacağını çok iyi biliyoruz. Bizi koruyacak çatı, yüz yıl boyunca gerçek ortak vatanı, ortak ulus olmamızı engelleyen anti demokratik, tekçi, asimilasyona dayalı politikanın yerine ikame edilecek demokratik cumhuriyet projesidir. Türkiye’de yaşayan tüm halkları birleştirecek olan demokrasi, toplum olarak bir arada kalma iradesini geliştirmektir.

Gönüllü birliktelikler, özgür ve anlamlı yaşamı açığa çıkarabilir. Bir toplumun ya da bir bireyin rızasını almadan, birlikteliği dayatmak onun iradesini kırmak ve tecavüz etmekle eş anlamlıdır. Böyle yaşayanlar üzerinde yaşadıkları evi ya da ülkeyi asla kendilerine ait görmez ve hep kurtuluş yolu ararlar. Türkiye Cumhuriyetinin şimdiye kadar karşı karşıya kaldığı temel sorun sınırları içindeki halklara ait olmadıkları bir kimlikte birlik olma dayatmasıydı. Sonuç krizin kaosa dönüşü ve kaçış, isyan gerçekliği oldu. Bu sorunun bu şekilde inşa edilmesi hikayesine ilişkin değerlendirme çoktur. Bu hikayede başrol ister uluslararası emperyalist oyunlarına ister cumhuriyetinin yerli yöneticilerine mal edilsin, bu sonucu değiştirmediği için şimdilik önem taşımıyor. Önemli olan şimdi bunu değiştirme iradesini, cesaretini ve kararlılığını göstermek oluyor.

Fakat mevcut iktidarın gösterdiği sorumluluk anlayışının bu düzeyde olduğunu söylemek çok zor. Hala bu süreci çok kaba bir güvenlik politikasıyla yürüttükleri görülüyor. Keşke öyle olmasa, keşke konjonktürel gelişmeleri yoklaya yoklaya değil de stratejik bir değişim olarak gören bir ciddiyetin içinde olsalardı. O zaman biz silahlı mücadele stratejisine son vererek demokratik siyaset stratejisinde karar kılmış bir hareketin üyelerinin ne olacağı ile değil Türkiye’nin demokratikleşme programının içeriği hakkında tartışma yürütebilirdik. Belli ki Türkiye’nin yönetici kadrolarında böyle bir düşünce gücü yoktur. Bir adım ötesini göremeyen bir siyasi akıl ile hareket edilmekte, tarihsel gelişmeler güncel çıkarların gölgesinde kalmakta, Türkiye toplumunun geleceği oluşturulamamaktadır. Türkiye’nin en az Kürtler kadar özgür ve demokratik Türkiye inşasının temelini atan Kurucu Önderliğe ihtiyacı vardır.

Meclis’in yeni çalışma dönemi açılırken Sırrı Sürreyya Önder’i saygı ve özlemle anıyorum. Sevgili Sırrı Süreyya Önder, ‘Demokratik Toplum ve Barış’ süreci için bir kuş kanadı gibi çırpınan yüreğinin avucunda olduğunu ifade etmişti. Halk sevgisi, barışı, eşitliği ve birlikte yaşamı için çarpan bu kalbi yaşatamayan Türkiye’deki politik sistem, şimdi onun anısına yürütülen bu süreci inşa etmeyi başaramazsa sadece bir yürek değil milyonlarca insanını kaybedebilir. Hrant Dink için saygıdeğer Rakel Dink güvercin ürkekliği demişti. Şimdi Kürt halkının kalbi, serçe ürkekliğini yaşıyor. Bilseniz de hatırlatayım, serçeler kendi türlerinin içinde en direngen olan kuşlardandır. Göçmen değillerdir, yaşadıkları yerleri terk etmezler. Ama asla tam olarak evcilleşmez ve kendiliklerinden ödün vermezler. Bir o kadar ürkek ve savunmacıdırlar. Kürt toplumu gibi ölür ama özgürlüklerinden vazgeçmezler.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Êzidî kadınlardan Öcalan’ın mesajına yanıt: Bize moral ve umut oldu

Sonraki Haber

Umut ışığı, umut hakkıyla mümkün!

Sonraki Haber
Umut ışığı, umut hakkıyla mümkün!

Umut ışığı, umut hakkıyla mümkün!

SON HABERLER

Meclise barış hatırlatması

Meclise barış hatırlatması

Yazar: Bedri Adanır
2 Ekim 2025

Uysa da söyledi uymasa da

Uysa da söyledi uymasa da

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
2 Ekim 2025

Besta’dan Akbelen’e ekolojik yaşam ahlakını örmek

‘Ekolojik bilinç temel ideolojik bir bilinçtir’

Yazar: Heval Elçi
2 Ekim 2025

McCarthycilik ve Ayşe Barım meselesi

McCarthycilik ve Ayşe Barım meselesi

Yazar: Heval Elçi
2 Ekim 2025

Diplomasi az sayıda insanın işidir

Diplomasi az sayıda insanın işidir

Yazar: Heval Elçi
2 Ekim 2025

‘Emanetimiz ve sözümüz barış’

‘Emanetimiz ve sözümüz barış’

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
2 Ekim 2025

Umut ışığı, umut hakkıyla mümkün!

Umut ışığı, umut hakkıyla mümkün!

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
2 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır