Geçtiğimiz 1 Mayıs’ta yaşamını yitiren şair ve yazar Fadıl Öztürk’ü anlatan arkadaşları, hayatını, kendisini adil ve insanca yaşanılır bir dünyanın devrimine adadığını belirterek, şiir ve devrimin orta yerinde olduğunu vurguladı
Muhalif kimliğiyle tanınan şair, yazar ve düşün insanı Fadıl Öztürk, 1 Mayıs’ta kanser tedavisi gördüğü Ege Üniversitesi Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. 2 Mayıs’ta Balçova Cemevi’nde cenaze töreni düzenlenen Fadıl Öztürk, Bayındır ilçesi Gaziler köyünde defnedildi.
Sanat ve sosyalist hareket içindeki arkadaşları ile Fadıl Öztürk’ü anlattı.
Öztürk’ün dostu şair ve yazar Hıdır Işık, Öztürk’ün kendisinin aynı zamanda bir mücadele arkadaşı olduğunu söyledi. Öztürk’ün hayatını, kendisini adil ve insanca yaşanılır bir dünyanın devrimine adadığını belirten Işık, “Şiirleri, duruşu ve hayattaki felsefesi tüm canlıların eşit ve adil bir şekilde yaşamasında yönelikti. Şiirlerinde toplumsal temaları işlediği gibi birçok sinema, felsefe ve insan uygarlığına dayalı önemli nüansları vardı. Fadıl Öztürk’ün yaşayışında olduğu gibi sanatında da metinlerinde de hem Kürt coğrafyasında hem de tüm coğrafyada ezilen mazlum halklara ve insanlara yönelik temaları vardı. Adaletin ve barışın olması gerektiğini ve bizlerin bunun için mücadele etmesi gerektiğini işleyen temaları vardı. Bu açıdan çok kıymetliydi ve bu yüzden de kendine özgün bir diliyle beraber edebiyatta yer edinmişti. Hem dostum olarak hem de ülkenin bir aydınını kaybetmiş olarak kendisine devri daim olsun diyorum. Kendisini saygıyla anıyorum” dedi.
‘Önemli devrimcilerdendi’
Şair ve yazar Özgün Enver Bulut da Öztürk’ü kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını dile getirdi. Fadıl Öztürk’ü Elazığ’dan tanıdığını kaydeden Bulut, “Elazığ’ın önemli devrimcilerindendi. Şiir ve devrim ilişkisinin tam orta yerinde olan bir şair ve devrimciydi. Fadıl Öztürk, aynı zamanda çocukluğumun kahramanıdır. Fadıl Öztürk, El Salvadorlu devrimci Roque Dalton’un söylediği ‘ben şiirden geçerek devrime geldim’ sözünün tam da kalbidir. O şiirden geçerek devrime gelen abimiz, kardeşimiz dostumuzdu. Onun derdi daha çok ezilen insanların sesini dile getirmek, yoksulun ve kenarda köşede kalmış insanı anlatmak ve aynı zamanda biriktirdiği anılarını bir bir hayata dahil etmekti. Yaşadıkları devrimci anılarının ve duygularının bir şekilde heba olmasını istemiyordu ve onları çeşitli denemelerle dile getirdi ve aktardı” diye konuştu.
Kimdir?
1955’te Dersim’de doğan Fadıl Öztürk’ün siyasi yaşamı 1970’li yıllara dayanıyor. Öztürk, siyasi faaliyetleri nedeniyle 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Devrimci Yol (Dev-Yol) davası kapsamında yargılanarak, müebbet hapis cezası aldı. Çeşitli cezaevlerinde yaklaşık 10 yıl boyunca tutsak kalan Öztürk, uygulanan genel af kapsamında 1991’de cezaevinden çıktı. Bu dönem dayatılan tek tip elbiseleri protesto eden Öztürk, tek tip elbiseye karşı açlık grevine girerek direnenlerden birisi oldu.
Cezaevi yılları içerisinde Öztürk, edebi olarak derinleşirken, şiir ve denemeler yazmaya başladı. Cezaevindeyken yazdığı şiir dosyası “Suyu Uyandırın Sesim Olsun” ile Enver Gökçe Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Cezaevinden tahliye edildikten sonra edebi ve politik üretimini sürdürmeye devam eden Öztürk, Piya Kolektifi ve Munzur Aydınlar Platformu gibi oluşumlarda yer aldı, pek çok dergi ve gazeteye yazdı.
Kitapları
Fadıl Öztürk’ün Suyu Uyandırın Sesim Olsun (1989), Esmer Bir Acı (1995), Hep Kuzeydi Gözlerin (2000), Benden Adam Olmaz (2004), Ateşe Konuş Küle Ağla (2003), Saatli Muhalif Takvimi (2020), Ağacını Yakan Kibrit Çöpüdür İnsan (2022) isimli şiir ve deneme kitaplarını kaleme aldı. Yine “Susarak Özlüyorum Seni”, “Dağlı Bir Kabiledir Aşk”, “Gömülürsün Gözlerime” ve “Gördüğümde Seni” gibi şiirleri de çeşitli sanatçılar tarafından bestelenerek şarkı yapıldı.
Haber: Uğurcan Boztaş / MA