Bununla da yetinmeyen aynı jandarma, arkadaşımıza ‘Siz Kürtlerin, bu ülkede hiçbir hakkı yoktur. Tek bir hakkınız var; o da el altında kölece yaşam hakkıdır’ demiştir. Söz konusu jandarma açıkça bütün kin ve nefretini kusarak kendi gerçekliğini açığa vurmuştur
Hüseyin Aykol \ İçeriden
İzmir-Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan kadim mahpuslardan Güven Usta, 28 Temmuz 2025 tarihli mektubunda 15 sayfalık bir rapor göndermiş. Şöyle diyor: “İktidarın pervasız saldırılarının artarak devam ettiğini izliyor, görüyor ve yıllardır yaşıyoruz. Bu saldırıların temel nedenleri arasında emperyalizmin işbirlikçi iktidardan yapmasını istediği görevleri iktidarın büyük bir iştahla yapma arzusu vardır. Bu görevleri yerine getirmeleri için Türkiye halkının teslim alınması gerekiyor ve en ufak bir aykırı sesin olmaması isteniyor.
Kitap-yayın yasakları devam ediyor: Hücrede kişi başı en fazla 20 kitap bulundurmaya izin veriliyor. Adımıza posta yoluyla gelen veya elden yatırılan kitaplar idare tarafından aylarca bekletiliyor. Çoğu zaman el koyma kararı alınıyor ve bize verilmiyor. Yine bize gönderilen Halk Okulu ve Yürüyüş dergilerinin içerikleri sakıncalı bulunduğu için içeriye alamadık.
Bulunduğumuz hapishanede sohbet hakkımızı tam olarak değil, sadece 4 saat olarak kullanabiliyoruz. Dahası ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü arkadaşlarımızın sohbet hakkı yok sayılmaktadır. Posta yoluyla gelen her türlü fotokopi engelleniyor. Ailemize, arkadaşlarımıza gönderdiğimiz ve onlardan gelen mektuplarımıza çeşitli bahanelerle sansür uygulanmaktadır. Hapishane idaresi posta yoluyla gelen manzara, doğa, hayvan fotoğraflarına el koyup keyfi bir şekilde bize vermiyor.
Yukarıda kimisini sıraladığımız ve daha başka sorunların çözümü için direniyoruz. Slogan atıyor, kapı dövüyoruz. Yapılan hak gasplarına tepkimizi gösteriyoruz. Sorunların çözülmesini istiyoruz. Yaptığımız eylemler meşrudur. Ancak hapishane idaresi attığımız sloganlara soruşturma açarak direnen tutsaklara ziyaret yasakları getirmekte, hücre cezaları vermektedir.
Son dönemde İsmet Özdemir, Zeki Demir, Rıza Özçolak, Cemal Yaşar, Cem Göçer, Hacı Demir, Remzi Uçucu, Bekir Şimşek, Servet Göçmen, Şerif Turunç ve Güven Usta çeşitli disiplin cezaları aldılar.
Sercan Ahmet Aslan, 235 günlük açlık grevini taleplerinin kabul edilmesi ile sonlandırmıştı. Açlık grevi sonrası tedavi için hastane randevuları vardı. Ancak tek kişilik ring aracıyla gitmeyi reddettiği için hastaneye götürülmedi ve tedavi hakkı engellendi.”
***
Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulmakta olan Ömer Faruk Yaprak, 28 Temmuz 2025 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Bulunduğumuz cezaevindeki arkadaşlarımızdan Sedat Baygeldi, 22 Temmuz 2025 günü, kronik rahatsızlıklarından kaynaklı olarak hastaneye gitti. Hastaneye gidip muayene olduktan sonra, geri dönüş yolunda bir jandarmanın provokatif yaklaşımlarına maruz kaldı.
Ring aracında görevli jandarmalardan biri, çok yüksek sesle, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik çok ağır, hadsiz ve cinsiyetçi küfürler edip hakaretlerde bulundu. Büyük ve tarihi bir zaman diliminden geçerken tesadüf olmayan böylesi bir provokasyon girişimi çok sakıncalıdır.
Bununla da yetinmeyen aynı jandarma, arkadaşımıza ‘Siz Kürtlerin, bu ülkede hiçbir hakkı yoktur. Tek bir hakkınız var; o da el altında kölece yaşam hakkıdır” demiştir. Söz konusu jandarma açıkça bütün kin ve nefretini kusarak kendi gerçekliğini açığa vurmuştur.
Tüm bu yaklaşımlarıyla yaşanan süreci baltalamak, güvensiz atmosfer oluşturmak istemiştir. Bu yaklaşımlar, ulaşmak istediğimiz toplumsal barış iklimi zehirlemektedir. Her zaman karanlık ellerin devrede olduğu gibi, bugünlerde de aynı eller devreye girmiş bulunuyor.”
***
Böylesi bir provokasyon girişimi bir başka cezaevinden de gelmiş bulunuyor. Nitekim, Samsun-Çarşamba S Tipi Kapalı Cezaevi’nde mahpusların bulunduğu bir odaya mermi isabet etmiş. Şans eseri, yaralanan olmamış ama konuyla ilgili olarak idareye başvurduklarında, kimse herhangi bir bilgi vermemiş. Bu yüzden, bu cezaevine insan hakları kuruluşlarından ve milletvekillerinden oluşan bir heyetin ziyaret etmesinde yarar olduğu ifade ediliyor.
***
Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan kadim mahpuslardan Orhan Çaçan, 6 Ağustos 2025 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Ülkemizde ve dünyada olup bitenleri takip edebilmek için Sözcü ve Birgün gazeteleri alıyordum. Dilleri zehir zemberek, bu yüzden değiştirdim. Kemalist milliyetçi ulusalcılar neredeyse hakaret ediyorlar. Nefes gazetesi belki biraz normal olur diye, almaya başladık ama onun da Sözcü gazetesinden pek farkı olmadığını gördük. Dahası kağıdı ve baskısı da kötü. Gazeteyi okuyup, bitirene kadar ellerimiz simsiyah oluyordu; buranın suyu da sorunlu, yıkıyorsun ama temizlenemiyorsun. Bu yüzden, Hürriyet gazetesine döndük mecburen.
Bunların zihniyeti gerçekten de problemli. Veysi Aktaş heval neredeyse 32 yıl yattı; tahliye oldu, bu Kemalist ulusalcı zihniyet PKK’lileri bırakıyorlar, İmamoğlu ve CHP’lileri hapishanelere tıkıyorlar, diye feveran ediyorlar. Arkadaşımız haksız yere iki yıl da fazladan yatırılmış, bu haksızlığı dile getireceğinize, olmadık karşılaştırmalara gidiyorlar. Ne diyeyim, Allah akıl fikir versin! Kendileri değil 32 yıl, 32 ay bile yatmadan ya itirafçı oluyorlar ya da… Neyse ağzımızı bozmayalım!”
MEKTUBU GELENLER:
Ömer F. Yaprak – Antalya S Tipi Cezaevi
Cindi Keskin – Beşikdüzü T Tipi Cezaevi
Mahsum Arslan – Çarşamba S Tipi Cezaevi
Güven Usta – Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi
Orhan Çaçan – Kırşehir Yüksek Güvenlikli CİK
CEZAEVLERİYLE İLGİLİ BAZI RAKAMLAR:
Türkiye’de 402 cezaevi bulunuyor…
Cezaevlerinin kapasitesi: 304 bin 964 kişi
Cezaevlerindeki mahpuslar: 413 bin 780 kişi
Kapasite fazlası mahpuslar: 108 bin 816 kişi
—————————————————-
Adli kontroldekiler: 121 bin 277 kişi
Denetimli serbestler: 342 bin 247 kişi
Dışarıda infaz toplamı: 463 bin 524 kişi
—————————————————–
*Bu sayılar, 1 Ağustos 2025 itibariyledir…