• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
6 Ekim 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

Yüksekdağ: Birleşik hareketle kazanmanın mümkün olduğu zamanlardayız

6 Ekim 2025 Pazartesi - 11:47
Kategori: Editörün Seçtikleri, Politika
Yüksekdağ: Birleşik hareketle kazanmanın mümkün olduğu zamanlardayız

‘Türkiye halklarının ve sosyalistlerin mücadele deneyimlerinin, ortak taleplerin birleştirilebileceği ve daha güçlü bir birleşik hareketle kazanmanın mümkün olduğu zamandayız’ diyen HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, fırsatın doğru biçimde algılaması ve birleşik hareket için yol açmasının önemli olduğunu söyledi

Kobanê Davası kapsamında Kasım 2016’dan bu yana Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutsak edilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, bianet’ten Evrim Kepenek’in sorularını yanıtladı.

‘En ciddi sorun hasta tutsaklar’

Figen Yüksekdağ, son yıllarda siyasal iktidar alanının dışında kalan herkesin yolu cezaevinden geçtiğini belirterek, “Hapishanelerden ev hapsine, adli kontrol uygulamalarına kadar çok geniş bir tutsaklık atmosferi yaratıldı. Hâl böyle olunca hapishanelerden konuşurken bütün ülkenin hapishaneye çevrildiği gerçeğine adımlaşılıyor. Hâlihazırda cezaevlerindeki en ciddi sorun hasta tutsaklardı. O kadar ciddi ve insanî dramlar yaşanıyor ki, her güne yayılmış tecrit ve kötü muamele uygulamalarını bile, sorunlar dile getirilirken geri planda tutuyor” dedi.

Figen Yüksekdağ, yaşanan bütün hak ihlallerinin, tecrit, tahliye haklarının gasbı, sürgünler, disiplin cezaları adı altında zaten hapsedilme eziyetine maruz kalan siyasî tutsaklara dönük ekstra eziyet ve baskı uygulamalarının basın ve kamuoyunun gündeminde olmasının çok önemli olduğunun altını çizdi.

Kadınlar açısından cezaevi şartlarının çok daha ağır olduğunu söyleyen Figen Yüksekdağ, “Birçok siyasî kadın tutsak zorunlu jinekolojik muayene ve tedavi olanağından bazen hasta hastane odasından çıkarılmadığı ya da kelepçeli açmadığı, bazen de tabut tipi ringlere binmeye zorlandıkları için mahrum bırakılıyor. Birçok kadının menopoz sürecini çok ağır ve bunun yol açtığı ciddi hastalıklar eşliğinde yaşamak zorunda kalıyor. Bunlar çok konuşulan şeyler değil ama kadınlar açısından gerçek ve sadece kadın olmaktan kaynaklı sorunlar” dedi.

‘Çocuklu kadınlar tahliye edilirken siyasi mahpuslar bunun dışında bırakıldı’

Figen Yüksekdağ, “Kamuoyuna ne kadar yansıdığı bilinmiyorum ama son yıllarda çocuklu kadınlarla ilgili en az bir kez infaz yasasında iyileştirici düzenlemeler yapılıp epeyce kadının tahliye edilmesine rağmen TMK kapsamında mahkûm edilen siyasî kadınlar bunun dışında tutuldu” diye ekledi.

‘Sosyalizm eskisinden daha önemli ihtiyaç haline geldi’

Sosyalist hareketin içinde bulunduğu duruma dair de değerlendirmelerde bulunan Figen Yüksekdağ, sosyalist hareketin varlığı ve gelişiminin bugün çok hayati bir ihtiyaç olmasına rağmen bir tıkanma sancısı yaşadığını söyleyerek, “Sosyalizmin düşüncesinin en önemli çıkış noktalarından ve mücadele gerçeklerinden biri, insanın kendine, topluma ve doğaya yabancılaşmaması da bu durumdan derin ve trajik haliyle yaşanıyor.

Türkiye emekçi solu ve sosyalistlerin içinde bulunduğu tıkanıklığın temel sebebi, varoluş bunalımı içerisindeki halklarla birlikte güçlü bir kitle hareketini ortaya çıkaramıyor oluşu. Sömürücü sınıfların kazandığı kapsam, kapitalist sermaye mevcut yol ve yöntemleri yetersiz bırakıyor. Ben sosyalizmin fikri ve prestijinin geçerliliğinden bir şey kaybetmediğini, aksine dünyanın ve insanlığın sürüklendiği sömürü ve yıkım çıkmazından çıkış için eskisinden daha önemli bir ihtiyaç haline geldiğini düşünüyorum” dedi.

‘Birleşik hareketle kazanmanın mümkün olduğu zamandayız’

Türkiye solunun, emek ve özgürlük eksenli program ve mücadelesini sürdürürken kadın özgürlüğü programında bu eksene daha sağlam bir temelde yerleştirmek zorunda olduğunu söyleyen Figen Yüksekdağ, şu ifadeleri kullandı: “Emek, özgürlük ve kadın ekseni 21. yüzyıl sosyalizminin temelden çatıyı ana karakterini oluşturur. Bunun programında ve mücadelelerinde karakterize edemeyenler sosyalizmin iddiasından altını dolduramazlar ve yeniden kurucu misyonlarını yerine getiremezler bence. Diğer yandan sosyalist hareketin, Türkiye emekçi solunun Kürt Özgürlük Hareketi karşısındaki görevleri de önemlidir.

Doğru bir yol ayrımında bahsedilecekse, Kürt halkının yarım yüzyılı bulan acılarını, yaşadığı ağır kayıpları ve gerçek bir kader ve mücadele birliği kurma ihtiyacını gören bir yerden bu tanım yapılabilir. Türkiye ve bölgede yaşayan halkları çember içine alan savaş ve emperyalist, siyonist saldırılar karşısında Kürt halk hareketinin biriktirdiği demokratik, özgürlük, adalet mücadelesi deneyimleriyle Türkiye halklarının ve sosyalistlerin mücadele deneyimlerinin, ortak taleplerin birleştirilebileceği ve daha güçlü bir birleşik hareketle kazanmanın mümkün olduğu zamandayız.

Türkiye sosyalist hareketlerinin bu görevi ve fırsatı doğru biçimde algılaması, pratik kabiliyetleriyle güçlü birleşik hareket için yol açması çok önemli bir ihtiyaçtır.”

 ‘CHP’ye yönelik operasyonlar demokratik zemini kilitliyor’

CHP’ye dönük operasyonlara dair değerlendirmelerde de bulunan Figen Yüksekdağ, “İç siyaset açısından çelişkili; bir yandan Kürt sorununda çözüm süreci başlatılırken diğer yandan CHP’ye yönelik operasyonlarla demokratik zemini kilitleyen bir tutum hâkim.

Siyasal iktidar ikbal hesaplarını her şeyin önüne koymuş durumda ve kilitlemeyi, süreci kendi anahtarına sahip değil, gözüküyor. Halkın sokak ve toplumsal mücadele dinamiklerinin bastırılmaya devam ederken bir yandan da dağıtmayı hedefleyen bu yönelim, muhalefet açısından bir hattan ilerlese 23 yıllık statükoyu değiştirecek bir zeminde yanıtlanabilir. Bunun için mevcut Kürt sorununa çözüm süreciyle genel demokratik dönüşüm taleplerini karşı karşıya koymadan, birbirinden ayırmadan, bütün toplumsal sol muhalefetçe sahiplenilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘Kürt hareketi, barışın muhatabı olmaktan hiç vazgeçmedi’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı sürece dair de konuşan Figen Yüksekdağ, “Sayın Öcalan’ın barış ve demokratik toplum görüşüyle bu sürece giriş yapıldı. Sorunun ve sürecin onurlu muhataplardan tarafına iradesi devreye girdiği için daha umutlu ve iyimser bakılabilir. Kürt hareketi ve önderliği büyük risk ve sorumluluk üstlenerek kolaylaştırıcı pek çok aracı adımlar attı” dedi.

Figen Yüksekdağ şu ifadeleri kullandı: “Her şeyden önemlisi Kürt politik hareketi bütün Türkiye, bölge ve dünya halklarına savaş isteyen, çatışmadan ısrarlı olan tarafın kendisi olmadığını net ve güçlü şekilde beyan etmiştir.

Neredeyse yarım yüzyıldır Türkiye halklarının barış, adalet, refah ve özgürlük umutlarını esir alan sömürgeci, şovenist belasının, savaş, bölünme ve güçten düşürme halkına açılması bakımından çok önemli bir zaman dilimiydi. Siyasal iktidarın yavaş ve yetersiz adımlarına, çözüm iradesindeki düşüklüğe rağmen toplumdaki mücadele güçlenmiş, sol sosyalist ve kadın hareketlerinin sorumluluk çıtalarını yükseltmeleri gereken bir zamandı bu. Süreci yavaş ya da hızlı olduracak inisiyatif, bu güç ve hareketlerin dinamizmiyle geliştirilebilir.

2013–2015 arası sürecin en önemli eksikliği toplumsal katılım kanallarının yeterli kurulamamış olmasıydı. Siyasal iktidar zaten sürece araçsal yaklaşıyordu ve bir dizi provokasyon ve yön veremediği aktif bir zeminde iş başındaydı.

Bizler Türkiye makro siyasetinden Rojava’ya kadar elde edilen politik başarılara rağmen, sürecin demokratik muhtevayla doğallaşmasını, tabana yayılmasını, yerel demokrasiye dayalı hareketi ve örgütlenme biçimlerini geliştirmede yetersiz kaldık. Bugün her şeyden önce bu açığın kapatılması, zayıf yanımızın telafi edilmesi gerekiyor.”

‘Hedef demokratik cumhuriyettir’

Sürecin demokratik ihtiyaçlarının kitlesel talebe ve harekete dönüştürecek pozitif baskı oluşturmanın önemli olduğunu söyleyen Figen Yüksekdağ, “Aynı zamanda barış ve demokratik toplum paradigmasına bir halklar örgütlülüğü gücüne kavuşturmak için yeniden daha güçlü bir düzeye ihtiyaç var.
Hedef halkların eşit, demokratik birliğine dayanan demokratik cumhuriyettir. Bu ilkesel çizgi, meselelerin bütün emek, özgürlük, adalet taleplerinin ve mücadelesinin kapsayıcı çerçevesi ya da çatısıdır; dinamik bir hareket ve değişim hattının yarattığı ölçüde anlamlıdır elbette” diye ekledi.

HABER MERKEZİ

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İran’da 10 Bahai kadına hapis cezası

Sonraki Haber

Haydut İsrail devletine karşı iki farklı hükümetin iki farklı tutumu

Sonraki Haber
Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Haydut İsrail devletine karşı iki farklı hükümetin iki farklı tutumu

SON HABERLER

İzmir’de kadın cinayeti: Fail hakkında uzaklaştırma kararı var!

İzmir’de kadın cinayeti: Fail hakkında uzaklaştırma kararı var!

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
6 Ekim 2025

Bafil Talabani Lalezar olayı hakkında açıklama yaptı

Bafil Talabanî: Êzidîlerin topraklarına dönmesi için çabalarımız sürecek

Yazar: Bedri Adanır
6 Ekim 2025

Prof. Robinson: Kürtlerin deneyimi sömürüye karşı güçlü bir alternatif oluşturabilir

Prof. Robinson: Kürtlerin deneyimi sömürüye karşı güçlü bir alternatif oluşturabilir

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
6 Ekim 2025

‘Beyaz Toros’ tişörtü satan Trendyol hakkında suç duyurusu

‘Beyaz Toros’ tişörtü satan Trendyol hakkında suç duyurusu

Yazar: Aziz Oruç
6 Ekim 2025

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Haydut İsrail devletine karşı iki farklı hükümetin iki farklı tutumu

Yazar: Heval Elçi
6 Ekim 2025

Yüksekdağ: Birleşik hareketle kazanmanın mümkün olduğu zamanlardayız

Yüksekdağ: Birleşik hareketle kazanmanın mümkün olduğu zamanlardayız

Yazar: Heval Elçi
6 Ekim 2025

İran’da 10 Bahai kadına hapis cezası

İran’da 10 Bahai kadına hapis cezası

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
6 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır